Erol Sunat
Erol Sunat

Muzaffer Onüçyıldız…

Konya siyasetinden bir yıldız daha kaydı. Milliyetçi Hareket Partisi’nin İl Başkanlarından Muzaffer Onüçyıldız geçirmiş olduğu kalp krizi sonucu, Cuma gününü Cumartesine bağlayan gece  babasının evinde vefat etti.
 
1960 Konya doğumlu olan Onüçyıldız 1980 öncesi Konya Ülkü Ocaklarında yöneticilik yapmıştı. 12 Eylül 1980 İhtilali sonrası 4 yıl cezaevinde yattı.
 
İhtilal sonrası kurulan Milliyetçi Çalışma Partisinde Genel Başkan rahmetli Alpaslan Türkeş’in MKYK’sında görev aldı.
 
Bilahare Genel Sekreter Yardımcılığı yaptı.
 
1993-94 döneminde Konya MHP İl Başkanı olan Muzaffer Onüçyıldız 1995 yılı seçimlerinde MHP 4.sıra Milletvekili adayı olmuştu.
 
Rahmetli Muzaffer Onüçyıldız’la beni rahmetli Recep Binatlı Ağabey tanıştırmıştı.  Recep Ağabey’de MHP İl başkanlarındandı. Daha sonra amcasının oğlu olan Halit Onüçyıldız’ın dükkânında buluştuk.
 
Rahmetli dobra dobra konuşan biriydi.
 
Sözünü kimseden sakınmıyordu.
 
Doğru bildiğini konuşmaktan hiç çekinmedi.
 
Onun lafını kimseden esirgemeden konuşma şekli, doğruları konuşmada ki gözü karalığı, eğilip-bükülme tabiatı olmayışı, lafla yüzüne karşı onu takdir edenlerin dışında taraftar bulamamıştı.
 
Ancak o doğru bildiğini söylemekten hiç çekinmedi.
 
MHP içinde ikbal peşinde koşanların korkulu rüyası diyorlardı.
 
Açıklamaları, koyduğu tavır ve duruşu nevi şahsına münhasırdı.
 
Sözlerini bile bile yanlış yerlere çekenler oldu. Kazı koz anlamak birçoklarının işine geldi.
 
MHP’de uzun süre her seçim öncesi adı geçti.
 
MHP içinde ve dışında değişik yerlere yakıştıranlar oldu.
 
Yeni siyasi oluşumlarda görev alacağı, kendisi ile görüşmeler yapıldığı haberleri bir ara Konya sokaklarını turladı.
 
Siyasi rakipleri tarafından aykırı düşünceleri olan biri olarak anlatılmaya ve tarif edilmeye çalışıldı.
 
Kim ne derse desin, Muzaffer Onüçyıldız, Konya’nın yetiştirdiği erdemli, dürüst, yalansız, doğrucu siyasetçilerinden biriydi.
 
Ne yazık ki, onun gibi siyasetçileri takdir etme gibi, sevme gibi, yüceltme gibi, onore etme gibi, görev tevdi ederek değerlendirme gibi bir inceliğimiz yok!..
 
Elimizden kayıp giden, değerini sağlığında anlayamadığımız, Konya’ya hizmet etmesi, yıldızı parlarsa, bizi kimse görmez, bulunduğumuz makamlarda tutunamayız diye düşünenlerce engellenen bir değerdi rahmetli.
 
Konya da, istisnasız her siyasi partide böyle örnekler o kadar fazla ki…
 
Muzaffer Onüçyıldız, kendi ifadesiyle çilenin alasını yaşayan, yalnız bir insandı. Onun gibi insanların neler çektiğini bilmeyenlerin, onu anlamaları mümkün değildi.
 
Ve aynen öyle oldu.
 
Işıltılı bir ismi vardı. Tanınan ve sevilen biriydi. Siyaseten onu kendisine rakip görenler ya da öyle zannedenler söz atını meydanlara sürüp, onu ve onun gibileri yalnızlaştırmaya çalıştılar.
 
Siyaset meydanları onlara da kalmadı, hala aynı düşüncede olanlara da kalmayacak.
 

