Erol Sunat
Erol Sunat

Kerkük hoyratları feryat oldu, feryat!..

Kerkük doğumlu, gazeteci, yazar ve araştırmacı Şemsettin Küzeci’nin " Hoyrat" anlatımını sizinle paylaşarak başlıyorum yazıma;

"Hoyrat denilince Kerkük, Kerkük denilince hoyrat gelir akla. Türkmen feryatları hoyratlaşır, hoyratları feryatlaşır. Sevdalı kalplerin sızlanışıdır hoyrat, yaralı yüreklerin sızan kanıdır hoyrat, gönüller yangınıdır hoyrat. Kerkük’ümün hoyratları feryat olur, feryatları hoyrat. Kerkük feryadın, feryat hoyratın eş anlamlısıdır sanki. Türkmen’in feryadını hoyrat hoyrat yükseltir, dağı taşı inletir, yazı yabana dinletir."

Hoyrat; Güneydoğu Anadolu’da ve Irak’taki Türkler arasında tek başına söylenen bir çeşit ezgili deyiş, olarak tarif edilmiş.

Bu ezgi, aslında bir yürek yangını sevgili okurlar.

Haber gönderilen duysun diye, başını kaldırıp görsün diye, tut artık diye uzatılan eli tutsun diye!…

Türkmenelinin yaralı yüreğinden onlarca yıldır, hoyrat diye feryatlar yükseliyor.

Duyan yok, gören yok, dinleyen yok…

Feryat eden olur da, nasıl duymazsın Türkiye?

Özü Türk , soyu Türk olanlar mum gibi erirken nasıl görmezsin Türkiye?

Gel Kerkük’ü gör Türkiye!

Duy Türkiye!..

Kolunu-kanadını üzerine ger Türkiye!

Sen böyle değildin, sana ne oldu Türkiye?

 ***

Gönülleri yanmış, yaşadığı coğrafya alt-üst edilmiş, liderleri, önde olanları vurulmuş, yok edilmiş bir Türkmen coğrafyası inanın huzur yüzü görmedi.

Magazin haberlerine saatler ayıran ekranlarımız, onların haberlerine bir dakikayı bile çok gördüler.

On-onbeş saniye ve bir kaç cümle ile geldi-geçti haberleri.
Konya gibi bir kaç şehrin dışında, kendilerine muhatap bile bulamadılar.

Onları kimse dinlemedi.

Türkmenin feryadı dağı, taşı inletti, inletmesine amma, bu inlemeyi duyması gerekenler hep başka işlerle meşguldüler.

Mezopotamya coğrafyasında, adına Irak denen uyduruk devlet kuruldu kurulalı, Türkmenler kadar sahipsiz, Türkmenler kadar çaresiz, Türkmenler kadar yalnız bırakılmış bir başka topluluk bulamazsınız.

Kendi yurtlarında garip, kendi vatanlarında üçüncü sınıf insan ve üvey evlat muamelesi gören, bütün insani haklardan mahrum bırakılan,  büyük bir bölümü göçe zorlanmış ve zorlanan, öz benliğini ve Türklüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan, can ve mal güvenliğini bulunmayan Türkmenler hala gündemde yoklar.

Telafer düştü.

Tuzhurmatu kaderine terk edilmiş durumda.

Kerkük, seferberlik ilan etti, gençlerini silah altına çağırıyor.

Kerkük’ün feryadını kim duyacak?

Kim yüreğinin derinliğinde hissedecek.

Merkezi otoritenin kendini bile korumakta aciz olduğu artık belli olan Irak’ta, IŞİD kan dökerek ilerliyor.

Peşmergeler ve IŞİD arasında kalan Türkmenlere kim yardım edecek?

***

Türk bölgelerinde dahi gayrimenkul alıp satamayan, ev yaptıramayan. Mevcut evini Araplardan başkasına satamayan, hakkını koruyacağı, bir araya gelebileceği dernek kurmasına dahi müsaade edilmeyen Türkmenler ne yapsın?

1987 nüfus yazımında kendinizi ya Arap ya da Kürt yazdırın demişlerdi Türkmenlere.

Nüfus hanesine Türk yazdıranlar sürgünlerle tehdit edildiler. Direnen Türkmen köyleri zorla boşaltıldı ve dozerlerle köyler yıktırıldı.

Türk yerleşim isimlerinin tamamı mahallelere varıncaya kadar değiştirildi. Kerkük’ün adı "Al Tamim" oldu.

Türk bölgeleri hızlı bir şekilde önce Araplaştırıldı, günümüzde de, Kürt nüfusun ağırlığı ve fazlalığı dikkat çekiyor.

Devlet dairelerinde Türkçe konuşmak yasaklanarak başlanılmıştı işe.

Türk nüfusunun fazla olduğu yerlerde etnik oranların değiştirilmesi için Saddam döneminde Arap nüfus, ondan sonraki dönemde Kürt nüfus Kerkük ve Türkmen nüfusu yoğun olan yerlere yerleştirilerek, Türkmen nüfusunun gözle görülebilecek kadar düşük olması sağlandı. Birçok Türk şehri, Türk çoğunluğun var olduğu şehir ve ilçeler olma özelliğini kaybettiler, kaybettirildiler.

1875 te Kerkük’te yapılan tarihi taş köprü, faal durumdayken devlet tarafindan yıktırıldı.

Tarihi Kerkük kalesi boşaltıldıkrtan sonra önce kaderine terkedildi, sonrada kalede bulunan bir çok ev yıktırıldı.

Osmanlı döneminde inşa edilen hükümet sarayıda, yıktırılan tarihi eserlerden biriydi..

Kerkük’te Türk Kültürünün izini taşıyan ne kadar eser varsa yerlebir oldu.

Ve sonrada sindirme ve baskılarla birlikte ileri gelenlerin idamları, yok edilmeleri ve ortadan kaybolmaları geldi gündeme.

***

Barzani Kürt devletini kurduğunu ilan ederse, aynı gün Kerkük Türk Cumhuriyetini kurduğumuzu ilan ederim diyen Türkmen lider Mustafa Kemal Yayçılı 15 Mayıs 2004 tarihinde saat 11 civarında, Kerkük yolunda çapraz ateş sonucunda şehit edildi. Vuranlar hala bulunamadı.

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Erşat Salihi ise, "Artık yeter silaha sarılacağız" diyor. Türkmenelinde bıçak kemiğe çoktan dayandı sevgili okurlar, feryada dönen Kerkük hoyratlarını duyuyor musunuz? Duymuyorsanız, size de yazık, bize de!..

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!