‘Gayri Nizami Propaganda’ ve ZAFER PARTİSİ

‘Gayri Nizami Propaganda’ ve ZAFER PARTİSİ

Zafer Partisi kitle iletişimindeki dönüşümün bilincinde bir siyasi parti.

Anımsarsak Zafer Partisi henüz kuruluş hazırlıklarındayken çeşitli vatansever muhalifler WhatsApp gruplarından iletişim halindeydi. Bundan yaklaşık bir buçuk yıl öncesi…

Özellikle İYİ Partililer, Zafer Partisi’nin kurucu kadrolarını “WhatsApp Partisi kuruluyor” diye küçümsüyordu. Kuruluştan sonra ise hem Cumhur İttifakı hem Millet İttifakı trolleri Zafer Partisi’nden “Twitter Partisi” diye bahsetmeye ve nihayet Zafer Partisi söylemlerini bire bir taklit etmeye başladılar…

Günümüzde ulusal kanallar yerine dijital platformlar, Youtube kanalları takip ediliyor. Kâğıda basılı gazeteler okunmuyor. Sosyal medya içerikleri ve internet haberciliği takip ediliyor. Radyo yerine podcastler dinleniyor.

İktidarın yüz milyonlarca dolarlık televizyon kanalları, gazeteleri ve medya kuruluşları artık vatandaşı ikna edemiyor. Egemenlerin sosyal medyadaki paralı hesapları, troll ordusu da siyasi mücadelede günden güne güçlerini, etkilerini yitiriyor. Böyle bir iklimde Zafer Partisi doğdu ve yükseliyor.

Fonlanmayan, mali kaynakları çok kısıtlı bir siyasi parti olan Zafer Partisi kuruluşundan beri gayri nizami propagandayı yöntem olarak başarıyla yürütebilmesi sayesinde bugünlere gelebildi…

‘Gayri Nizami Propaganda’, günümüzün en etkili pazarlamacılık kavramı olan ‘Gerilla Marketing’ uygulamalarından siyasi propaganda alanında faydalanılmasını ifade eder. Reklam, doğrudan tanıtım, halkla ilişkiler vb. geleneksel siyasi medya uygulama yöntemlerini değiştiren, alternatif ve bütünsel bir propaganda yaklaşımıdır.

Gayri nizami propaganda, siyasi program ve ürünler için viral oluşturma amacıyla sıradan, günlük bir yerde alışılmadık veya beklenmedik etkileme eylem(ler)i yürütme işidir. Minimum maliyetle sonuç almanın kanıtlanmış bir yöntemidir. Gayri nizami propaganda stratejisi, büyük bir tanıtım bütçesinden ziyade hayal gücüne, yaratıcı fikre ve yenilikçi tasarıma dayanır. Gayri nizami propagandanın avantajları arasında, düşük maliyet, internette viral olabilme, hedef kitlenin sözlü anlatımıyla hızlıca büyüyebilme ve hedef kitle üzerinde kalıcı bir etki bırakabilme bulunmaktadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda ileride siyasi tarih kitapları Zafer Partisi iktidarını anlatırken, daha kuruluşundan itibaren partinin gayri nizami propaganda faaliyetleriyle beslenmiş ezber bozan hamlelerinden bahsedecektir. Söz ettiğimiz eylemler tamamıyla gayri nizami propaganda esaslarına ve iletişim çağının mevcut aşamasına uygun eylemlerdir… Aynı zamanda tümü ideolojik olarak partinin programıyla ve halkın muhtaç olduğu siyasetle örtüşmektedir. Yani kitleyi büyütmeye, partiyi güçlendirmeye yönelik fikren defolu içerikteki popülist hareketler söz konusu değildir. Aksine her geçen gün etkisi ve niceliği artan bir katılımla Türk siyasetini şekillendiren, parti programından güç alan hamlelerdir.

