Halbuki “ideolojisizlik ideolojisi”; ideolojilerin ne ifade ettiğini tam kavrayamamış, ya da kavramak istememiş yerli aydınlarımız ve siyasetçilerimiz, Batılı Küresel düşünce adamlarının (Daniel Bell, Fukuyama, Huntington gibi) etkisinde, yönetecekleri toplumları mankurtlaştırmak için ortaya attıkları bir algı yönetimi olduğunu düşünmezler. Aslında “ideolojiler bitti” derken ortaya koydukları yeni sistematiğin de bir ideoloji olduğunun farkına varmazlar. Örnek vermek gerekirse meşhur aydınlarımızdan Alev Alatlı “Schrödinger’in Kedisi” isimli kitabında “Eski Türkiye'nin, ideolojisi yoktu. Eski Türkiye'nin, siyasi ilkeleri, teorileri, idealleri, felsefesi yoktu. Yönü, hedefi, pusulası, öngörüleri olmadığı gibi, liderliğinin entellektüel unsurları da yoktu. Eski Türkiye kültürü, duyguların egemenliği altındaydı. Başat duygu da korkuydu.” derken Türklerin tarih sahnesine çıktıklarından itibaren, adına ünlü tarihçimiz merhum Prof. Dr. Osman Turan’ın “Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi(Ülküsü)” dediği bir anlayışa sahip olduklarını düşünmez. Türkler hep batıya doğu ilerlerken bir “Kızılelma” belirlemişler, fethettikleri ülkelerde de temeli adalet olan bir devlet düzeni tesis etmişlerdir.
Aslında İYİ Parti içerisindeki tartışmaları iki maddede toplamak daha akılcı olacaktır:
- Siyasal çizgi tartışmaları:
- İdeolojik çizgi tartışmaları.
Dikkatli incelenirse ideolojik çizgi tartışması zannedilen pek çok tartışma da gerçekte siyasal çizgi tartışmasıdır. Genel Merkez kadrolarının seçimlerinde ve Milletvekili Adaylarının tespitinde yapılan bazı tercihler ideolojik tercih gibi algılansa da sadece siyasal kadro çekişmesinden ibarettir. Genel Başkan Meral Akşener Genel Seçim sonrasında gerçekleştirilen Afyon Çalıştayı’ndan bugüne yaptığı bütün konuşmalarda partinin “Türk Milliyetçisi” ideolojisini açıkça ifade etmiştir.
Akşener kendisi ile yaptığımız özel bir sohbette “Merkez Sağ” tanımlamasını reddetmiş, İYİ Parti’nin Türk Milliyetçiliği fikri üzerine bina edildiğini açıklamıştır. Aynı sohbette, “Eğer parti genel başkanı olmasaydım, Türkiye genelinde, Türk Milliyetçiliğinin fikirsel gelişimini sağlayacak büyük bir vakıf kuracaktım” demiştir.
Bu arada İYİ Parti üzerinde algı yönetimi yapan havuz medyasına da bir hatırlatma yapmakta fayda var. İYİ Parti Genel Merkezi’nin seçimden sonra boşalan ve yetersiz kalan teşkilatların yenilenmesi kararından sonra rutin bir işlem olarak istifa eden il ve ilçe teşkilatlarını bir algı yönetimi mantığıyla, kamuoyuna İYİ Parti’den kopuş gibi göstermeleri amacına ulaşmamış, sadece kendilerini aldatmışlardır.
Kim ne derse desin, ne yaparlarsa yapsınlar, İYİ Parti “Türk Milliyetçiliği” omurgası üzerinden vatanını, milletini ve devletini seven bütün vatandaşlarımızı kucaklayarak yoluna hızla devam etmektedir. Doğru tespit edilecek belediye başkan ve meclis üyesi adayları ile Yerel Seçimlere imzasını atacak, AKP’nin çöküşünü hasretle bekleyen milletimize gösterecektir.
Daha yeni başladık. Türkiye İYİ olacak!..