***

 
12 Haziran 2011 seçimlerinden bir yıl öncesiydi. Konya Siyasetnamesi diye bir çalışma yapıyordum. Bu çalışmada Konya’daki bütün eski siyasetçilere ulaşmaya ve onların anlattıklarını okurlarla paylaşma düşüncem vardı.
 
Ancak, bir başka konuya geçmiş, siyasetnameye, bir süre sonra geri dönme niyetiyle ara vermiştim. Boş kaldığım zamanlarda da, listemde olan eski siyasetçileri dinlemeye çalışıyordum. Rahmetli Muzaffer Onüçyıldız o dönemde görüştüğüm siyasetçilerden biriydi.
 
Onunla yaklaşık dört yıl önce yapmış olduğum söyleşiyi yayınlama imkânım olmadı.
 
Şimdi o söyleşiden bazı bölümleri, onu yanlış anlayanlara, yanlış anlamakta ısrar edenlere, siyasi ikballerine mani olduğunu düşünenlere, bizim gibi düşünmüyor, böyle ülkücü mü olur diyenlere, onun ardından kendi cümleleriyle sizlerle paylaşıyorum.
 
“MHP’de somut bir kırgınlık dönemi yok. Hiç kimse kırgın küskün olamaz. İnsanlar, gençliklerini feda ederek girdikleri bir harekete neden kırgın olsunlar. 
 
Alpaslan Türkeş’le beraber çalışan insanlar yeni yönetimde aynı havayı bulamamış olabilirler.
 
Ülkücü Milletinin yanındadır. Milletin menfaatini kendi menfaatinden üstün tutar. Milletini yüceltmek ve mutlu etmek için üzerine düşeni yapar.”
 
Cezaevi sonrasındaki durumu da şu şekilde anlamıştı;
 
“Burada koskoca bir maalesef!  12 Eylül’de çekilen cezalar ve mağduriyetlerle ilgili bir destek göremedik. Bu MHP’nin büyük bir eksikliğidir. O mağduriyeti yaşamış insanların hayata intibakları noktasında, iş kurma-bulma noktasında camianın kurumsal olarak bir desteği olmamıştır. Herkes çok sıkıntılar çekmiştir. İnsanlar biçare kalmıştır. Evsiz kediler gibi hayatın içine girip ne yapacaklarını bilemez halde çok büyük sıkıntılar çekti bizim arkadaşlarımız!..” [1]
 
Söyleşinin son bölümünde bir temenni istemiştim rahmetliden ve şunları söylemişti;
 
“Bir defa vatandaşlarımız eski bildikleriyle yeni oluşan olayları çözemeyeceklerini bilsinler.
 
Basında söylenen yayınlanan çok şeyin yüzde yüz gerçek olmadığını da bilsinler. Gerçekten tam yayınlanmadığı bilsinler.
 
Milletimizin birlik ve beraberliğin önemini bildikleri kanaatindeyim. Değilse iç savaş çıkardı. Milletimiz bu konuda oldukça deneyim kazandı.
 
Milletimiz eski ezberlerinin inadında olmasınlar.
 
Gerçek tarihi hatta gerçek dini öğrenmeye çalışsınlar.
 
Eskiden bize empoze edilen pek çok şeyin ne kadar yanlış ve boş olduğunu zaman içerisinde öğrendim.
 
Onun için Milletimize peşin hükümlü olmamalarını, geniş perspektifli düşünmelerini, ezberlerini bozmalarını, birlik ve beraberliğin önemine inanmalarını, ülkemizin bölüneceği ve yıkılacağı korkuları ve kaygıları içinde olmamalarını rica ederim.
 
Bu devleti hiçbir şey bölemez ve parçalayamaz, bundan emin olsunlar. Yalnız bu gözle yaklaşsınlar.”
 
Muzaffer Onüçyıldız, vatanını ve milletini çok seven bir insandı. Sadece son bölümde birebir paylaştığım temennisi bile, sanırım onu yıllardır yanlış anlama ısrarında olanlara vereceği en güzel cevaptır!..


[1] Rahmetlinin ailesinin hali vakti yerindeydi. Cezaevindeki ülküdaşları için bir servet harcadı.(Feridun Yıldız)

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!