Bu enflasyon o bildiğimiz yaramazlıklarına katlandığımız, göz yumduğumuz enflasyon değil… Canavar olmuş dikildi karşımıza… Kasım ayına doğru havalar soğuduğunda ne olacak? Kaloriferler yanacak, doğalgaz faturalarını tahmin edebilmek mümkün değil. Ve yine soracağız…Var mı enflasyonla arası iyi olan?
Diyorlar ki, enflasyon mahallemizin çocuğuydu, çocukken top oynardık. Kalecimizdi. Dünya kadar gol yedi. Kaç mahalle maçı kaybettik onun yüzünden. Ha vardı, ha yoktu kalede. Öyle bir kalecilik işte. Şimdi biz geçtik kaleye, yediğimiz gollerin haddi hesabı yok!
İçine kapanık bir çocuktu enflasyon. Çok konuşmazdı. Gel demeden gelmez, git demeden gitmezdi. Ne olduysa büyümeye başladıktan sonra oldu.
Sonra giyim değişti, kuşam değişti. Yürüyüşü, konuşması hal ve hareketi değişti.
Para buldu, pul buldu.
Kapkara gözlükler takar oldu.
Saçları jöleledi…
Sinek kaydı tıraş olmaya başladı.
Altında bir araba, hepimize hava atmaya başladığında, görgüsüz, dün neydi de ne oldu, insan geldiği yeri bilmez mi diyordu mahallenin büyükleri.
Sonra selamı sabahı kesti.
Selam verenlerin selamını almamaya başladı.
O büyükle büyük, küçükle küçük olan enflasyon gitti, yerine bir başka diyardan biri çıktı geldi sanki…
Mahallenin büyükleri herkesi çağırıp sordular.
Var mı enflasyonla arası iyi olan?
Yok dedi herkes.
Mahallenin güngörmüş teyzesi dedi ki;
Hiç mi yok?
Yok vallahi dedi oradakiler, hem nasıl olsun ki…
Enflasyon çok şımardı, ayakları yerden kesildi…Birgün tepetaklak gelecek gelmesine de…O tepetaklak gelinceye kadar, biz ayakta sağlam kalabilseydik!
*****
Sonradan görme ya bu enflasyon…
Kibir desen en esaslısı onda…
Gurur desen hayat biçimi…
Pek sevimli bir canavar dediler.
Ne tatlı şeysin sen diye sıraya girdiler sevmek için…
Ne yapsın enflasyon?
Önce şaklabanlık yaptı.
İnsanlar böyle canavara can kurban dediler.
Bunun nesi canavar, sen canavar görmemişsin diye takıldılar birbirlerine…
Böyle güleç yüzlü bir canavar olsa olsa masallarda var demedi hiç kimse…
O günler, başka günlerdi.
Koyun kurt ile gezerdi…
Sonra ne mi oldu?
Var mı enflasyonla arası iyi olan diye yine sormuşlardı.
Kimi az biraz limoni dedi.
Kimi benden ırak olsun da diye başladı.
Kimi bana hiçbir zararı yok, ben iyi o iyi geçinip gidiyoruz dedi.
Kimi ben konuşmayayım, konuşursam siz şimdi felaket tellalı falan dersiniz dedi.
Enflasyon güldü içinden, daha bunların benden haberleri yok dedi, zıpladı havaya sevincinden…
*****
Bir zamanlar, belki fi tarihi kadar eski değil amma, bizdeki enflasyon bizi bu kadar üzmezdi…
Böyle zirvelerde gezmezdi…
Ne mi oldu enflasyona?
Nazar erdi!
Göze geldi!
Artık selamünaleyküm bile demiyor.
Görmezden geliyor eskiden tanıdığı herkesi…
Neden böyle, niçin şöyle sorularını muhatap almıyor.
Dinlemiyor.
Devamlı yok dedirtiyor.
Kazara yakalanırsa, çok meşgulüm, bir ara görüşelim, ama mutlaka görüşelim diye de dalga geçiyor.
Tanıyamaz olduk!
Bizden yana mı?
Dost mu düşman mı?
Bu enflasyon fakir fukara ile işim olmaz havasında. Emekliyi gördüğünde yolunu değiştirmesi meşhur. Dost, arkadaş kısmıyla da alakayı kesmiş görünüyor, kiminle mi arası iyi?
Geriye kim kaldıysa…
*****
Bir ağabey, bu enflasyonla bizim aramız nasıl iyi olsun ki diyor.
Çarşı Pazar felaket!
Emekli maaşının durumu içler acısı…
Onca olan bitene rağmen, bizim enflasyonumuz öyle iyi ki, kıskanıyorlar diyenler var!
Kim kıskanacak bizim enflasyonu?
Almanya, Fransa hatta İngiltere falan mı?
Hadi canım, yok artık!
Adam diyor ki, yeminle bizi kıskanan çok ağabey, bizde daha ne var ki…
Daha ne olsun?
Mesela 34,95 lira yazan bir sebze ya da meyve etiketi 4,95 oldu da biz mi görmedik!
Şaka gibi zamlar, şaka gibi etiketler!
Gerçekle ilgisi alakası olan ne kaldı ki…
O şaka, bu şaka…
Herkes şakacı oldu çıktı.
Ağlanacak halimize gülmek böyle bir şey halde…
Akaryakıt 40 liraya dayanmış, et 400 lira sınırında, bir kilo bamya yüz lira, fasulye 60, domates 40, maaş yedi bin beş yüz…
Şaka olmalı…
*****
Bu enflasyon var ya bu enflasyon…Ne sevdiği ne sevmediği belli olmayan, kendinden yana, kendinden başkasını düşünmeyen bir şey…
Bayağı bir egoistmiş de haberimiz yokmuş diyorlar.
Laf aramızda, enflasyon deyince, herkes dertli, herkes şaşkın. Herkes ne diyeceğini şaşırmış durumda. Önümüzdeki aylarda ne olur sorusunun cevabı trajik deniyor.
Nedeni ise önümüzdeki ayın Eylül olması…Nedir Eylül? Yılın dokuzuncu ayı…Okulların açıldığı ay…okul masraflarının A’dan Z’ye abartarak katlandığı bir ay…
Dahası, kış hazırlığı filanda cabası…Durur mu enflasyon? Koşar da coşar da…
Bu enflasyon o bildiğimiz yaramazlıklarına katlandığımız, göz yumduğumuz enflasyon değil…
Canavar olmuş dikildi karşımıza…
Kasım ayına doğru havalar soğuduğunda ne olacak?
Kaloriferler yanacak, doğalgaz faturalarını tahmin edebilmek mümkün değil.
Ve yine soracağız…Var mı enflasyonla arası iyi olan?