Erol Sunat
Erol Sunat

Ru be ru!…

Yüz yüze gelmek, yüzleşmek doğruları, eğrileri görüşmek belki de en sıhhatli davranış şekillerinden biridir.

Eskiler buna “ Ru be ru” demişler.

Lafla oldukça kolay olan bu iş, çoğu kez yürek ister. Gururların ve kibirlerin alt-üst edilmesini ister.

Yüz yüze gelmeden yüzleşilmez.

Yüzleşmek yerine, karşıdan karşıya taş atanlar, kaleden kaleye şahin uçuranlar, bir taş attım havaya türküsünü çağıranlar aramadığınız kadar çoktur.

İnsanları bir araya getiremeyen, yüzleştiremeyen hali ve ahlakı çok önceden kendi ellerimizle, çevrelerimizle havaya uçurduğumuzdan, sözlerin arkasına, dedikoduların arkasına sığınırız.

Yüz yüze gelememe hadisesi toplumun hemen her kesiminden mevcuttur.

Yüz yüze gelinemediği için âşıklar, sevdalılar laf getiren götürenlerin kurbanı olmuşlar, seven sevdiğine kavuşamamıştır.

Yüz yüze gelinemediği için doğrular orta yere konamadığı için, olaylar yatışamamış, köyler sınır kavgası yapmış, ticaret de iflaslar yaşanmış siyasette can ciğer dost olanlar kanlı-bıçaklı olmuşlardır.

Çok mu zor yüz yüze gelmek?

Aslında değil.

Ancak, yüz yüze gelinmelerde kaybı olacaklar, kaybedecekler bir hayli çok olunca, taraflar yüz yüze gelmeleri ellerinden geldiği sürece engelliyorlar.

Yüz yüze gelmelerde, eğer bu milletleri ve devletleri ilgilendiren bir konu ise, savaşlar bitmiş, kan akması ve dökülmesi durmuş, gözyaşları dinmiş, huzur ve sükûn ortamı geriye gelmiştir.

Yaşlı dünyamıza şaşı bakanlar, üç günlük beyliklerini kendilerince ebedi kılmak isteyenler, yüz yüze gelmeyi neden istesinler ki…

Yaşadığımız toplum içinde aynı şeyler geçerli.

İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır demiş büyüklerimiz.

Konuşmak için ne yapmak gerekli?

Yüz yüze geleceksiniz.

Yüz yüze gelmeden konuşamazsınız.

Anlaşamazsınız…

Yüz yüze gelmek demek, insanların birbirini anlaması, tanıması, içinden geçenleri görmesi demek değil midir?

Huzurun huzursuz ettiği insanlar buna razı olamıyorlar.

Rahatlık ve huzur onları adeta boğuyor.

Laf taşımakla, laf atmakla, sataşmakla, zihinlerde soru işaretleri oluşturmakla başlıyorlar işe.

İnsanların takıntılarını, heveslerini, ihtiraslarını, gurur ve kibirlerini, iştahlarını tepe tepe kullanıyorlar.

İşin içine tahrik katıyorlar, kıskançlık ekliyorlar, kin tohumları ekiyorlar ondan sonra kolaysa yüz yüze gelinde görelim!..

Günümüzde en basitinden gelin-kaynana kavgaları, bir iş yerindeki çırak ve kalfaların üstünlük mücadeleleri, bir kurumda, Müdür’ün gözüne girmek için ispiyonculuğa soyunmayı asli bir görev olarak kabul edenler, siyasi partilerde tarafları kışkırtanlar, sinirli yöneticilere fren tertibatını bile bile koymayanlar nasıl yüz yüze gelecekler?

Yüzleşmeyi aşılmaz bir dağ gibi gösteren anlayışlara sahibiz.

Çünkü iki taraf arasında yüzleşmeyi gerçekleştirecek bütün argümanları ortadan kaldıran ve buna sebep olan fiilleri sinsice hazırlayanlar, birde yüzleşmenin faziletinden bahsediyorlarsa ne diyeceksiniz?

Helal olsun mu?

Şu anda toplumun her kesiminde böyle bir ihtiyaç var. Aslında yüzleşseler iyi olacak, ama yüzleşemezler, birbirleri aleyhinde çok şey söylediler diyen akıldâneleri önce kenara almak gerekiyor.

Yüzleşmelerin önünde engel olanları bildiği halde onların şerlerinden çekinenlere ne demeli?

Yüzleşmeler elbette kolay hadiseler değil.

İnsanlarımız tanıdıkları insanlar için dahi, o böyle şeyler söylemez, bu sözler ona değil, onun yanında bulunan falana, filana aittir diyebilecek durumda bile olsalar bu işe yanaşmıyorlar.

Yüzleşememe işlerine geliyor dense daha doğru olacak.

Yüzleşme konusuna taktığımız sanılmasın.

Sözümüz yüzleşme edebiyatı yapanlara. Yüzleşilmesini zerrece istemediği halde, “yüzleşilse ne olur” diye,  nabız yoklayanlara. Yani yüzleşmenin önündeki engellere, kösteklere ve ayak bağlarına.

Yazıklar olsun insanların, eski dostların bir araya gelmesini, kucaklaşmasını istemeyenlere!…

Neden insanlar “ru be ru” olamıyorlar sanırım anlıyorsunuz.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!