Hemen hemen her konuşmasında “Ben Dersimli Kemal’im” diyor. Dersim isminde bir bölgenin milli haritamızda yer almadığını ya idrak edememiş veya Türk’ün damarına damarına basmak hoşuna gidiyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun..
Bugüne kadar Tunceli’nin bir coğrafyanın adı olmadığını anlayamamış. Dersimin derebeylik olduğunu, Tunceli’nin Cumhuriyet olduğunu anlatan birisi olmamış ona.
Şayet rahmetli Kamer Genç’in ilmi tedrisatından geçmiş olsaydı kim bilir belki de bir daha Dersim adını ağzına almaya cüret edemezdi. Tunceli’ye Dersim demek fikri anlamda fahişeliktir. Tunceli’ye “Dersim” demek o bölgeyi Türk milletinden ve Cumhuriyetinden koparmak demektir.
Kemal Kılıçdaroğlu Dersimli Kemal derken aslında bir kimlik beyanını ifade ediyor. O kimliğin sicilinde Tunceli yoktur. O Ben Dersimliyim derken aslında Tuncelili olmadığını, Cumhuriyetin yurttaşı değilde Dersimin evladı olduğunu ifade etmeye çalışıyor. Şahsen ben Dersimliyim diyen birisinin Atatürk’ü sevdiğine de inanmam.
Kaset komplosu ile ele geçirdiği CHP’den Ulusalcıları ve Atatürkçüleri tasfiye ettikten sonra CHP’nin yönetimine feto ve PKK sever insanları yönetime getirmişti. Ünal Çeviköz, Mehmet Bekaroğlu, Bülent Tezcani, Sezgin Tanrıkulu Gökhan Günaydın bu isimlerden sadece bir kaçıdır.
Millet İttifakı’nın birinci ayağı olan CHP ve yandaşlarının derdi Milletin çıkarları değil kendi çıkarlarıdır.. Öyle ki Canan Kaftancıoğlu bile “Ben ATATÜRK demem” diyecek kadar ileri gitmiştir.
Geçici sığınmacılar konusu ile ilgili olarak “Suriye meselesini ırkçılık yaparak çözmeyeceğiz” diyen KILIÇDAROĞLU aklı sıra Ümit ÖZDAĞ’a gönderme yaparak fikri uçkurunun ne kadar yerlere düştüğünü açıkça ortaya koymuştur.
Bu gidişle Dersimli Kemal’in yuvarlana yuvarlana yakında HDP’nin kucağına oturacağı günler uzak değildir.
