Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu

Abesle İştigal

New York Times, “Türkiye Kürtleri Nasıl Yanlış Okudu” başlıklı bir başyazı yayınlamış. Bu yayın öyle bir yayım imkân ve kabiliyeti de bulmuş ki, mübarek sanki ‘top 10’ yahut ‘hit’ler listesini alt üst etmiş. Hemencik bu değerlendirme Türkiye’de de makes buldu. Bu yazıyı bir emir gibi telakki edenler ve ne kadar yanlış bir propagandanın esiri olduğunu düşünenler…
 
Her ikisinde de ABD’nin ulviliği ve yadsınamaz küresel iradesi hakkında temel içgüdü mevzu bahisti.
 
ABD bilgi toplumu idi ve yanlış yapmazdı. Yanlış bir şey varsa düzeltilirdi. Mutlaka kötü propagandanın etkisiyle yapılmış bir yanlış olduğu er geç anlaşılırdı.
 
Her iki görüş de bu kabule dayanıyor.
 
ABD yanıltılmıştı. Ya da ABD eğer “PYD ile PKK arasında fark var” diyorsa; bunun kabul edilmesinin milli menfaatlerimize pek uygun düştüğünü başka hiçbir telakkiye mahal vermeden kabul etmek icap ederdi.
 
Biz de diyelim: ABD Türkleri Nasıl Yanlış Okudu?
 
Diyebilir miyiz?
 
Hiç imkânı var mı?
 
Türklerin herhangi bir küresel ya da bölgesel olayda; başta da, sonda da ne yapacağı, nasıl olur da ABD gibi bir bilgi toplumunun malumu olmaz?
 
Olmaz mı?
 
Bizim ne düşündüğümüzü bile bilen patron, Suriye’nin kuzeyinde bir yeni yapılanma öngörüyorsa Kobani’nin kurtuluşu gibi bir tezgâhı nasıl paydaş kılmaz?
 
Bu paydaşlık bizim gibi ülkelere nasıl onur vermez?
 
Kobani’de PYD’yi desteklemedik mi? PYD ve Peşmerge güçlerine selam durmadık mı? Sınırlarımızdan transferlerini gerçekleştirmelerine ön ayak olmadık mı?
 
New York Times’ın başyazısında şöyle denmiş:
 
Türk hükümetinin Kürtlere karşı düşmanlığı ülkeyi Suriye savaşının içine daha çok çekiyor, savaş alanını daha karmaşık hale getiriyor ve Ankara ile ABD arasında yeni gerilimleri körüklüyor. Aynı zamanda Türkiye’yi Rusya ile doğrudan çatışma riskine sokarak bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.
 
Ayküsü(IQ) en düşük Türk’ün bile “ne kadar saçma bir laf” diyeceği böylesi bir yorumu paylaştığına göre ABD yetkilileri, gerçekte Türkiye yetkililerine bir mesaj veriyorlar demektir.
 
Bu mesaj nedir sizce?
 
Erdoğan’ın Kürtlerle sorunlarının baş müsebbibi” olduğuna dair yorum da Türkiye yönetişimine başka bir mesaj olmalı.
 
Ona geleceğiz…
 
Ama şu New York Times yorumunu tam irdeleyelim bakalım:
 
Türkiye, Suriyeli Kürtleri top ateşine tutmayı kesmeli, onun yerine Suriye’de en nihayetinde özerk Kürt bölgesi haline gelecek yapıya uyum sağlamanın yolunu bulmak için ABD ile birlikte çalışmalı. Irak’taki Kürtlerle birlikte çalışmanın yolunu bulmuştu. Suriyeli Kürtlerle savaşıp ABD ile gerilimi tırmandırmanın anlamı yok.
 
Türkiye’de Kürtlerin ayrı devlet kurmasından uzun zamandır korkulduğunu, Erdoğan’ın da 1 Kasım seçimi öncesi siyasi hesaplar uyarınca PKK ile savaşı yeniden başlattığını hatırlatan bu ABD’nin en önemli gazetesine göre; Türkiye’de mesele, Erdoğan etrafında teksif edilecek ve sonrasında da Türkiye’nin o geleneksel ABD ile paralel – uyumlu dış politikası yeniden hayatiyet bulacak.
 
Öyle ya; ‘daha önce yaptık’ diyor ABD. Irak’ta o kadar ısrarla vurgulamamıza rağmen ne yazık ki Türkiye de-facto olarak kurulan Kuzey Irak yapılanmasını tanımış gibi gözükmüştü. Sonrasında da tanımaktan öteye bir saygı duruşu gerçekleştirdi. Hatta ömürlerini Kürt düşmanlığı ile geçiren kimi zevat o Kürdistan’da yatırım ortaklıkları kurdular. Türkiye’nin hamiliğinde bir Kuzey Irak Devleti…
 
Irak’ta rahatsızlık vermeyen yapılanma neden Suriye’de verdi ki?
 
