Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıl önce cümle linki koparılan, paramparça edilen bir coğrafyanın üzerinde Türk Milletine can veren linkler tesis eden bir kahramanın, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet. Ondan aldığımız ilhamla kopan, koptu denen, kopuş yaşanan ne kadar link varsa bağlamak ve yeniden ihya etmek boynumuzun borcu olsun.
Son günlerin en trend lafı kopuşlara, kopmalara, kopmak üzere oluşlara işaret eden “link” kelimesi. Bu kelime Türkçe bir kelime. Türk Dil Kurumuna göre; Atın eşkin yürüyüşü anlamında.
Ayrıca, ilişim ve bağlantı olarak da ifade ediliyor. İngilizce anlamı ise “Link” olarak bilinen ve web sitelerini birbirlerine bağlayan HTML kodlarına deniyor.
İşte bu link, siyasete yapıştıktan, edebiyatla tanıştıktan, edebiyata karıştıktan, mecaz denen kavramla içli dışı can ciğer kuzu sarması olduktan sonra bir afat oldu.
Bundan böyle zor yakalarsınız link denen kelimeyi…
Erişemezsiniz de yetişemezsiniz de…
Link kendini güncelledikçe günceller artık…
Konmak için dal beğenmez…Oturmaya çul beğenmez…Kovan seçer bal beğenmez…
Nehir geçer sal beğenmez…Ata biner yol beğenmez…Destek olan kol beğenmez…
Saygı ister dil beğenmez…Gel deseler il beğenmez…
Beğenmez de ne mi olur?
Kopar…Kopar gider…Kopuşlar yaşanır…Kopuşlara sebep olur…
Çünkü; Faiz-enflasyon linki koptu diye yapılan açıklamalar, link denen kavramın kapağını açtı.
*****
Ekonominin linkleri kopmuş…
Ne mi yaptık?
Aldık edebiyat sazını elimize, mecaz mızrap oldu, laflar, kafiyeler mısra…
Aklınıza gelen ne varsa hemen her şeyin linki kopuk zaten…
Bir ekonomi olsa neyse…
Pandemiden önce de kopuktu linkler.
Bağlanmaya çalışıyor, iyi-kötü zevahiri kurtarıyordu.
Pandemi, virüs ve varyantları, karantinalar, yoğun bakımdan sağ çıkamama halleri, entübe edilenlerin hayatta kalma çırpınışları derken sağlıkta linkler bir kopuş içerisine girdi. Ve sonunda linkler koptu.
Enflasyon linki de öyle oldu.
Zamlar karşı koyulamayacak, karşılanamayacak boyutlara eriştiğinde kopuşlar yaşanmaya başlanmıştı.
Yok öyle kopuş dendi…Kopmak ne demek dendi…Biz ayrılamayız şarkıları bile dile geldi…
Ne mi oldu?
Koptuk kopuyoruz derken, link koptu. Kantar şaştı, su taştı, boyumuzu aştı.
*****
Linkler aslında bugün kopmadı. Çok daha önceleri bu kopuşların sinyallerini vermişti.
Nasıl mı?
Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden, heterodoks yaklaşımlar açıklamaları yapılmaya başladığında…
Nöro ekonominin önem kazanmasıyla diye devam eden açıklamaların yankılanmasıyla…
Laf lafı mı açtı? Laf laftan mı kaçtı? Lafın eli ayağına mı dolaştı?
Sürçü lisan eylemek denen o meşhur ifade bu kadar da olmaz, ben bile bu anlatımlardan hiçbir şey anlamadım, bu dil sürçmesi falan değil mi dedi?
Siyaset meydanına sürülen bu yeni kavramlar kimilerini güldürdü, kimilerini düşündürdü, kimi içinden çıkamadı, kimi acaba ne demek istendi diye dondu kaldı.
Lakin bu kavramlar gündeme oturdu epistemolojik bir kopuşa şahit olduk.
Bu şahit oluş neyi mi gösterdi?
Linklerdeki kopuşları, koptu kopacak halleri, kopuşa doğru adım adım nasıl ilerlendiğini.
Bu mevzuyu o günlerde görebildik mi?
