H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Demokraside İleri Vicdan/sız/lık!

Her şehit “asker” haberinde,  “askerlik anılarımın” yüreği sızlar da; bu seferki başka, “bedelli ve vicdani ret” haberleri, “askerlik anılarımın” taa vicdanını sızlatıyor. Ve de vicdanımın sesi, bu Vicdan/sızlığa itiraz ediyor.

Sizde anılarıma,“ kızlar daha evvel askere alınmış mıydı, yoksa cinsiyet mi değiştiniz?” diye sorabilirsiniz. Aslında bu sorunun iki cevabı var. -Evet, bilfiil babam emekli olana kadar askerlik yaptım.- Evet, her Türk ailesi de bir şekilde oğlu uşağı-komşusu akrabası ile onların anıları ve duygularıyla bir parça askerlik yapar,”askerliği” yaşar.

Buradan yola çıkarak,“Bedelli askerlik ve vicdani ret” konusunu ele alırken, bu işin ilmi(!) “tamamen duygusal” kısmını çokbilmiş kalemlere bırakıyor; Ben, “Bedelli askerlik ve vicdani ret”in, “Türk” inancında, geleneğinde ve vicdanında açacağı yarayı, boşluğu hatırlatmak istiyorum. Her şeyden evvel, “Er mektubu görülmüştür “diye başlayan “askerlik anılarıma” yapılan haksızlığa karşı duruyor ve anılarıma-askerime- sahip çıkıyorum. “Şehit veya gazi” diyerek- ASKERLİK- ruhu taşıyan, bu ruhu da İslam inancından almış her vatandaşı, anılarına ve bu ruha sahip çıkmaya çağırıyorum.

Askerliğin en zor şartlarını “babasıyla” yaşamış biri olarak, şimdi düşünüyorum da, eğer bu sadece para için yapılıyor olsaydı, babamın dağlarda, çoluk çocuk bizim oralarda(!)- ne işimiz vardı. Hâlbuki biz, bütün olumsuz zor şartlara, sosyal hayattan mahrum olmamıza ve hatta eğitim hayatımızın eksik kalmasına şikâyet etmez, asker çocuğu olmaktan, babamızın yaptığı bu görevden gurur duyardık.
Askerlik Anılarımın bir yerinde: “Elbette, her gün okula gitmek için sabah çok erken saatte kalkmak, dağ yolunun arabayı sarsmasının da etkisi ile yarı uykulu olarak derslere girmek bizim için çok zordu… Dağda Akşamları TV seyretmek gibi bir eğlencemiz yoktu. Zaten o zamanlar dağlarda TV hiç yoktu… “diye şartlarımızı anlatırken, yanlış anlamayın, kimse bu halinden şikâyet etmez, şartlarını sorgulamaz, inancı ve tarihi geleneği gereği hesabını “parayla” yapmaz, Asker ocaklı olmayı ayrıcalıklı sayardı/k.
Kişi, ülkemin hangi yöresinden gelirse gelsin, dışarıda hangi şartlarda yaşıyor olursa olsun; “ocakta” herkesle aynı havayı solur, aynı yemeği yer, aynı şartlarda nefes alır; bu yüzdendir ki bu ortamlar gencimi olgunlaştırır, duygu dünyasını zenginleştirir, kurdukları dostlukları da; sevgi ve samimiyete dayalı kalıcıdır. Bunun içindir ki, asker/lik arkadaşlıkları candır, akrabadan ötedir. Öyle ki toplumumuzda, “askerlik arkadaşı”na namusunu, malını, canını gözünü kırpmadan teslim edersin .(Sanıldığı gibi “asker ocağında” genci olgunlaştıran ve adam eden; üssünden dayak yemesi veya zor şartlarda süründürülmesi değildir. Ocağa farklı yöreden gelen her asker, diğer askere, ülkesinin bir parçasını öğretir. Onlar “ocakta” yemek pişer gibi yavaş yavaş hemhal olur birbirleriyle “pişer”ler)
Büyüklerimiz şimdilerde “kasa açıkları için”, parayı gözümüze soka dursunlar; Ocak’taki asker/im asla, yaptığı işi ve şartlarını sorgulamıyor; gururla teskere gününü bekliyor.
O günlerden-anılarımdan, askerimin sesi yankılanmaya devam ediyor, “İbibikler öter ötmez ordayım…”; bir taraftan gün sayılıyor, bir taraftan da düğün tarihleri belirleniyor. Onurlu, gururlu, birçok asker, gittikleri “vatan görevinden” anıları ile de dönecekler elbet…

Peki ya, bedelini(!) bulmak için oraya buraya(!) yamananlar, Vicdanının sesi para olanlar; bundan böyle “asker”lik anıları yerine, bu işten nasıl yırttım hikâyelerini anlatırken; acaba, şehidimin toprağına nasıl ayak basacak, gazimin yüzüne nasıl bakacaklar.
İyi de, ya Türk genci nasıl büyüyecek(!)olgunlaşacak, evlenme vakti nasıl tayin edilecek, nasıl dost edinecek, sabretmeyi, fedakârlığı, ülke ve insanını iliklerine kadar nasıl hissedecek ve sevecek.

Ve her şeyden önemlisi, ülkemizin askersizleştirildiği bu günlerde, savaş “tam tam”ları, kapımızda ve birileri bizi çoktan cepheye sürdü bile.

“Vicdani ret- bedelli” derken, “askere giden bulabilecek miyiz” şeklinde endişe edenlere diyorum ki, son çare, “çocuğuna verdiğin inanca ve Türk ahlakına güveneceksin” İşte tam da bu günlerde, toplum değerleri ve vicdanı devreye girecek. Ve de ne ektiysen onu biçeceksin.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!