Bugün ABD ile çözümlenmesi gereken mesele bu…
 
ABD, bizim için öngördüğü akıl tutulmasının ilanihaye devam etmesi arzusunda…
 
Irak Kürdistan’ı ile Suriye Kürdistan’ı tam tekmil İkinci İsrail’i yani Büyük Kürdistan’ı kurmaya hamlederken Türkiye “bu mesele o kadar da ileriye gidemez, ben bunu bilmiyordum; İsrail’in bana komşu olmasına tahammül edemem herhal” mi dedi?
 
ABD aklı, kendi ürettiği akıldışı projeksiyonu stratejik ittifak içinde olduğu Türkiye’nin bir türlü algılayamamasına şaşırmış görünüyor.
 
Aklı sıra da meseleyi bir adamın akıl tutulmasına bağlamaya çalışıyor. 
 
Sorunun büyük bölümü Erdoğan’ın iki Kürt grubu arasındaki farklılıkları kabul etmeyi reddetmesinden kaynaklanıyor.”
 
Sanki Türkiye’de sadece Erdoğan, PYD ile PKK’nın aynı şey olduğunu ileri sürüyor ve onun dışında herkesi ABD çizgisine tekrar kazandırmak mümkün…
 
PKK’yı terör örgütü kabul eden ABD, Suriyeli Kürtleri terörist olarak değil Kürt bölgelerini savaştan korumaya odaklanmış halde IŞİD’e karşı etkin savaşçılar olarak görüyor. Washington bu gruba istihbarat dahil yardım sağlıyor.”
 
Türkiye sınırının büyük bölümünü kontrol eden Suriyeli Kürtlerin Azez Cerablus hattını da almaya kalkmasının Erdoğan’ın daha fazla askeri güç kullanmaya kışkırtabileceği uyarısı” yapmışmış ABD’li yetkililer gazeteye göre… ABD’li yetkililer öyle ki, Türkiye’nin doğrusunu da, yanlışını da önceden tahmin, tahlil ve hatta tayin yetisine sahipler… Rusya ile kapışabileceğini, PYD’nin Azez Cerablus arasına girmesine müsaade etmeyeceğini de biliyor ABD.
 
Geçen asırda İngiliz entelijansiyasının Rusları üzerimize kışkırtması ve akabinde de Kıbrıs’ı ve Mısır’ı elimizden alışı gibi küresel aklı inşa eden İngiliz-Yahudi medeniyeti şimdi de İsrail’in güvenliği için Büyük Ortadoğu Projesi’nde Türkiye’yi hayli oyaladıktan sonra bağrına hançer gibi fitneyi yerleştirmeye çalışıyor. Bunlar birkaç paralelde cereyan ediyor. Birincisi küresel bir mezhep çatışması; İran ve Suudi Arabistan mihverinde kadim bölücülüğün yeniden yerleştirilmesi… İkincisi şovenizmin en acımasız versiyonlarının ibdası, Kürtçülüğün iflah olmaz kan içiciliği; üçüncüsü İslam modernleşmesinin IŞİD saçmalığına sıkıştırılması… Bunlara benzer daha bir sürü, gerçekten abesle iştigal sayılabilecek sorunsallar, ne İslam medeniyet coğrafyasının, ne de İslam topluluklarının yaşadıkları ülkelerin gerçekte ne somut, ne aktüel, hatta ne de fikri meselesidir. Hemen hepsi emperyalizmin yarattığı baş belası işler…
 
Erdoğan’ın yalnızlaştırılması taktiği üzerine de başka bir yazıda değineceğiz.
 
Kürtlerin operasyonlara hava desteği sağlayarak müttefikliğini kazanmaya çalışan Rusya’nın Kürtler adına Türkiye’ye karşı misillemede bulunması ihtimali üzerinde de açık uyarıcı pozisyonları geliştiren ABD aklı bize yol göstermeyi de ihmal etmiyor.
 
Putin Türkiye’ye Rus savaşı uçağı düşürmesinin bedelini ödetme vesilesi arıyor olabilir, Erdoğan ona bahane vermekten geri durmalı…”
 
Rusları üstümüze salan geçen asrın İngiliz aklı arada bir de Türkiye’yi ikaz edip güya Ruslara karşı temkinli olmasını salık veren akıllı bir simsar.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!