Koncuk: “Kanal İstanbul Projesi, Çok Boyutlu Bir Yıkım Projesidir”

Koncuk:

Bağımsız Adana Milletvekili İsmail Koncuk, LGS sınavı ile ilgili ilginç iddialarda bulundu; “LGS sınavı sonuçları açıklandı. LGS sınavı öncesinde maalesef bazı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri başarısız gördükleri öğrencilerin bu sınava girmemesi için özel gayret sarf ettiler. LGS ortaöğretime yerleştirmeyi esas alan bir sınav olduğu için Türkiye’nin eğitim başarısını il il , ilçe ilçe ortaya koyan il müdürlerimiz, ilçe müdürlerimiz başarısız öğrencileri sınava sokmayayım ki benim il başarım yüksek görünsün mantığıyla çocuklarımızın sınava girmesini engelledi. Milli Eğitim Bakanlığı da bu duruma müdahale etmedi.”dedi.

Kanal İstanbul Projesi’nin, çok boyutlu bir yıkım projesi olduğunu ileri sürdü.

Koncuk, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kanal İstanbul Projesi’nin, Türk ekonomisini ağır bir kriz sürecine sokacağını savundu.

Bilim insanlarının değerlendirmeleri ışığında Marmara Denizi’nin, Karadeniz’den gelen sularla dengesini tamamen yitireceğini, Trakya’dan gelen yer altı sularının da kesilerek kentte susuzluğun baş göstereceğini öne süren Koncuk, şöyle konuştu:

“Kanalın doğu yakasında tuzlu suyun yer altı suları ile karışmasıyla toprak ölecektir. Kanal inşaatının depremi tetikleyici etkisinin olacağı işin uzmanları tarafından ifade edilmektedir. Kanal İstanbul etrafına kurulması planlanan şehirler ile nüfus daha da artacak, kenti daha da yaşanmaz hale getirecektir. Ortaya Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açan yeni uluslararası gerginlikler çıkaracaktır. İnatla yapılacağı söylenen Kanal İstanbul, Sayın Erdoğan’ın aşırı şişmiş egosunu tatmin etme projesine dönüşmüştür. Kanal İstanbul Projesi, çok boyutlu bir yıkım projesidir.”

Koncuk, ülkede işsizliğin yüzde 30 seviyelerine ulaştığını, Türkiye’nin bu rakamlarla geleceğe güvenle yürümesinin mümkün olmadığını savundu.

Yap işlet devret yöntemiyle hayata geçirilen projelerin dipsiz bir kuyu gibi yeni neslin geleceğini tehdit eder bir boyut kazandığını iddia eden Koncuk, “Sayın Erdoğan, keşke inatla Kanal İstanbul Projesi yapacağına genç işsizliği çözebilseydi. Milyonlarca vatan evladı geleceklerine dair hayal bile kurumaz bir halde yurt dışına hangi yolla gidebilirim diye adeta kara kara düşünmektedir. Milyonlarca genç işsizin ateşi bu beceriksiz iktidarı elbette yakacaktır.” diye konuştu.

Bağımsız Adana Milletvekili İsmail Koncuk’un mecliste düzenlediği basın toplantısındaki açıklamaları şöyle:

“Değerli Basın Mensupları,

Kanal İstanbul, yıkım halinde olan Türk ekonomisini daha da ağır bir kriz sürecine sokacaktır. Kanal İstanbul, Türk halkını daha da fakirleştirecektir. Bu proje ortaya çok boyutlu sakıncalar çıkaracaktır. Bunları kısa kısa başlıklar halinde özetlemek istiyorum.

1)Türk ekonomisi yeni bir büyük ve verimli olmayan yük altına girecektir. Katar başta olmak üzere Arap zenginleri ve Türk Saraylılar zengin olacaktır. Tabii kendinize kim bu Saraylılar diyebilirsiniz. Saraylılar, Türkiye’nin yeni dokunulmazları yeni imtiyazlılarıdır. Onlar, bütün ihaleleri alırlar. Onlar bütün vergi indirimlerinden ve aflarından istifade ederler. Onlar aile boyu bütün önemli mevkileri işgal eder, 4-5 maaş alırlar. Onlar Saray’ın gözdeleri, bendeleridir. Onlar Saraylıdır. 20 seneden bu yana olduğu gibi Saraylılar yine Kanal İstanbul’un sağında ve solunda satın aldıkları arazilere yaptıracakları çakma yalılarda, rezidanslarda yeni zenginliklere uzanmanın rüyasını kuruyorlar. Türk halkı ise yeni harcamaların yükü altında ezilecek ve daha da fakirleşecektir.

2)Bilim insanlarına göre; Marmara Denizi, Karadeniz’den gelen sular ile bozulan dengesini tamamen yitirecek ve önümüzdeki 10 yıl içinde çürük yumurta kokan bir denize dönüşecektir.

3)İstanbul’un Trakya’dan gelen yeraltı su kaynakları kesilecek, susuzluk başlayacaktır. Kanalın doğu yakasında tuzlu suyun yer altı sularına karışması ile toprak ölecektir.

4)Kanal inşaatının depremi tetikleyici etkisi işin uzmanlarınca ifade edilmektedir.

5)Kanal İstanbul etrafına kurulması planlanan şehirler, İstanbul nüfusunu daha da artıracak, şehri daha da yaşanmaz hale getirecektir.

