Biraz daha, az biraz daha diye diye, geldik temmuz ayına… Temmuz’un üçü, Temmuz’un beşi, sonra yedisi, ardından ikinci haftası derken, umuda açılan bir yelkenli gibi oldu temmuz!
Temmuz yılın en sıcak ayı…
Ay sıcak…
Günler sıcak…
Ortam sıcak…
Sıcağı sıcağına beklenen haberler daha da sıcak…
Merak ettiklerimiz, merakla beklediklerimiz, beklentilerimiz ne olacak?
Bugün temmuz ayının ilk iş günü…
Heyecanlıyız biraz!
Duygusalız da…
Milyonlar bekleyişe girdi.
Rakamlar, yüzdeler, açıklamalar, tahminler o kadar çok ki…
Kurban Bayramı’nı buruk geçirdi o milyonlar.
Hüzünlendiler, imkânsızlık fena üzdü insanları…
Kurban kesemediler…
Et alamadılar mesela….
Açıklanan asgari ücret ellerine geçmeyen insanlar için vuslat kaldı başka bahara gibi bir şeyler oldu.
Ne kadar mı üzüldü insanlar?
Biraz demek yanlış olur!
Temmuz geldi. Bayramın son günü Temmuz’a isabet etti.
Ve geldik bugüne Pazartesi’ye…Temmuz’un üçüne….
Her sabah taze bir başlangıçtır, umutlar tazelenir, umutlar taze tutulur, umut çiçekleri tomurcuklarla dolu, açtı açacak bir vaziyet!
Ne zaman?
Önümüzdeki günlerin birinde…Temmuz’un içinde…
*****
Nihayetinde yılın yarısını geçtik geldik yedinci aya.
Biraz zaman, biraz sabır, biraz sakinlik…
Ne demek biraz?
Bir parça demek…Azıcık demek…Kısa bir süre için demek…Az miktarda demek…Yeterli olandan az demek…
2023 beklentilerle dolu bir yıl. Her ayı kendine göre sürprizli. Lakin o sürprizlerin ne olduğu konusunu bilemiyoruz.
Biraz tahmin….
Biraz beklenti…
Biraz şans…
Olumlu tarafından, pozitif tarafından biraz bir şeyler olsun da nasıl olursa olsun havasında bazılarımız…
Bir bakmışsın bu sefer büyük ikramiye bize vurmuş yaklaşımında olanlarımız yatmış bekliyor kulağının üstüne…
Bazılarımız için, temmuz ayının her günü beklemeye ve beklenmeye değer…
Anlayacağınız her şeyden biraz bir şeyler var….
Bu biraz az…
Zaten biraz demek az demek, beklentilere girmemek demek, zurnada peşrev olmaz ne çıkarsa bahtımıza demek. Sürpriz olursa da hiç şaşırmadım demek adetten…
*****
Beklentiler ve bekleyişler arasında sürekli gelgit yaşayanlar olarak…
Hayal kuranlar olarak…
Hayal kurmaya çalışanlar olarak…
Gönüllerden geçeni verme zamanı belki de böyle bir Temmuz ayıdır diye umutlanıyor insanlar!
Yoğurdu üfleyerek yiyenler olarak diye söze başlayanlar bile, yoğurt deme, yoğurt kaç lira oldu haberin var mı demekten kendini alamıyor.
Anlaşılan o ki, bu benzetmede zam duvarına çarpıp paramparça olanlardan!
Her neyse…
Biraz, birazcık gibi kelimeler emin olunamayan halleri ifade ediyor.
Hani bir şey hoşunuza gider de, biraz daha istesem mi diye düşünürsünüz ya….
Muhatabınız onu anlasa da anlamaz görünür ya…
Biraz, azıcık öyle bir kavram…
Lazım olan, lazım gelen biraz daha bir şeydir amma…
O biraz, elinde olan tarafından, zamana yayılır, taksit-taksit verilir ya hani…
Gıdım gıdım mı dersiniz?
Azar azar mı?
Parça bölük mü?
Birazın gramı olmaz.
Santimi metresi de…
Ne kadar?
Biraz işte….
Ne diyordu o güzel şarkı, “Biraz kül, biraz duman o benim işte…”
*****
Biraz artı, bir miktar daha artı, az biraz daha artı, ne çıktı sizce tartı?
Eski ağabeyler duysalar, tahmini olmayan bir muamma derlerdi…
Bu tahmin muallakta derlerdi….
Böyle şeylerin tahmini olmaz, yapılmaz derlerdi…
Bizim tahminle işimiz olmaz, elimize geçene, cebimizde olana bakarız derlerdi…
Biz ise tahminlere bayılıyoruz…
Hele uçurulan balonlara ölüp gidiyoruz!
Vay be…demek o kadar olacakmış ha…
Eyvallah!
Hay maşallah!
Olsun tabi…olsun inşallah!
Dağ fare doğurmasın da… diye konuşan temkinli dostlar, biraz bir şeyler olurda, o anlatılanlar kolay değil diyorlar.
Olur mu olur diyenler, neden olmasın diyenler, şöyle birkaç ayda olsa bir oh demeyelim mi arkadaş diyenler hemen her yerdeler.
Söze biraz diye başladık, işte o birazdan nerelere kadar geldik!
Ne mi diyelim?
Bu Temmuz’da halimiz ahvalimiz maddi-manevi biraz daha iyi olmasın mı? Ne dersiniz?
