Erol Sunat
Erol Sunat

Bayramın hatırını sayanlara ne mutlu

featured

Yine lafta kaldı değil mi onca hoş ve iyi niyet… Yine barışmanın üzerini iyice kapattık, yine barışma ihtimali denen, o ihtimali ortadan kaldırdık. Barışır gibi yapıp, barışmamaya davetiye çıkarmak işte böyle bir şey. Hem de bayramdan günler önce… Biz bayramın hatırına dahi bir araya gelemeyenler olarak, nasıl bayram yapacağız? Var mı bir cevabı olan?

Bayramlarda bir arada olabilenlere ne mutlu…Bir araya gelebilenlere ne mutlu. Aradaki pürüzleri, dargınlıkları, kırgınlıkları, küslükleri sona erdirenlere ne mutlu.

Kapılara varanlara…Kapıları çalanlara…Gurur yapmayanlara…Kibrini kıranlara…

Bayramın hürmetine deyip, ben geldim, biz geldik diyebilenlere…

Kapısını, gönlünün kapısı misali ardına kadar açanlara, açabilenlere ne mutlu…

Bayram itmek değil…Bayram kapıları kilitleyip gitmek değil…Bayram, arada her ne olursa olsun olan biteni sürdürmek değil…Bayram kinlenmek değil, nefret etmek değil, ayrılık tohumları saçmak değil…

Bayram öyle bir hatır-gönül saymak ki…

Mevkilerden öte, makamlardan öte, unvanlardan öte…

Bu hatır Mevla’dan bir nişane…

Bayram yapın, bayramlaşın, aranızda, her ne varsa, her ne olduysa, her ne yaşandıysa bir kenara bırakın diyen O…

Kimsenin hatırı, O’nun hatırından daha büyük değil…

Bayramın hatırını sayanlara ne mutlu…

Bayram ulvi…Bayram yüce…

Bayramın hatırı üzerine bir başka hatır gelemez, gelmeye kalkarsa, o gelmeye kalkan hatır, kendine yazık eder. İki cihanda da hatırsızlardan ve hayırsızlardan olur.

Kendimizi bildik bileli, Bayramın hatırı karşısında, akan sular durur denirdi.

Bu hatıra binaen Yunus’un sözüne gelinirdi.

Nefret dilinden yayılan sözler, bayram hatırına yağ ile bal eylenirdi.

Fitne ateşleri söner, kinler, nefretler, öfkeler durulur, bayram bazen ateşkes gibi olurdu, bazen barışa açılan kapılara varan yollar bulunur, gönül köprüleri kurulurdu.

*****

Bayram geliyor, bayram yaklaştı denildiği zaman yüzlerimizde güller açardı.

O eski bayramları, bayram namazlarını, bayramlaşmaları özlüyoruz.

Bayramlarımız buruk…

Bayramlarımızı hüzünlü…

Dostlarımızdan, bayramlaştıklarımızdan birçok insan artık aramızda değil.

Bayrama erişmek, bayrama kavuşmak nasip işi diyen eski zamanların güngörmüşlerinin sözleri…

Bugüne kadar, ıskaladığımız ne varsa, yanına yenilerini ekledik.

Bayramı ıskalamak gibi, barışın iki ayağını bir pabuca sokmak gibi adımlardan bugüne kadar kimse bir kazanç sağlayamadı.

Bayramı çıkmaz sokaklara döndürmek için elimizden ne geliyorsa yaptık.

Ardından da kimlerle görüşüp görüşmeyeceğimizi de ilan ettik.

Kendimize göre bayram hazırlığımızı tamam ettik.

O güne kadar da son rötuşları yapıp,

Sevgileri ıskaladık…Hoşgörüleri ıskaladık… Barışmayı ıskaladık… Konuşmayı ve görüşmeyi ıskaladık…Lakin, bir zamanlar doyamadığımız o bayramları bir daha bulamadık. Küstürdük bayramları, haberimiz yok…

*****

Gelin bu bayram, farklı bir şey yapalım.

Barışalım deseniz, kıyamet kopuyor.

Bayram barışmak değil mi?