6)Ortaya Montrö sözleşmesini tartışmaya açan yeni uluslararası gerginlikler çıkaracaktır.

7)İnatla yapılacağı söylenen Kanal İstanbul maalesef Erdoğan’ın aşırı şişmiş egosunu tatmin projesine dönüşmüştür.
Özetle, Kanal İstanbul projesi çok boyutlu bir yıkım projesidir.

Değerli Basın Mensupları,

Söz Kanal İstanbul’dan açılmış iken şehir hastanelerinden bahsetmek gerekmektedir. Doğru düzgün çalışan, halkın ayağının alıştığı, ulaşılabilir, doktor-hasta ilişkisinin kolay kurulduğu devlet hastanelerini yıkarak kurulan dev şehir hastanelerini eleştirdiğimiz zaman “Şehir hastanelerine neden karşı çıkıldığını anlamıyoruz; sonuçta bunlar Türk Devletinin hastaneleri” dediniz. Oysa, şehir hastanelerine ulaşmak zor. Şehir hastaneleri içinde doktora ulaşmak zor. Tedavi almak zor.

AVM gibi şehir hastaneleri yaparak hastanın beklentisini yükseltmek de sadece kazandıran bölümlerde yatak kapasitesini yüksek tutmak da meslek örgütlerine göre hasta başına zaman azlığı oluşması sebebiyle hastanelerde şiddet olaylarının artmasına sebep oldu. Şehir hastaneleri ne hasta için iyi. Ne doktorlar için iyi. Ne de Türkiye Cumhuriyeti hazinesi için iyi. Yabancı kreditörlerle finanse edilen şehir hastaneleri sanki bu çağın kapitülasyonları gibi. Şehir hastaneleri sadece Saray ve Saraylı şirketler için iyi. Buna rağmen saraylı meşhur şirketlerden birisi, anlaşılan 2023 seçimlerinin sonucundan korkuyor ki, Londra’da cadde satın alan Saraylı şirket gibi, yavaş yavaş Türkiye’den ayrılmaya hazırlanıyor.

Saraylı şirket elindeki şehir hastanelerini bir Danimarka şirketine satıyormuş. Bundan sonra Türk vatandaşları Danimarkalı şirkete ödeme yapacaklar. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti de hasta garantisi verdiği için Danimarka şirketine ödeme yapacak. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, anayasal hakkı olan sağlık hizmetlerine erişim hakkını bir yabancıdan, Danimarkalıdan satın alacak. Alan memnun, satan memnun, sadece Türk halkı bu memnuniyetin bedelini ödeyecek.

Değerli Basın Mensupları, Sayın Erdoğan, keşke inatla Kanal İstanbul’u yapacağına, inat ve ısrarla genç işsizliği çözecek adımları atabilse, ülke kaynaklarını öncelikle işsizliği çözebilmek için kullanabilseydi.
%30’lara ulaşan genç işsizlikle Türkiye’nin geleceğe umutla yürüyebilmesi mümkün görülmemektedir.

Ay Yıldız Hareketi olarak biliyoruz ki, Kanal İstanbul gibi uçuk-kaçık projeler, müşteri garantili köprüler, otoyol, hastaneler, hava alanları dipsiz bir kuyu gibi çocuklarımızın geleceğini tehdit eder bir boyut kazanmıştır.

Milyonlarca memleket evladı geleceklerine dair hayal bile kuramaz bir halde, yurtdışına nasıl gidebilirim diye adeta kara kara düşünmektedir.

Sayıları 500 binlere ulaşan işsiz sağlık çalışanları, işsiz mühendisler, 500 bine ulaşan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunları, 500 bin ataması yapılmayan öğretmen ve milyonlarca genç işsizin ateşi bu beceriksiz iktidar anlayışını, elbette yakacaktır.

Değerli Basın Mensupları, bildiğiniz üzere ataması yapılmayan öğretmenler aylardır ek atama istiyorlar ve 20 bin atamanın yetersiz olduğunu vurguluyorlar. Bu konuda taştan ses geldi, İktidardan duyulmadı.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Erdoğan, işsiz öğretmenlere “20 bin atama yeterlidir. İhtiyaç yok, fazlalık var.” Diye cevap verdi. Sayın Erdoğan bu konuyu ya bilmiyor ya da doğru bilgilere sahip değil. Şöyle ki Milli Eğitim Bakanlığı her yıl 70-80 bin civarında ücretli öğretmen görevlendirir, ayrıca MEB’in kendi verilerinden anlıyoruz ki, öğretmen norm kadro açığı 100 bin civarındadır.

O halde Ay Yıldız Hareketi olarak soruyoruz, “Öğretmen fazlalığı varsa, her yıl 70-80 bin ücretli öğretmen görevlendirmesi nedendir?” Kaldı ki görevlendirilenlerin bir kısmı öğretmen bile değildir. Sayıştay raporlarına göre öğretmen ihtiyacı 138 bin, MEB’e göre öğretmen boş norm kadrosu 100 bindir.

Bazı branşlar ve bazı bölgelerde öğretmen fazlalığının görülmesinin sebebi MEB’in plansızlığıdır. Çeşitli tedbirler alınabilir. Emekliliği özendirmek, söz verilen ama tutulamayan 3600 ek gösterge, emekli tazminatı bağlama oranının arttırılması gibi tedbirleri hayata geçirmek şarttır. Aslında bu tedbirleri tüm kamuda ortaya koymak gerekmektedir.

Saygılarımla.”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!