Kuruluştan bugüne kısaca kimi örneklerini hatırlayalım:

  • Ülkenin son çeyrek asrında ortaya çıkan hemen tüm siyasi partilerin kurulmalarından önce bu partilerin lider kadroları ABD ve Avrupa ülkelerine giderek çeşitli temaslarda bulunmuşlardır. Zafer Partisi ise kuruluşu öncesi Türklüğün beşiği Türkistan’ı, Anadolu’yu Türkleştiren ve Türk insanının İslamiyet anlayışının temelini oluşturan Hoca Ahmed Yesevi Dergâhını ziyaret etmiştir. Zafer Partisi bu farkı ve ideolojik tercihi gür bir sesle haykırmıştır.
  • Diğer liderlerin önemli bir bölümü batının çeşitli programlarına ayrıca etnik – mezhepsel gruplara bağlılık ifade ederek ekiplerini partileştirmiştir. Zafer Partisi ise kurulurken lideri Ümit Özdağ ve kurucularıyla Anıtkabir’e çıkarak yegâne siyasi bağlılığının Atatürk’e olduğunu ilan etmiştir. Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliği doktrinini duyurmuştur. Tarihi köklerden beslenen ve her sene gerçekleştirilecek partinin yaş günü kutlamalarını milli ruhla tazeleyecek bir öngörüyle Özdağ partisini hem Büyük Taarruz’un hem de Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü olan 26 Ağustos 2021’de kurmuştur.
  • Partinin kurulduğu ilk günlerde kıt imkanlarla Cengiz İnşaat’ın ve iktidarın doğa katliamına karşı İkizdere’de eylem yapılmış, Cengiz İnşaat’a Cengiz Han Yasaları’nın uygulanacağı beyan edilmiştir. Mehmet Cengiz ve Cengiz İnşaat’la hukuk mücadelesine giren Özdağ davayı ilk celsesinde kazanmıştır. Sicili temiz olmayan dev bir sermaye grubuna hem sahada hem adli mercilerde kafa tutan tek siyasi parti olarak Zafer Partisi dikkatleri üzerine çekmiştir. Uzun yıllardır ülkemizde hangi başka siyasi parti hangi holdinge haddini bildirebildi?
  • Erciş UIupamir’de terör tehdidi altındaki Türk Milliyetçisi köyü ziyaret, korucu şehitliğinde dualarla etnik bölücü siyaseti lanetleyiş, İran sınırında “Vatan Namustur” pankartıyla kontrolsüz göçe meydan okuma gibi bugüne dek muhalif hiçbir partinin gerçekleştiremediği gözü kara eylemler Özdağ liderliğinde sosyal medyaya taşınmıştır.
  • Altılı masanın hesaplarını bozup kazanma şansı en yüksek Cumhurbaşkanı adayı olan Mansur YAVAŞ’ı göreve davet etmek, Süleyman Soylu’nun hakaretlerini sineye çekmeyip kendisini bakanlık binasının önünde delikanlıca hesaplaşmaya çağırmak Saray Rejimi’ni korkutan hamleler olmuştur.
  • Yıllardır Suriyeliler ve Afganlar üzerinden stratejik göç mühendisliğiyle Türkiye’nin imha edilmesine karşı çıkan Ümit ÖZDAĞ, partisiyle de bu mücadeleyi hem sahaya hem siyasi bir çatıya taşımıştır. Zira Özdağ, Ortadoğuluların katlettiği ve canına kastettiği vatandaşların ailelerini tek tek ziyaret etti. Özdağ’a ve Zafer Partisi’ne Suriyeli, Afgan, Pakistanlı göçüne razı gelmeyenlerden destek, bilgi ve yardım çağrısı aktı. O günler için ülkenin en somut, en güncel problemine direnen tek liderin Özdağ, tek partinin Zafer Partisi olduğu algısı haklı olarak kamuoyunca özümsendi. İktidarından muhalefetine Zafer Partisi’nin artan gücü ve halktan destek gören savunuları ise zamanla diğer siyasilere söylem değiştirtti.
  • ‘Suriyeliler Suriye’ye’ imza kampanyalarında, Hatay’da sınıra sembolik mayın döşemeye gidildiğinde polis müdahalesiyle karşılaşılınca pısılmadı. Sosyal medyadan tüm vatandaşlara destek çağrısı yapıldı. Hem saray rejimiyle hem milli sorunlara duyarsız kalıp etnikçi, dinci yapılara göz kırpan 1921 Anayasası etrafında birleşmeye çalışan sarı muhalefetle mücadele edildi. Cumhuriyet’in ilanından önce, henüz İstiklal sağlanamamışken hem işgalcilerle savaşır hem de işbirlikçi hükümete karşı bir iç savaş verilirken yazılmış ilkel bir Anayasa’dan medet umulması reddedildi. İçinde Türk ve Atatürk olmayan bir toplumsal mutabakat metni kabul edilemez sayıldı.
