Mademki vakit muhabbet vaktidir. Muhabbet olsun o zaman. Muhabbet süfli laf kalabalıkları arasında kalmasın, dolaşıp durmasın artık. Dedikodulara, gıybetlere takılıp kalmasın. Muhabbet vaktinde, muhabbet edilir edilmesine de bu muhabbette ne altın olur ne akçe… Ne de üfürükten teyyare, selam söylen o yâre babında alım satım yada ticari mesele… Bu muhabbette fani dünyaya ait hiçbir şey bulunmaz, o zaman o muhabbet, muhabbet olmaz, muhabbetten sayılmaz. Bambaşka bir şey olur o konuşulanlar, lafı güzaf da deseniz olur, bir kucak kuru gürültü de…
Mevlevi Gülbangi; Hayırlar feth ola, şerler def ola, gönüller handan ola, hastalar şifa ola, dertliler deva ola, borçlular eda ola… diye başlar…
Biz de muhabbet vaktinde acizane, “muhabbet ola” diye başlayalım…
Vakit muhabbet vakti ise, muhabbet bağının adıdır Konya. Enbiyalar ve Evliyalar otağıdır Konya.
Selçuklunun Payitahtı, Türk Oğuz’un Üçok kolundan Kınık boyunun maddi ve manevi ihya ettiği bir Türk şehridir Konya. Selçuklunun Türk-İslam Medeniyetinin şaheserlerini hayata geçirdiği şehirdir Konya.
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın fethettiği, Oğlu I. Kılıçaslan’ın Payitaht yaptığı, Haçlı seferlerini durduran koç yiğitlerin, Kudüs’e kalkan olan kahramanların destanıdır Konya.
Kılıçaslanlar şehridir, Mevlâna diyarıdır. Aşkın kapısıdır. Vuslatın kalbidir Konya. Gel çağrısının en çok yakıştığı dünyanın sayılı şehirlerinden birisidir Konya.
*****
Muhabbet vakti denmiş bu yılki temaya. Muhabbet ve biz…Muhabbetin hasına özüne hasretiz biz. Oysa o muhabbet uzağımızda değil.
Meram bağı olurda, muhabbet bağı olmaz mı bu şehirde?
Vakit muhabbet vakti denmiş, muhabbetimiz Mevlâna üzerine olsun denmiş…
Bu vakitler var ya bu vakitler güzel vakitler, hoşça vakitler.
Konya Mevlâna demek, Mevlâna Konya demek diye konuşmak pek güzel amma, toru topu on gün…
Yetecek mi?
Ağzınız tatlansın der gibi…
Muhabbet için bir araya gelmeliydik. Acı sözleri, bal eylemeliydik…
Bu vakit tüm ülkeyi sarıp sarmalamalıydı. Muhabbetli, muhabbet duyulacak insanları ya kaybettik ya toprağa verdik ya da bize muhabbeti hatırlatmasın diye çektik yolun üzerinden.
Sonra da başladık o kaybettiklerimizi aramaya…
Ne oldu o güzelim sevgimize? Ne oldu muhabbetimize? Nereye gitti? Kim aldı? Kim çaldı diye…
*****
Muhabbet duyan, muhabbetle yaklaşan, muhabbetin gereğini yapan, çiğ söz söyleyemez, kırıcı olamaz, anlayışsız olamaz, vicdansızlık, merhametsizlik sergileyemez.
Muhabbet sağa sola çekilecek, el konabilecek, üzerinde hak iddia edilebilecek, bana göre, sana göre, ötekine, berikine göre diye tarifi yapılacak bir şey değil.
Varsa öyle yapan, inanın o yaklaşım muhabbet değil, sevgiyi ve hoşgörüyü yerden yere çarpmak, paramparça etmek.
Muhabbet sevgisizlerin olduğu ortamda barınamaz. Muhabbet, nalıncı keseri misali herkesin kendine göre yontacağı, analiz yapacağı bir kavramda değil.
Bu diyar, Mevlâna diyarı. Muhabbetli insanları vardır bu diyarın. Çok muhabbet tez ayrılık getirir dese de şair, muhabbet var, muhabbetten içeri denmiştir.