Ne yazık ki hayır.
Görenleri, uyaranları dikkate aldık mı?
Yine hayır.
“Epistemoloji” kelimesi üzerinde konuşmak herkesin hem kolayına geldi hem de hoşuna gitti. Bu arada linklerdeki kopuşlar epistemolojinin kazandırdığı zaman sürecinde bağlanmaya çalışıldı.
Bağlanamadı. Bağlanan uzun ömürlü olmadı. Kopuşların önü alınamadı.
*****
Zaten ekonomide linklerin kopması, mevcut birçok linki tetikledi. Neredeyse domino etkisi yaptı.
Sonrası içinde bulunduğumuz ve yaşadığımız hal ve ahval…
Sürdüğümüz arabanın dizginleri ne kadar elimizde soruları sorulmaya başlandı.
Enflasyon artı zam rüzgarları fırtınaya dönüştü. Bu fırtına yıkma, savurma, altına sığındığımız çatıları uçurma etkisine sahipti. Linkler kopunca, çatılar uçtu, dibe vuran dibe vurdu, savrulan savruldu, olan her zaman olduğu gibi yine bize oldu.
Linklerimiz koptu. Biz bizden koptuk…Birbirimizden soğuduk…
Çok kolay halledebileceğimiz meseleler, kördüğüm oldu.
Gözlerimizde var olan sevgi pırıltıları kayboldu. Nefret diliyle kırmadığımız kalp kalmadı.
İnsanları incittik, aramızda var olan hukuk yerden yere çarpıla-çarpıla paramparça oldu.
Ne dostluk kaldı ne arkadaşlık ne komşuluk…
Anlayış ve hoşgörü linkleri de kopuşlarla karşı karşıya kaldı.
Barış gibi, barışmak gibi, küslükleri ve kırgınlıkları sona erdirme linkleri de kopuşlarla yüzleşmek zorunda kaldı.
Linkler öylesine koptu ki, ağzını açan para konuşuyor. Kira kavramı şımardı, arsızlaştı, yüzsüzleşti. İş verme, aş verme kavramı vicdani ve ahlaki olmayan ne kadar kısıtlama ve engelleme varsa her birini uygulamaya koydu. Bu insanlarda bu parayla geçinebilir mi demeyen bir insafsızlıkla üstelik.
*****
Marketlerle, çarşı ve pazarlarla ilgili link etiket değiştirme işlemlerinin adı güncellemeye dönüştüğünde o dokunuşlar yapıldığı andan itibaren öyle bir koptu ki, şimdi bağlamaya kalksanız bağlanamıyor.
Bizi dinlemesi ve anlaması gerekenlerle ilgili link, “aramızda dağlar var” türküsünü dinleye dinleye koptu gitti.
İnsanlar biz dediler kime ne yaptık ki?
Mazot uçtu, benzin uçtu, doğalgaz faturasına güç yetmedi. Elektrik, su, telefon, internet alt alta toplandığında çıkan rakam ödeme linkimizi iki seksen yere yapıştırdı.
Bazılarımıza göre, rahmetli Orhan Veli,” Cep delik, cepken delik…” diye başlayan şiirini sanki bugünler için yazmış. İçinde bir link meselesi eksik.
Hayatla aramızda var olan linkler felaket yıprandı. İnsaf iflas etti. Merhamet yakasına küstü. Vicdan içmeden sarhoş, Vefa kayboldu efkârından…
*****
Link koptu deyip geçmek, içimizi acıtıyor. Çünkü o linkler dengemizdi. Barışımızın, dostluğumuzun, kardeşliğimizin, bir ve beraber olmamızın teminatı ve güvencesiydi. Karşılıklı saygımızdı. Sözümüzün senediydi. İçimizde var olan hakkaniyetin, insanlığın, Allah korkusunun bir nişanesiydi.
Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıl önce cümle linki koparılan, paramparça edilen bir coğrafyanın üzerinde Türk Milletine can veren linkler tesis eden bir kahramanın, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet.
Ondan aldığımız ilhamla kopan, koptu denen, kopuş yaşanan ne kadar link varsa bağlamak ve yeniden ihya etmek boynumuzun borcu olsun.