  • İstanbul Fatih İlçesi başta olmak üzere geceleri telefon direkleri, otobüs durakları, sokak lambaları, trafolar Zafer Partisi’nin ve Ümit Özdağ’ın binlere küçük afişiyle, bildirisiyle doluyordu. Seksen öncesinin ‘pullama’ diye bilinen propagandası yıllar sonra Zafer Partililerce kullanılmaya başlandı. Mahalle bekçileri, polis pek çok vatandaşı bu faaliyette yakaladığında yakalananların parti üyeliği bile bulunmayan özellikle Suriyeli işgali altındaki semtlerin çocukları veya esnafları oldukları anlaşıldı. Sokaklar, mahalleler bir yandan Ortadoğulularla bir yandan Zafer Partisi sempatizanlarıyla doluyordu. Zafer gönüllüleri ise hiçbir tahrike kapılmıyor asla hukuk dışına çıkmıyor onurlu bir siyasi bilinçle sadece fikir kavgası veriyordu.
  • İliç’de Fırat suyunu zehirleyen yabancı altın şirketine karşı Erzincan’da köylülerle direniş teşkilatlandı. Hukuki süreç işletildi. Parti sözcüsü Lütfi Şehsuvaroğlu onlarca internet programıyla, etkili yazılarla ve basın duyurularıyla konuyu ülke gündemine taşıdı. Siyasi iktidar ilgili madeni kapatmak zorunda kaldı!
  • Partisini kurmadan yıllar önce sığınmacılara, sığınmacıların vatandaş yapılmasına ve oy kullanmasına direnen Zafer Partisi lideri, Türk vatandaşlığının emlak alana veya faizle Türkiye’ye borç verene promosyon olarak dağıtılmasına karşı müthiş bir bilinç uyandırdı. E – Devlet üzerinden isim değişikliğiyle Türk vatandaşı yapılan Ortadoğulu seçmenlerin ve iz kaybettirecek teröristlerin kamufle edilmek istenmesine Zafer Partisi dikkat çekti. Toplum şiddetten ari bir bilinç sıçraması yaşadı.
  • Çanakkale’de 57. Alay’ın şehadet yıldönümünde 2 bini aşkın partili gençle 57. Alay mevzilerinde sabahlanıldı. Ünlü yazar Nihat GENÇ partinin davetini kabul etmişti. Nihat ağabeyin burada yaptığı konuşma yayınlanınca dinleyenler ağladı!.. Partiye kitlesel katılımlar hızlandı. Oysa birkaç gün öncesinde Tayyip Erdoğan Saraçhane meydanında iki bin kişiyi bir araya getirememişti. Kemal Kılıçdaroğlu ise o günlerde etnik bölücülerle, Cumhuriyet’e kastedenlerin siyasi ardıllarıyla helalleşme turlarındaydı.
  • Sedat Peker son ve büyük rüşvet – irtikap – çete bombasını patlattığında, iktidar derin bir sessizliğe gömülmüştü. Haber patlar patlamaz konuyu yargıya taşıyacağını haykıran ilk lider Özdağ oldu. Titizlikle bir suç duyurusu hazırlandı. Dinamit gibi bir basın bildirisiyle bunun gereğini yapmayacak olurlarsa adli mercilere de hukuken hesap sorulacağı söylenerek suç duyurusunda bulunuldu. Özdağ’dan sonra diğer bazı liderler de suç duyurusunda bulundular. Aylar öncesinde muhatabına “Kriminal Süleyman” diye seslenen Özdağ birilerinin yaptığı gibi önce kamuoyunun tepkisini ölçmedi. Derhal harekete geçmişti çünkü kendisinin de partililerinin de kimseye eyvallahı yoktu.
  • Özdağ, Yunan’ın işgal ettiği ve TBMM orduları Başkomutanı Mustafa Kemal’in askerlerince kurtarılan Afyon İmaret Camii’nde Büyük Taaruz’un, Malazgirt Zaferi’nin aynı zamanda partisinin kuruluş yıldönümü olan 26 Ağustos’ta Cuma namazı kılıyordu. Zamanında Diyanet hutbesiyle uzun uzun Mursi anılarak Mursi’ye dualar okunmuştu. Atatürk’e ve Sultan Alparslan’a dua esirgeyen imamı Özdağ hutbede protesto etti. O günlerde il, ilçe başkanlarını ve merkez yöneticilerini milli mücadelenin, İstiklal Harbi’nin finaline ulaşılan Afyonkarahisar’da toplamıştı.
  • Atatürk’e ve Cumhuriyet’e aşık pek çok Müslüman “oh be” Nihayet birileri camileri Ak Parti propagandasına alet edip milli duyarlılıklardan koparan zihniyete haddini bildirmişti…
  • Zafer Partisi bina kirasını ödemekte zorlanıyordu. Partinin kuruş hazine ödeneği, belediyesi, herhangi bir fonu, kimseden alınan kirli lirası yoktu. İmeceyle, çoluğunun çocuğunun rızkından kısan Zafer Partisi İstanbul Teşkilatı üyeleri ve parti yöneticileri 30 Ağustos’ta İstanbul Fatih’te meşaleli Zafer Yürüyüşü ile Atatürk’ü, İstiklal Harbi’ni andılar. Önde Özdağ’ın partililerle birlikte taşıdığı pankartta “Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü” yazıyordu. Kocamustafapaşa Meydanı’ndan Kızıl Elma Caddesi boyunca yürüyenlere vatandaşlarımız katıldı. Evlerin balkonlarından destek, alkış yağdı. Suriyeliler’in cirit attığı Fatih sokakları Atatürk posterleriyle ve Türk Bayraklarıyla görkemli bir bayram yerine dönmüştü.

