Erol Sunat
Erol Sunat

Yalnızlık şarkısı

featured

Yalnızlık şarkıları karartmamalı ufkumuzu… Ne yalnızlığa demir atalım…Ne yalnızlığın ortasında çakılıp kalalım… Ne de ümitlerimiz sönsün. Her sabahın taze bir başlangıç olduğunu unutmayalım yeter.

Sözleri Hikmet Münir Ebcioğlu’na bestesi Teoman Alpay’a ait olan Nihavent makamındaki şarkı yalnızlık üstüne;

“Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar /Yeryüzünde sizin kadar yalnızım /Bir haykırsam belki duyulur sesim / Ben yalnızım ben yalnızım yalnızım”

Yalnızım diye haykırmış şair. O yalnızlığın içinde ne arasanız var.

Yalnızlık şairinin sözleri, yalnızlık şarkısına dönüşmüş. Yıllardan beri de yalnızlara hitap ediyor.

Rahmetli Mehmet Emin Yurdakul, “Unutma ki, şairleri haykırmayan bir millet/ Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir” derken, milletin derdini haykıran şairlere de yol gösteren satırların öncüsü olmuştu.

Şairler haykırmaya devam etmekten geri durmadılar.

Yazdıkları, söyledikleri, şarkı oldu, türkü oldu, dillerden düşmedi. Ancak yetmedi…

Herkesin dilinde gezdi…Hele yalnızlık üzerine yazılanları can evinden vurdu yalnızları…

Bir haykırsam belki duyulur sesim demiş ya şair. O cümle de yer alan “belki” şairin haykıran sesinin duyulmadığının, ulaşması gereken yerlere ulaşmadığının hazin bir göstergesi…

Şiir can çekişiyor adeta. Şiir kitapları satmıyor diyenler neden şiir sevmez acaba?

Şairlerin haykırışları duyulmasın diye eski radyolar misali parazit yapanlar muratlarına erdiler galiba…

Çünkü şairler gibi, şiirlerde yalnız. Bu yalnızlık az uz bir şey değil…

O yalnızlık dairesinin içinde cümle yalnızlar, yalnız bırakılmışlar, unutulmuşlar var. Emekliler var, asgari ücretliler var, atanmayanlar var, işsizler var, esnaflar var, işçiler var, var da var…

*****

Bir yalnızlık şarkısı çalmaya başlarsa sazınız…

Kimseye geçmiyorsa nazınız…

Kışa döndüyse baharınız yazınız…

Yalnızlığın tam ortasında kalmışsınız demektir.

Yalnızlık Allah’a mahsus derler.

Yalnızlık kullara göre değil…

Çekilir dert değil…

Yalnız kalmak zor…

İster gençlikte ister yaşlılıkta…

Dost, arkadaş, hısım-akraba, komşu, selam verecek tanıdık bir yüz olmazsa olmazımız.

Tek başına yaşayan çok insan gördük…

Tek başına ölüp gidenleri de…

Onca kalabalığın arasında yalnızlık çeken, o kadar yalnızım ki diye of çeken, yalnızlığımı anlayan çıkmadı diye konuşan insanlara da rastladık hayat denen uzun ince o yolda.

*****

Yalnız bırakılma, yalnız kalma psikolojisi nedir bilir misiniz? Hele o şarkıda olduğu gibi o yalnız bırakılan, “Ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım” demeye başlamışsa.

Kalabalıklar arasında yalnız kalmak, yalnız bırakılmak bu yalnızlığın adı…

Neyin eksik?

Aradığın ne varsa gözünün önünde…Bana yalnızım, yalnızlık çekiyorum deme diye de hava atılan, bastırılan, söz hakkı tanınmayan bir yalnızlık.

Taşa geçer, kendime geçmez sözüm demiş ya şair.

Bu yalnızlık öyle bir şey…

Kırık-dökük…

Küskün…

İçine kapanmış…

İmkânsız denen ne varsa yanı başında…

Her şey var, hiçbir şey yok denen o ilginç anlatımımızın bir görünümü ya da ondan bir kesit.

Neden mi yalnızız?

Cevap diye, “Ne sen sor ne ben söyleyeyim” demişler. Ne anlarsanız, neye yorarsanız, ne anlam çıkarırsanız öyle bir şey…

*****

Parça-bölük hayatlar…Para yok…İmkanlar sınırlı…

Diyorlar ki, madem emeklisin git hayatını yaşa…

Emekli ve hayatını yaşamak…

İyi de neyle? Hangi parayla?

Her şey para mı diyorlar.

Sabah erken kalk…Mevsim baharsa, yazsa…Kapanma içeri, at kendini dışarı…

Yaşadığın evin atmosferinden uzaklaş…Sokaklarda dolaş…

Bir çeşme başında soluklan, birkaç avuç su iç…Sonra otur bir ağaç gölgesine…Şehirdeysen, bul kendine boş bir bank, gölgeye denk geleninden…

Aç telefonu. Birkaç tanıdığını ara.

Eski arkadaşlardan, dostlardan kim kaldıysa, nasılsın de, halini hatırını sor.

Yakın bir yerdeyse çağır yanına…

Düzelsin moraller… Başlasın yarenlik…Uzanın şöyle maziye…

Biz eskiden diye bir başlayın, kaç saat geçmiş anlayamazsınız.

*****

Kader böyle imiş ne söylesem boş diyor ya bir şarkıda…

Şimdi diyeceksiniz ki…

İçimiz dışımız şarkı-türkü oldu…

Aç karnına iyi gitmiyor ne bir ekmek yerine geçiyor ne de bir simit…

Yanında bir bardak da çay olsaydı fena gitmezdi hani…

Bir simit on beş lira…Bir bardak çay o da o civarlarda…

Yalnızlık bile enflasyona takıldı.

Ne mi diyor büyüklerimiz?

Maaş artışları konusu derin, Temmuz’da da size pek bir şeyler yok, hatta hiç yok.

Tasarruf edelim, kuruşları kuruşlara ekleyelim.

Gelin sabırla aralık ayını, ocak ayını bekleyelim.

Merak etmeyin, yalnız değilsiniz.

Yanınızdayız… Yazın bize… İletin ne derdiniz varsa…Yalnızlık çekmeyin…

Ben yalnızım diye de hüzünlenmeyin, kederlenmeyin…

*****

“Demir attım yalnızlığa / Bir hasret denizinde / Ve şimdi hayallerim o günlerin izinde / Yüreğimde duygular, ümitlerim nerede?” diyordu ya Ebru Gündeş!

Ses güzel, şarkı güzel, lakin karamsarlık bize göre olmamalı.

Yalnızlık şarkıları karartmamalı ufkumuzu…

Ne yalnızlığa demir atalım…

Ne yalnızlığın ortasında çakılıp kalalım…

Ne de ümitlerimiz sönsün.

Her sabahın taze bir başlangıç olduğunu unutmayalım yeter.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!