Binlerce insan işini kaybettiği.
Onlarca esnafın kriz yüzünden intihar ettiği.
Binlercesinin işyerlerini kapısına kilit vurmak zorunda kaldığı.
Binlerce gencin bunalım içerisinde evle kahve köşelerinde vakit öldürür hale geldiği.
Bir milyon un üzerinde insan resmi olarak dinlenip, gayri resmi olarak dinlenenlerinin sayısının belli olmadığı.
AB ve ABD ile bilumum ülke komiserlerinin Atatürk’ün posterlerinin devlet dairelerinden kaldırılması, Başbakan tarafından dillendirilen otuz küsur etnik kökenin tanınması naralarının atılır hale geldiği.
Bölücülerin ülkenin her yerinde isyan provaları yapar hale geldiği bir ortamda iktidar partisinin kongresi toplanıyor.
Küçük partilerin bile en az 2 güne sığdırdığı genel kurullar bir kurultay havasında geçer, kurulan komisyonlarla sorunların tespit ve çözüm yolları aranırken.
AKP’nin 3. Olağan genel kurulu adeta yarım güne sığdırılıyor.
“Daha çok demokrasi” diyenlerin demokratlığını(!) bu genel kurulda gördük.
Tek konuşlan genel başkan.
Adeta hepsinin ibadet vecdi ile gözünün içine baktığı tek genel başkan adayı.
Yetkili organlar için sadece Başbakan’ın hazırladığı tek tip liste.
Ve bu ülke;
Bu demokratlardan (!) demokratlık dersi alacak ve bu ülkeyi demokratik açılıma (!) götüreceğiz haa.
Fikir söylemek yok.
Düşünmek yasak.
Düşünceleri söylemek haa?
O da ne kelime.
Adeta sultan idaresindeki bir parti.
Ve…
Ne yaparlarsa demokrasi ve demokratlık uğruna yapıyorlar.
Biz de yiyoruz.
Bunların demokratlığında fikir açıklamak, düşünce beyan etmek, Silivri sakinliği demek.
Sabaha karşı evlerden toplanmak, yasal gayrı yasal dinlenmek, günlerce nezarethaneler, malum medyada çarşaf-çarşaf yer(!) bulmak, karalanmak AKP usulü katılımcı, açılımlı(!) demokrasinin gereği demek.
Ülkemin insanları Silivri demokratlığını yiyor işte.
Kürsüye çıkıp, karşısındaki şeffaf camlardan akan yazıları okumanın halk tarafından hatiplik saılması.
“Vay anasını beee. Adam en az 2 saat rakamları bile karştırmadan ve dahi tık bile denmeden konuştu” diye kerizlenmek.
Bütün bunları yemek değilse ne ?
Bunların demokratlığını Cumartesi ASKİ Spor Salonunda gördük.
Açılımı, demokratlıklarını yedik doğrusu.