Bu eylemler ve gayri nizami propaganda silsilesi anlaşılıyor ki artarak ve ülke gündemini, siyasetini şekillendirerek devam edecekler…

 

Psikolojik sınırın aşılmasına, ambargonun kırılışına doğru ilerleniyor.

Artık rüzgâr Zafer Partisi’nin yelkenine doluyor. Fakat iktidarıyla, muhalefetiyle kurulu düzen Zafer Partisi’ni engellemeye devam ediyor. Eşitsiz silahlarla süren siyasi bir savaşta bir yanda Zafer Partisi diğer yanda programsız, yönsüz fakat büyük paralara hükmeden düzen partileri var. Memleket Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Halkın Kurtuluş Partisi gibi belirli bir programı olup da mevcut düzene karşı direnen siyasi partilerse bu yazının konusu değil. Onların mücadelesini de o yapıları yakından gözlemleyen arkadaşlarımız anlatmalı.

Karartma, ses kısma, anketlerde yok sayma ancak psikolojik bir sınırın aşılmasıyla, Zafer Partisi’nin seçim barajına takılmayacağı gerçeğinin toplum tarafından bir an önce kavranmasıyla son bulacak.

Ensar – muhacir edebiyatıyla ve din kardeşliği bahanesiyle işgal ölçüsündeki göçü savunan Ak Parti, Suriyelileri göndermeye başladığını ve zamanla tüm geçici sığınmacıların ülkelerine döneceğini ilan etti.

Daha düne kadar vatandaş yapılan sığınmacı sayısının önemsiz miktarda olduğunu, sadece isteyen Suriyeliler’in vatanlarına döneceğini söyleyen Kılıçdaroğlu “hepsi dönecekler” demeye başladı.

Oğlunun Suriyeliler’e verdiği girişimcilik dersleriyle övünen, Özdağ için “kafasını Suriyeliler’le bozmuş” diyen Akşener, şimdi vaktiyle Özdağ’ın yaptığı çalıştayla partisi adına övünüyor.

Suriyeliler’in gönderilmesinin milletlerarası hukuka aykırı olduğunu savlayan Babacan bugünlerde “Türkiye’de kalmaları milletlerarası hukuka uygun değil” diyor. Ortadoğuluları başımıza bela eden, Suriye iç savaşının kışkırtıcısı Davutoğlu bile “hepsini göndermeliyiz” diye konuşur oldu.

Bu dönüşümü yine gayri – nizami propagandayla Zafer Partililer “Ümit Özdağ Etkisi” diye yurttaşa duyuruyor.

Altılı masanın bir oldubittiyle yenilecek bir Cumhurbaşkanı adayını dayatması Mansur Yavaş adının ülkeye milli aday olarak Zafer Partisi’nce ikinci kez sunulmasıyla bir defa daha engellendi.

Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı söylemlerine Ümit Özdağ’ın sert tepki verdiği Diyanet İşleri Başkanlığı 30 Ağustos’ta Atatürk’ün ve İstiklal Harbi’nin dualarla yad edildiği açıklama yayınladı.

