Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan “Tansu’ya Mektuplar” başlığı altında yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazılarında dün Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ‘ın kendisi hakkında attığı “Zafer Partisi yükselişte” demiş. Ülkemize 10 milyon sığınmacı geliyor. Endişelenmiyor, Zafer Partisi yükseliyor, endişeleniyor. Burnunun ucunu göremez” ifadelerini içeren tweetine cevap verdi. Her cümlesi eleştiriye muhtaç ve çelişkilerle dolu bu cevap yazısının tamamını eleştirmek uzun olacağı için ben de bir kısmını ele aldım.
Özkök’ün “Evet kardeşim, sen ve partin beni çok endişelendiriyor!” başlıklı yazısında şu açıklamaları yapmış:
“1- AK Parti iktidara geldiğinde şampanya patlatmadım. Şampanya sevdiğim bir içki değildir. Viski ve şarap içerim, ki onlar da patlatılmaz.
2- Herhalde yanlış hatırlıyorsun düzelteyim. Şampanya patlatmadım ama başka bir şey yaptım. Bir kadın, yani Tansu Çiller, Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olduğunda gerçekten çok sevindim. O nedenle şakayla karışık bıyıklarımı kestim diye bir yazı yazdım.
Kestim de gerçekten…”
AKP iktidara geldiğinde şampanya patlatmayıp da viski içmen çok mu önemli Özkök. Amaç kutlama değil mi, ha şampanya patlatmışsın, ha viski içmişsin.
“10 milyon rakamın abartılı… Daha doğrusu ile söyleyeyim. Beş milyona yakın Suriyeli Türkiye’ye geldiğinde “endişelendiğini” yazan ilk yazar belki bendim.
Daha 2011 yılında Suriye savaşı başladığında şu uyarıcı yazıyı yazdım:
“Aman dikkat sınırlarımızı cihatçılara açarsak Güneydoğu sınırımızda bir Peşaver oluşur. Bir terör bölgesi oluşur.”
Aynen oldu.
İkincisi dünyanın hiçbir ülkesi, bu kadar kısa sürede gelen 5 milyon insanı kaldıramayacağını defalarca yazdım.”
Özkök’e sormak lâzım; bu gerçekleri 2011’de gördün de şimdi neden Sayın Özdağ’a karşı çıkıyor, onun ve partisinin endişelerini tehlikeli buluyorsun?
Özkök Sayın Özdağ ve Zafer Partisi’nin yükselişini neden tehlikeli gördüğünü de kendince şöyle açıklamış:
“Anketlerde senin partinin yüzde 2 seviyesine gelmesi ve senin söylemlerin beni endişelendiriyor.
Ayrıca bu söylemlerinin yakın çevremde üniversite okumuş eğitimli insanlarda bile taraftar bulduğunu görünce endişem daha da büyüyor.
Bir de bu söylemlerini çok tehlikeli eylemlere dönüştürdüğün zaman korkmaya başlıyorum.
Çünkü bu söylemin ve bu yükselişin ucunu göremiyorum.”
Sadece kendini akıllı ve zeki gördüğü anlaşılan Özkök, üniversite okumuş, tahsilli ve kültür seviyesi yüksek kimseleri muhakemesi kıt ve basiretsiz mi görüyor da onların Zafer Partisi’ne meyletmelerini tehlikeli buluyor?
Özkök açıklamalarını şu şekilde sürdürüyor:
“Bu 5 milyon kişiyi tekrar Suriye’ye gönderemezsiniz.
Bu insanlar İzmir’i, İstanbul’u, sahillerimizi bırakıp tekrar Orta Doğu’nun asla huzura kavuşamayacak, Müslüman’ın Müslüman’ı kesmekten asla vazgeçmeyeceği bir coğrafyaya dönmez.”
…..
“Bu ülke çocuklarının sırtına, hiç hakketmedikleri ikinci bir Ermeni tehciri damgası yapıştırtırsın bütün dünyanın gözünde. Sen bile kaldıramazsın bu vicdani sorumluluğu…
Kendinde seçilme şansı gören insanlar bu vaatte bulunmaz
O nedenle diyorum ki; Bırakın bu toptan gönderme vaatlerini… Şimdiden bu insanların en azından yarısı için iyi bir “entegrasyon politikası” yapın. Bunu milli bir politika haline getirmeye çalışın.”
Sayın Özkök, pekâlâ biliyorsunuz ki bu insanlar ne göçmen ne de mülteci. Suriye’de savaş çıkınca Uluslararası Hukuka ve iç hukuka[1] göre “Geçici sığınmacı” olarak Türkiye ve AB ülkeleri tarafından savaş bitesiye kadar barındırılmak üzere kabul edildiler. Bu sığınmacılardan da en çok nasibini Türkiye aldı. Herkes vatanında mutludur. Suriye’de savaş bittiğine göre bu sığınmacıların en konforlu şekilde kendi vatanlarına gönderilmeleri uluslararası hukuka uygundur ve bahsettiğiniz “Ermeni Tehciri” ile de hiç alakası yoktur. Ermeni Tehcirinin tarihi ve hukuki şartları tamamen farklıydı. Ermeni Tehciri ile ilgili olarak Türk arşivleri bütün dünyaya açıktır ve belgeler bugünkü dile de çevrilmiştir. Bu konuda yazılmış yerli ve yabancı pek çok bilimsel eser vardır. Ermeni Tehciri yaygarası bilimsel olmaktan öte gerçeklere dayanmayan siyasal bir iddiadır.
Sayın Özkök, Türkiye Cumhuriyeti bir “Ulus Devlet” olarak kurulmuştur. Türkiye Devletinin temelini “Türk Kültürü” oluşturur. Tarih boyunca hiçbir milletle entegre olmamış, baskın ve ırkçı bir karaktere sahip Arapları Türkler ile entegre ederek “kozmopolit” bir kültür oluşturamazsınız.
Sayın Özkök, sizi Türklük neden gocunduruyor bilmiyorum ama Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ABD Kongresi’nde yaptığı Türkiye karşıtı konuşmayı yere göğe sığdıramayan şahsınıza haddini bildirmişti. Hürriyet’ten ayrıldıktan sonra mektuplar yazan Ertuğrul Özkök’ün Batı’dan fon aradığı için sularında kulaç attığına dikkat çekmişti.[2]
Sayın Özkök, hangi limana yanaşırsanız yanaşın ama sakın ola bir daha Zafer Partisi’ni ve korkusuz lideri Prof. Dr. Ümit Özdağ’ı karşınıza almayın, zira gördüğüm kadarıyla bu konu sağlığınızı bozuyor.
[1] 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 91. maddeye göre; “(1) Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel akın hâlinde sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.”
[2] https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2022/06/04/allah-putine-uzun-omur-versin
