Mesela; Tayyip Bey Şarap içmiş midir?
Beyaz şarabı sade gazoz ile kırıp.
Kırmızı şaraba elma dilimi atarak ekşiliğini alıp, şarap şişesini dikmiş midir başına?
Saz çalan arkadaşına tempo tutup o sarhoşluğun etkisi ile kendinden geçmiş midir?
Bilinmez. Bilemeyiz.
Şayet yaptı ise kimse de hesap soramaz.
Çünkü içtiği ağız kendisinin.
Merak işte.
Bunu da bir açılım sayın.
Herkes bu günlerde açılıyor ya.
Kürt açılımı…
Olmadı demokratik açılım…
O da olmadı.
Devlet politikası…
O da yemezse?
Bekleyelim görelim.
Sahi Tayyip Bey püfür-püfür bir İstanbul akşamında;
Beyaz şarabı sade gazoz ile kırıp;
Kımızı şaraba da ekşiliğini alsın diye elma atıp içmiş midir?
Şu meşhur açılımı ABD den hazmettirmeye çalışırken, sahi, içti ise Tayyip Bey bunun hazmı nasıl olmuştur?
Merak bu şişede(!) durduğu gibi durmuyor işte.
Mayalanmış şekilde durdukça yakıyor.
Bakın;
Kimi havada.
Kimi Misak-ı Milli sınırları dışında konuşuyor.
Vatan topraklarında söyleyemediklerini ya havada, ya da yurt dışında söylüyorlar.
7 yıldır böyle.
TDK sözlüğüne baktık hazım için geniş açıklama yok.
Ama biz her ne hikmetse bu hazım cümlesine takıldık şarapta olduğu gibi.
Bu hazım sanki zorlata-zorlata, kanırta-kanırta olmasın?
Şaraba elma atmak ya da sade gazozla kırmak gibi bir şey midir?
Tayyip bey bu açılımla şunları bir anlatıverse.
Biz de meraktan kırılmamış oluruz herhalde.
Sahi Tayyip Bey şarabı böyle içmiş midir?
Haa, içmiş midir?