*****
Önemli olan muhabbet duymaktır, dağa taşa, uçan kuşa. Hasılı Yaradan’ın yarattığı her canlıya. Muhabbet duymaktır Peygamberimize. Muhabbet duymaktır, Hazreti Peygamberin izinden yürüyenlere, gönül dostlarına…
İşte o gönül dostlarından, o kutlu Peygamberin izinden yürüyen ve onun o kutlu izinden o günden bugüne mana incileri saçanlardan biridir Mevlâna…
Diyor ki, “Ben yaşadıkça, Kur’an’ın kölesiyim. Ben Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) yolunun tozuyum. Biri benden, bundan başkasını naklederse; ondan da şikayetçiyim, o sözden de şikayetçiyim.”
Mevlâna gibi gönül dostlarına muhabbet duyan, Hazreti Peygambere muhabbet duyar. Hazreti Peygambere muhabbet duyan Rabbimize muhabbet duyar.
Muhabbet şüphesiz Rabbimizden bir armağandır bize…
Aşkın ilahi olanıdır. Sevgidir, karşılıklı dostça konuşmaktır, sohbet etmektir.
Muhabbet edep ve adap dairesinde olduğu müddetçe çok daha hoştur.
*****
Mademki vakit muhabbet vaktidir. Muhabbet olsun o zaman. Muhabbet süfli laf kalabalıkları arasında kalmasın, dolaşıp durmasın artık. Dedikodulara, gıybetlere takılıp kalmasın.
Muhabbet vaktinde, muhabbet edilir edilmesine de bu muhabbette ne altın olur ne akçe…
Ne de üfürükten teyyare, selam söylen o yâre babında alım satım yada ticari mesele…
Bu muhabbette fani dünyaya ait hiçbir şey bulunmaz, o zaman o muhabbet, muhabbet olmaz, muhabbetten sayılmaz.
Bambaşka bir şey olur o konuşulanlar, lafı güzaf da deseniz olur, bir kucak kuru gürültü de…
Konya’da muhabbet, Mevlâna’dır. Mesnevi’dir. Divanı Kebir’dir. Onlar ki, o muhabbetten, o aşktan nişaneler taşır…
Bizim esas kaçırdığımız nokta tamda bu nokta… Buluşmak isteyip de buluşamadığımız muhabbet böylesi bir muhabbet. Gönül ister ki, böyle bir muhabbete olsun rağbet…
*****
Aşkın kapısının önüne kadar gelip de girememek var.
O kapı kime mi açılır?
Aşkla çarpan kalplere…
Varsa o kalp ne âlâ…
Yoksa, çok beklenir o kapıda…O kapıdan girdim sanırsınız da çok fena yanılırsınız…
O kapıda herkes birdir. Ne mevki vardır ne makam…Ne şöhret vardır ne de şan…Kibir beş para etmez o kapı da…Gurura yüz veren olmaz…Ego eğer başını utancından…
O kapıda kalbe bakarlar…Kimin ne kadar malı mülkü, altını akçesi, katı, yatı olduğuna değil…
Mademki vakit muhabbet vaktidir. Bırakın o süfli dünyevi kelamları…
Zaten o kapıdan edepsiz kelamların bir teki dahi geçemez…Ne diyeceğini şaşırır, tövbe eder, ben ne yaptığını ne söylediğini bilmezlerden biriyim diye dolar gözleri pişmanlıktan.
Muhabbet aşk kapısının güllerindendir. Anlayanadır…
*****
Muhabbet vakti, keşke Mevlâna’yı anma programlarının bütün bir yıla yayılmasına vesile olabilseydi.
Muhabbet vaktinde…Maksat muhabbet olsun dersek, gücendiririz Mevlâna’yı…
Konya’ya hiç kıyamayan Mevlâna’ya karşı çok daha fazla muhabbetli davranmak, muhabbet göstermek Konya’nın ve Konya ile hemhal olan bizlerin ona olan bir vefa borcudur.
Muhabbet ola inşallah…