Türk Ceza Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun, 26 Haziran 2009 Cuma günü, gece yarısında TBMM’de oylanarak geçti. Bu kanunun 6. maddesiyle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askerî mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirâk halinde işlemesi durumunda; asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adlî yargı mahkemeleri tarafından yapılır.”
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde yapılan değişiklik sonucu şu suçlar da sivil mahkemelerin yetkisine girmektedir. Mesela; başka bir devleti savaşa tahrik ya da yabancı bir devlet aleyhine asker toplamak, askeri tesisleri ya da karargâhları ele geçirmek, siyasî ya da askeri casusluk. Bu gibi suçlar, asker kişiler tarafından işlendiği takdirde bu kanuna göre sivil mahkemede yargılanacaklardır.
Bu suçlar TSK’ni de yakından ilgilendiren suçlardır. Asker kişiler tarafından işlendiği zaman bu suçlar daha özel bir nitelik taşır. Zaten askeri mahkemeler tıpkı çocuk mahkemeleri, aile mahkemeleri gibi ihtisas mahkemeleridir.
TBMM İçtüzüğünün 38. Maddesi, “Komisyonlar, kendilerine havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler” demektedir. Hükümetçe hazırlanan bu kanun teklifi 38. Madde gereğince TBMM Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonlarına sevk edilmiştir. Hükümet teklifinde kanunun 6. maddesi için ortaya konulan gerekçe şudur: “Madde 6- Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçunun, daha etkin bir şekilde soruşturulması ve kovuşturulması amacıyla, bu suçların da Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesine göre görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinde görülmesi amacıyla bu düzenleme yapılmıştır.” Bu gerekçe ile TBMM’den geçen kanunun 6. maddesi arasında ne gibi bir benzerlik vardır? Adalet Komisyonu’nca kabul edilen kanunun 6. Maddesi şu şekildedir:
“MADDE 6- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu,”
Komisyonlarda bu şekilde kabul edilen kanun TBMM’de iktidar partisinin “değişiklik önergeleri” gece yarısı operasyonuyla değiştirilerek şimdiki halini almıştır. Şüphesiz askeri yargının da reforma ihtiyacı vardır, ancak tarafların görüşü alınmadan yapılan bu değişiklik etik bir hareket olmamıştır. Bu değişiklik yapılırken hukukla ilgili sivil toplum kuruluşlarının, sivil ve askeri yargı organlarının ve TSK’nin görüşü alınmamıştır.
Kanunun 9. maddesinin “Geçici 1. Maddesi” bu operasyonun niçin yapıldığına dair ipuçları sergilemektedir:
“GEÇİCİ MADDE 1 – Bu Kanunla, 5271 sayılı Kanunun 3 üncü ve 250 nci maddesinde yapılan değişiklik hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihte devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturmalarda da uygulanır.”
Anayasamızın 129. maddesine göre, “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.” Bu kanunda izin alınacak idarî mercii de belirtilmediği için sonuçta herhangi bir savcı bile Devlet Protokolü’nde üçüncü sırada olan Genelkurmay Başkanı hakkında ceza kovuşturması açabilecektir.
AİHM askerleri sivil mahkemeler mi yargılasın diyor? AİHM bu konuda çok açık. Yapılan iki değişiklik var. Bir tanesi sivillerin askeri mahkemede yargılanmamasını öngörüyor, diğeri ise CMK 250. maddedeki suçları işleyen asker kişilerin sivil mahkemede yargılanmasıdır.
AİHM bakımında sorun gayet açıktır. İki şey öngörüyor. Birincisi, bütün yargılamalar adil yargılama usullerine uygun olmalıdır. Askeri mahkemeler bakımından bu sorun askeri mahkemelerin tarafsız ve bağımsız mahkemeler olup olmadığı noktasında düğümleniyor. Bu noktada askeri yargıda bir reforma ihtiyaç vardır. AİHM’nin ikinci aradığı şey, siviller askeri mahkemelerde yargılanmamasıdır. Demek ki siviller askeri mahkemede yargılanmazsa ve askeri yargı tarafsız ve bağımsız bir yargı olursa AİHM bakımından problem yok. AİHM ayrıca askerlerin askeri mahkemelerde yargılanmasına askeri mahkemeler adil yargılama usullerine uydukları sürece ses çıkarmıyor. 250. maddede yapılan değişiklik yerine askeri yargıyı daha tarafsız, daha bağımsız hale getirici bir takım reformlar gerçekleştirilebilirdi. Meselâ sicil âmirleriyle askeri hâkimlerin ilişkileri yeniden düzenlenebilir ya da askeri yargıdan çıkan kararlar sivil Yargıtay’a gidebilir. 250. maddede yapılan değişiklikle askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına ilişkin Avrupa’nın bir talebi yok. AİHM kararları bunu öngörmüyor. Üstelik askeri yargı bütün devletlerde var.
Anayasa değişmeden bu yasa değişikliği ile askerleri sivil mahkemede yargılamak mümkün mü? T.C. Anayasası’nın 145. maddesi gayet açık: “Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
Askerî mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.”
Bu şekliyle kanun Anayasa Mahkemesi’nce reddedilir gibi görülüyor. Şu anda bu ateştopu Cumhurbaşkanı Gül’ün ellerinde!.. Gül ne yapabilir?
1. Şimdiye kadar yaptığı gibi kanunu onaylar. Bu durumda gerginlik sürer, kanun da büyük ihtimalle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir.
2. Kanunu tamamen veto eder, geri gönderir.
3. Kanunun bazı maddelerinin yeniden görüşülmesi için geri gönderir.
4. Kanunu kabul ederek Anayasa Mahkemesi’ne gönderir.
Cumhurbaşkanın vereceği karar Türkiye’nin gelecek gündemini belirleyecek.