Feridun Yıldız
Feridun Yıldız

Türklere özgürlük

Bir vakitler bu ülkenin başbakanı “geliştim, değiştim” derken bu halin sadece ona has bir özellik zannederdik. Ne yazık ki yanılmışız. Bu moda öyle bir yayıldı ki, sağımıza baksak değişen, solumuza baksak değişen görüyoruz.

 

Kavramlar bile bir hafta içerisinde aniden başlık değiştiriyor; değişime iyice adapte olmuş vatandaş da bir öncekini anında unutuyor. “Kürt sorunu”, “Kürt açılımı” ve nihayet “demokratik açılım” bu değişimin en güzel örneği.

 

Bir vakitler DTP’li milletvekillerini “30 Ağustos Resepsiyonları”na davet ermeyen, onların bulunduğu hiçbir ortama kurumsal olarak katılmayan askerlerimiz de değişti. Her toplantısından sonra “terörle mücadele için hükümete tavsiye kararı” alan Milli Güvenlik Kurulu değişti. Artık onlar da “açılımcı” oldu. Kusura bakmayın, bu saatten sonra sizlerin hazırlayacağı “Millî Güvenlik Siyaset Belgesi” benim için tartışmalıdır.

 

Zaten değişime alışkın olan Başbakan “PKK’yı terör örgütü  olarak ilân etmedikleri sürece onlarla görüşmem” derken 360 derece çark ederek DTP’ye davetiye çıkardı. Sayın Başbakan, sizin tabirinizle “Bedeli ne olursa olsun” gerçekleştirmeyi düşündüğünüz bu açılımı Ekim’den önce gerçekleştirmeyi düşündüğünüzü açıkladınız. Aceleniz ne, sizi kim sıkıştırıyor?

 

On gün önce bu açılıma karşı olduğunu ve Dışişleri Bakanı Atalay ile kesin olarak görüşmeyeceğini açıklayan CHP lider Baykal kimlerden işaret aldıysa değişti. Şimdi kendisi de bir açılım geliştirme çabasında.

 

Büyük ümitlerle Saadet Partisi’nin başına getirilen ve bu partiyi yeniden ayağa kaldıracağına inanılan Numan Kurtulmuş’un da diğerlerinden bir farkı olmadığı anlaşıldı. Son yıllarda millî bir çizgiye geldiği sanılan SP’nin açılım konusunda AKP’nin büyük destekçilerinden birisi olduğu ortaya çıktı.

 

Gazeteler bakıyoruz… Bir zamanlar MHP Genel İdare Kurulu üyesi olan Taha Akyol değişmiş, hükümete yağ çeken liberal bir çizgiye gelmiş. 1980 öncesinde Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticilerinden Mümtaz’er Türköne değişmiş, ruhunu ve beynini kiraya vermiş. MHP ve Ülkü Ocakları kadrosu 1980 sonrasında içerde iken, dışarıda Alparslan Türkeş’in talimatıyla Yeni Sözcü dergisini çıkartan Avni Özgürel de değişmiş. Hepsi açılımcı olmuşlar, iktidarın şakşakçılığını yapıyorlar.

 

Tarihte destanlar yaratmış yüce milletime bakıyorum, heyhat, o da değişmiş. Ilık suda yavaş yavaş ısıtılarak fark ettirilmeden haşlanan kurbağalar gibi etrafında olup bitenlerden habersiz ölümünü bekliyor. Duyarsızlaştırılmış, yönlendirilmiş ve dönüştürülmüş. Belki de yeni bir kurtuluş destanını yaratmak için sessiz sessiz liderini bekliyor. Yeni Mustafa Kemal’ler bekliyor.

 

Sürece çok sert bir biçimde karşı çıkan tek bir kuruluş var. Milliyetçi Hareket Partisi. Devler Bahçeli “bu ülkeyi böldürtmeyiz, gerekirse dağa çıkar elli yıl savaşırız” diyor. Çok hoşuma gidiyor, gururlanıyorum. İşte bulundu “kurtaracak baht-ı kara mâderini” diyorum. Ancak düşünüyorum; kimle dağa çıkılacak? MHP’nin lokomotifi Ülkü Ocakları nerede? Hiç sesi çıkmıyor. Kim etkisizleştirdi onları?

 

Tekrar, tekrar düşünüyorum. İçimden ağlamak geliyor öksüz Türklüğüme. Yüksek bir tepeye çıkıp haykırmak istiyorum:

 

“Türklere Özgürlük!”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!