Hani üç günden fazla küs durmayacaktık ya…Dargınlıkları, kırgınlıkları uzatmayacak, aralara olmadık lafları eklemeyecektik ya…Kışkırtmalara gelmeyecek, kışkırtanları, yangına körükle gidenleri yanımızda ve çevremizde bulundurmayacaktık ya…

Hani en fazla ilk bayramda barışacaktık ya…

Ne oldu? Kaç bayram geçti? Kaç mübarek gece geçti? Var mı sözünde duran?

Keşke olsaydı…

Zaman bizi bizden aldı, bizden çok şeyi aldı götürdü ne ders oldu ne ders alabildik ne de bir ders çıkardık onca yaşanandan…

Küs gidenleri, dargın gidenleri kırgın gidenleri sayan oldu mu?

Barışma, barışırsan seninle olan dostluğum, hısımlığım biter diyenlerde gitti…

Bayramda barışmaya gelenlere kapıları açmayanlar, zoraki barışanlar, ben falancanın hatırına geçen bayramda barıştım dediydim, yemin olsun barışmadım diyenlerde gitti.

Geriye kim mi kaldı?

Hâlâ aklı başına gelmeyenler.

O kadar olaydan ne çıkardık?

Kocaman bir hiç…

Oysa Ramazan ayının her günü barışa, hoşgörüye ve anlayışa açılan kapıydı her birimize…

*****

Bayram sadece aileden, hısım akrabadan kim varsa onlarla bayramlaşmak değil…Bayram, aynı gruptan, aynı dernekten, aynı partiden insanların bayramlaşması da değil. Bayram cümle inananların bayramı…

Bayram Doğu Türkistan’ımın da bayramı. Azerbaycan’ımın da Musul ve Kerkük’ümün de Batı Trakya’mın da cümle Türk ve İslam aleminin de…Bayram bambaşka bir göz aydınlığı anlayana…

Bayrama, bayramlaşmasak da olur diye yaklaşılabilir mi?

Bayramlaşmaktan, hayırlı bayramlar demekten sanki ödümüz kopuyor. Dahası…O ne der diyoruz…Bu ne der diye hesap kitap yapıyoruz. Alem ne der mevzusu bizi aşar diye hüküm veriyoruz El alem ne der faslı karşısında kendimizi bildik bileli şaşkınız.

Konuşanlar, dedikodu edenler, bayramın ruhundan bihaber olanlar, bayramın hatırı konusunda lafları eğip bükenler, bugüne kadar, Allah için güzel tek bir kelime söylediler mi?

Kim bu alem? Kim bu el alem?

Ha bir günde iyi bir şeyler söylesinler. Bayramdır desinler…

Bugüne kadar olumsuzluk olarak sıraladığımız her ne varsa bırakın, açın yeni bir sayfa, barışın deseler kıyamet mi kopacak?

Belli ki öyle…Kopacak olan kıyamet alemin ve el alemin kıyameti…Hasetlikten, fesatlıktan, kıskançlıktan, fitne ateşleri yakmaktan, aralara fit sokmaktan, güzel bir kelam kalmadı dağarcıklarında…

İşin aslı…Merhametten maraz doğar…

Ne bayramı? Hangi bayram? Bayramlaşacak bayram mı kaldı? Diyenlerde onlardı.

Bayramlaşmak kadar tabi ve güzel olan ne var ki. Bayramda bayramlaşılır, kapılar çalınır, kapılır açılır, gönül alınır, barışılır, bayramda hoşgörü iklimi hâkim olur, bayramın yaşadığı ve yaşatıldığı coğrafyalarda.

*****

Bayram, barışmaktır diyen kim? Bayram gönül köprülerinin kurulmasıdır diye mangalda kül bırakmayanlar kim? Bayram gönülden gönüle giden yolların başlangıcıdır diye gözleri dolu dolu eski zaman hikayelerinden dem vuranlar kim?

Hani Bayram, küslükleri, dargınlıkları sona erdirecekti? Hani Bayram, gurur ve kibirlerden vazgeçmenin yegâne yoluydu?

Yine lafta kaldı değil mi onca hoş ve iyi niyet… Yine barışmanın üzerini iyice kapattık, yine barışma ihtimali denen, o ihtimali ortadan kaldırdık.

Barışır gibi yapıp, barışmamaya davetiye çıkarmak işte böyle bir şey.

Hem de bayramdan günler önce…

Biz bayramın hatırına dahi bir araya gelemeyenler olarak, nasıl bayram yapacağız?

Var mı bir cevabı olan?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!