Recep Tayyip Erdoğan 30 Ağustos kutlamaları için sarayına daha önceden asılmamış büyüklükte devasa bir Atatürk posteri astırdı. Mesajında ise başta Mustafa Kemal olmak üzere İstiklal Harbi’nin İsmet Paşa dahil hemen tüm komutanlarını ilk kez tek tek andı…

Zafer Partisi Programı ortaya çıkana kadar adı anılmayan Köy Okulları, her köye bir ziraat mühendisi görevlendirilmesi, KYK borçlarının silinmesi ve pek çok konu sarı muhalefet tarafından gündeme getiriliyor.

Sermayenin küreselleşmesi, milli kimliklerinse mikro milliyetçilikle ve feodaliteyle tasfiye edilmesi ideolojisi bugün dünyada çökmüştür. O düşüncenin yurdumuzdaki kalıntıları da hüsrana yazgılıdır. Üretimin millileşmesi, Türk kimliğimizle ve Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle vatanımızın 21. Yüzyılda bütünlüğünü koruyup refaha kavuşması projesi Zafer Partisi sayesinde anlaşılıyor ki bugün tek çıkar yoldur.

Sadece Zafer Partisi değil bu çıkar yola inanan tüm siyasi partiler Büyük Ortadoğu Projesi’ne, Rusya’nın Şii Hilali stratejisine, Çin’in yeni ipek yoluyla üretimsiz bırakacağı uydu ekonomiler, bağımlı devletler yaratma planına direnecektir.

Zafer Partisi tüm eksiklerine, tecrübesizliğine karşın; aklı, cesareti, bilgisi ve düş gücüyle Türk siyasetini gayri nizami propaganda sayesinde dönüştürüyor. Hem azgın ve zalim iktidarı hem de aymazlıkla ihanet arasında devinen sarı muhalefeti hizaya çekiyor. Gayri nizami propaganda yöntemlerini tüm milli muhalifler benimsemeli. Atatürk ve Cumhuriyet çizgisindeki tüm hoşnutsuz Türkler zeki, sıra dışı, cesur ve katılımcı eylemlerle pekiştirilecek yaratıcı söylemler geliştirmeli.

Şu an için sahte muhalefetiyle iktidarıyla düzen partilerinden her bir ayda milyonlar götüren anket firmaları yakında acı gerçekleri müşterilerine de ilan etmek zorunda kalacaklar. Çünkü seçime yakın gerçekleşecek anketleri isabetsiz tahminler içerirse alayı batar…

Aynı şekilde yakında Zafer Partisi’nin gayri nizami propagandası sermayenin, düzen partilerinin barikatını yıkacak. Psikolojik eşik geçilecek. Kirli oyunu Zafer Partisi’nin tüm engellemelere rağmen bozduğunu, düzeni sarstığını gören sistem elemanları patronlarının akıbetindeki yıkıma hissedar olmamak için daha gerçekçi ve milli söylemlere yönelecekler. Pişmanlıklarından, vicdanlarının sesini nihayet dinlemelerinden veya aydınlanmalarından değil… Akıbetin kaçınılmazlığından. Fakat elbette kışı atlatan kurt, mazlum Türk Milleti yediği ayazı unutmayacaktır. Cenazesinde salına yapışmayanın düğününde oynamasına izin vermeyecektir.

Çünkü Türk Milleti’nin ezici çoğunluğu düzen partilerinin aksine HDP’nin temsil iddiasında olduğu oyların kendi kaderini belirleyemeyeceğini biliyor. Garibanlaştırılan çoğunluğun, mazlum Türk’ün kaderini ancak bizzat Türk Milleti’nin kendisi tayin edebilir. Dini, imanı kullanarak aklın karşısına işlerine geldiğince seçtikleri kutsal hükümleri koyup vatanı satanların da tıpkı etnikçilerden ve neoliberallerden medet umanlar gibi yürüyecek yolları kalmadı. Türk’ün Allah’la (haşa) rekabet edemeyeceğine güvenerek inancı siyaset sahnesine sokanlara mahkûm değiliz. Ve fakat birilerince ‘Türk’ ve ‘Türk Milleti’ demeleri yasaklanarak muhalefet ruhsatı alanlara da asla mecburiyetimiz yok!

Yaşasın gayri nizami propaganda, yaşasın “Ne Mutlu Türküm diyene” diye haykırabilenler…

Ne giyotin ne ası ipi!… Türk Milleti herhangi bir idam yöntemini veya cellat grubunu seçmeyecektir!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!