Feridun Yıldız
Feridun Yıldız

Büyük Oyun Sürüyor

 

 

Büyük Oyun sürüyor…

Büyük Oyun nedir; bu oyunu kimler, nerede oynuyorlar?

Oyunun önce nerelerde oynandığına bakalım…

Tunus cayır cayır yanıyor. Bir renkli devrimle, adına “Yasemin Devrimi” denilen bir halk ayaklanması ile Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin iktidarına son verildi. Bin Ali kaçtı, ülkede kan gövdeyi götürüyor, istikrarsızlığın ne kadar, nereye kadar süreceği belir değil. Olayların diğer Arap ülkelerinde “domino etkisi” yaratmasından korkuluyor.

Ne oldu? 23 yıldır diktatörlükle yönetilen Tunus’a “demokrasi(!)” ihraç edildi. Bu dalga diğer Arap ve Ortadoğu ülkelerini de sararsa hiç şaşmayın. Diğer “renkli devrimler”de de öyle olmuştu.

Durumdan kim memnun? Güya demokrasi ile yönetilen AB ülkeleri ve ABD…

Sudan’a öyle bir “ayrılık” tohumu ekildi ki yapılan referandum Sudan’dan Güney Sudan adında yeni bir ülke çıkaracak. Sudan Afrika’nın petrol zengini ülkesi. Önce ülkede dinsel ayrılıklar körüklendi ki 2005’ten nu yana 2 Milyon can aldı, ardından Sudan ABD tarafından “terörist ülkeler” listesine alındı. ABD şimdi de eğer Sudan Hükümeti Referandum sonuçlarını tanırsa Sudan’ı “terörist ülkeler” listesinden çıkaracağını söylüyor.

Bölünmeden kim memnun? Ortada…

Irak’ın başına gelenler malûm… Geleceği de karanlık görülüyor. Büyük ihtimalle üçe bölünmüş bir devlete dönüşecek.

Bu hale nasıl geldi? Bilmeyen yok sanırım.

Pakistan’da 2007 yılında bir suikasta kurban giden Benazir Butto’nun yeğeni Fatima Butto “Pakistan kaosa sürükleniyor” diye yazıyor. Yıllardır sınırlarındaki şiddet olayları ile gündeme gelen ve kendi halkı ile savaşmak durumunda kalan Pakistan bugün belki de sonu bölünmeye kadar gidecek bir istikrarsızlığın içerisinde girdi.

Cemaati İslami’nin eski lideri Gazi Ahmed ABD ve Hindistan’ın birlikte Pakistan’ı karıştırdığını iddia ediyor.

Afganistan’ın ne derecede bağımsız bir ülke olduğunu hepimiz biliyoruz.

Ülkenin kimin işgâli altında bulunduğu ise hepimizin malûmu.

Büyük Oyun’un nerelerde oynandığını ana hatlarıyla ortaya koyduk. Anılan bu coğrafya üzerinde tatbik edilmeye çalışılan küresel bir proje var. Adı “Büyük Ortadoğu Projesi”. Projenin senaryosu ve tatbikatı çağımızın küresel emperyalisti ABD tarafından yürütülüyor. Amaç bu coğrafya’daki kontrol edilemeyecek büyüklükteki ülkeleri bölüp yönetmek… Uygulamada bazen İsrail, bazen AB Ülkeleri taşeron olarak da kullanılıyor.

***

Bu projenin haritasını da yayınladılar. Hepimiz biliyoruz, hepimiz gördük. O haritaya göre ülkemizin sınırlarında da bir değişiklik düşündüklerini de görmüştük. On yıldır da ülkemiz bu projesinin eş başkanı olmakla övünen bir başbakanın hükümeti tarafından yönetiliyor. Projenin Türkiye ile ilgili uygulamalarının aşama aşama yürütüldüğünü bütün sağduyu sahibi insanlar gördü.

Artık yürütülen bu “Büyük Oyun”un son aşamasına gelindiği anlaşılıyor.

Türkiye’deki bu “Son Aşama”nın adı “MHP’siz Meclis”!.. Zira plânın son aşamasının uygulanabilmesi için günümüzün “Kuvay-i Milliye” güçlerini teşkil eden “Ülkücü Hareketin bertaraf edilmesi, siyasî organizasyonu olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin ise TBMM dışı bırakılması gerekiyor.

Önce CHP dönüştürüldü. Projelerine uygun olmayan Deniz Baykal indirildi, Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde, etnik ve mezhepsel ayrılıklar ve ayrılıkçılar karşısında net bir tavrı olmayan bir ana muhalefet yapısı çıktı ortaya. Amaç projeyi “iktidar” ve “ana muhalefet” işbirliği ile başarmak.

Referandum öncesinde başlayan bir süreç ile “zihinleri karışık”, bu “Büyük Ülkü”yü “idrak etmekten ve taşımaktan âciz” bir takım eskimiş Ülkücüler(!) devşirilmeye başlandı. Bu devşirme operasyonu Genel Seçimler’de bazı elebaşlarının iktidar partisi saflarından milletvekili adayı yapılasıya kadar devam edecek. Amaç ne? Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarını bölmek.

Demokrat Parti yeni liderini seçti. Bir sonraki seçim döneminde hangi siyasî partide mola vereceği belli olmayan bu yeni Genel Başkan ve kadrosuna aldığı bazı “Eskimiş Ülkücüler”le amaçlanan ne? Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarını bölmek.

Dönüştürülmüş CHP’nin prensinin ortaya attığı “CHP-MHP koalisyonu” ihtimali ile amaçlanan ne? CHP’nin dönüşmesi ile CHP’den uzaklanan bazı “Ulusalcı Seçmen”in MHP’ye meyletmesini ve MHP Liderinin başlattığı “Millet ve Devlet Bekası İçin Güçbirliği Harekâtı” ile MHP’ye kitleler halinde dönmeye başlayan küskün MHP oylarını engellemek.

Rahmetli şehidimizin mektubunu okurken “timsah gözyaşları” döken, Güneydoğu’da “Kürt Sorunu” yaftasıyla bölücü söylemler içerisinde girerken Fethiye’de “Orhun Abideleri’nin yolunu yaptırmakla” övünen iktidarın başının bu siyasetindeki amaç ne? MHP seçmeninin zihinlerini çelmeye çalışmak.

***

Bütün bu oyunlar karşısında “Vatanımın ha ekmeğimi yemişim, ha uğruna kurşun” diyen Ülkücülere Vatan Şairi Namık Kemal yıllar öncesinden sesleniyor:

Felek her türlü cefasın toplasın gelsin,

Dönersem namerdim Millet yolunda bir azimetten.

Ülkücü Hareket’i dönüştürülmüş, devşirilmiş, “Eskimiş” eski dâvâ arkadaşlarıyla kimse yanıltamaz. Biz insanların geçmişte ne olduklarına değil, şu anda ne yaptıklarına ve nerede olduklarına bakarız. Hatıralarımızı kalbimize gömer, başımızı çevirmeden yolumuza devam ederiz.

İktidar sahiplerinin sergiledikleri riyâ ise bizi hiç etkilemez. Ağladıkları yanlarına kâr kalır. Ülkücünün tek görevi önümüzdeki Genel Seçimler’de partisini iktidara getirmek için “son nefes, son damla kana kadar” çalışmaktır. Başaracağız… Başaracağız… Başaracağız…

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!