“Türkiye’de, Taraf Gazetesi ile birlikte basın alanında bir ilk yaşanmaktadır. Bu gelişme Türkiye için bir dönüm noktasıdır. Yazarlarının çok büyük bir çoğunluğu demokrasi sınavını basarıyla vermiş namuslu aydınlardan oluşmaktadır. Yanlış anlaşılmamalı, Taraf gazetesi yaptıklarıyla bir bütün olarak “Namusun mihenk taşında dövüşen” insanlardan meydana gelmiştir, bunun bilincindeyim. Yürekli genç kalemlerin onurlu durusu da takdire şayandır, onlar da bu güne kadar önlerini çıkan tuzakları başarıyla savuşturarak bu çetin kavganın imtihanlarından başarıyla geçmektedirler.
Taraf Türkiye’nin ilkidir. Türkiye, derin yapılar ile kıyasıya bir hesaplaşmayı da ilk kez Taraf ile yakalamış durumda. Kürt halk belki de tarihinde ilk defa Taraf ile sahiplenilmiştir.
Eli sopalı devlet ilk defa sopasını saklamak durumuna Taraf duvarına toslayarak düşüyor. Astığı astık, kestiği kestik ordu ilk defa bok yediremiyor, parmak sallayamıyor, tehdit etmeye yeltenemiyor. Çünkü o da 85 yıllık ömründe bu ilk’i Taraf ile birlikte yaşıyor.
Özetlersek: Taraf Gazetesi dünyamızın son çeyrek yüzyılına Türkiye’den verilmiş en anlamlı bir cevaptır. “Ezilenlerin ilk resmigeçididir”, selamlıyorum.”
Taraf Gazetesi’ni göklere çıkartan yukarıdaki övgüler Barzani’ye yakınlığı ile bilinen ve bunu açıkça deklere eden “Kürtçü” internet sitesi “www.nasname.com” sitesinde 26 Temmuz 2009 tarihinde yayınlandı.
Taraf Gazetesini önder olarak gören bu sitenin yazarlarından “Salar Renkli” sitede yayınlanan 11 Mayıs 2009 tarihli makalesinde son günlerin moda kavramı haline gelen “Kürt Açılımını” şu şekilde özetliyor:
“Kürtler için insani ve doğal olan kendi kaderlerini kendilerinin istediği bir biçimde tayin etmesinin dışındaki çözümler dayatmacı bir tutumdur. Yüzyıldır uygulanan da budur ve sonuç ortada.”
Onlara göre bu açılımın önündeki en büyük engel Kemalizm’dir:
“Biz Kürtlerin Kemalizm gibi zamanı dolmuş ve kendi döneminde bile otoriter olan bu ideolojiye ihtiyaçları yoktur. Tüm dünya ulusları gibi bağımsız ve özgür bir Kürdistan Kemalizm’den kopmayla gerçekleşebilir. Kürtler, Türkleşmek istemiyorlarsa Kemalizm ve onun savunuculuğuna soyunanları terk etmeliler.”(Salar Renkli, www.nasname.com, 15 Nisan 2008)
Atatürk düşmanlığı konusunda “nasname” ekibi ile “Taraf” ekibi arasında görülen bu benzerlik onları birbirlerine yaklaştıran sebeplerden birisi olsa gerek.
Kuzey Irak’taki “kırmızı çizgilerimizin” ABD’nin baskısı ile beyazlaştığı yine bunlardan öğreniyoruz:
“Uluslararası diplomasinin tüm ayak oyunlarına başvurmanın Güney’e ilişkin hükümsüz kalışı, zorunlu boyun eğişe doğru evirildi. Dünyanın daha dar anlamda bölgenin hâkimi ABD, TC’yi Güney Kürtlerini tanımaya zorlamıştır.” (Salar Renkli, www.nasname.com, 11 Nisan 2009)
Bu hainlerdeki Türk ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı bunlara kendi atalarının da Birinci Dünya Savaşı başlarında Ermeni komitacılar tarafından katledildiği gerçeğini unutturmuştur:
“Bu inkâr edilmez Soykırım’ı mahkûm etmeyen TC asla dünya insanlığı nezdinde aklanamaz. Öncelikle özür dilemeli. Özürleri sunmayan devletler, bireyler tekrardan aynı şeyleri yapmanın ısrarcısı olacaklar ve hiç bir zaman bunlara güvenilmemelidir. 23 Nisan’ı ‘Bayram’ ilan et, 24 Nisan’ı görmemezlikten gel… Bu tam bir Türk filmi. Ama hayat bir sinema değil bunu TC’nin devlet ricali de görecek…”(www.nasname.com, 24 Nisan 2008)
Aynı siteden aldığımız aşağıdaki paragraf “Taraf”ta yayınlansa hiç şaşırmazsınız değil mi? Zira her gün buna benzer onlarca yazı yayınlanıyor:
“24 Nisan tarihi unutulmamalı. Yeni soykırımların olmaması unutmamaktan geçer. Yaşanılanlar geri döndürülemeyebilir ama yeni soykırımların önü alınabilir. Hrant’ın kanı daha kurumadı. Müjde Kitapevi’nde koyun boğazlanır gibi insanlar boğazlandı, Trabzon’da rahip kurşunlandı. Kürdistan’da asit kuyularında insanlar kemikleriyle birlikte yok edildi. Bu ve buna benzer cinayetlerin devam etmemesi için, kendi dışında başka din ve yaşam biçimlerine sahip insanların varlığı artık bir öcü olmaktan çıkarılmalı.
Ermeni, Süryani, Rum ve diğer toplulukların soykırım günü olmasıyla sembolleşen bu gün, insanlığın bir ayıbı olarak kabul edilmeli. Özellikle de Türkler, yüzkarası olan bu günü hiçbir zaman unutmamalıdır.” (www.nasname.com, 23 Nisan 2009)
Türk insanının gaflet uykusundan uyanmasının vakti çoktan gelmiş, geçmektedir bile. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetle hesapları olduğu için kendilerini “ikinci cumhuriyetçiler” olarak tanımlayan Taraf Gazetesi’nin kimden taraf olduğunu anlamalı, kendi de tarafını belli etmelidir.