CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, polislerin 3600 ek gösterge beklentisine ilişkin, “Yasama organı bu soruna çözüm bulmalı. Polislerin mali haklarıyla ilgili parlamentoya gelecek herhangi bir düzenleme emin olun parlamentodan oy birliği ile çıkar. Kimse itiraz etmez. İtiraz belki ‘Niye bu kadar eksik yaptınız?’ diye olur.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesi Zübeyde Hanım Sosyal Tesislerinde emekli emniyet mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Emekli Emniyet Müdürleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Çalışkan’ın teşkilat mensupları ve emeklilerinin sorunlarına ilişkin açıklamalarının ardından söz alan Kılıçdaroğlu, bir kişinin haksızlığa uğradığı durumlarda “Nerede bu devlet?” diyerek bağırdığını, aslında bu sözü söylerken “Nerede bu polis?” demek istediğini belirtti.
Vatandaşların devletle polisi özdeşleştirdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Çünkü polis teşkilatımızın 150 yılı aşkın bir tarihi var. Bir kurumsal yapısı var. Bu kurumsal yapının, gerçekten de samimi olarak ifade ediyorum çok büyük sorunları var. Bu sorunların aşılması lazım. Sorun, görevini yapan polislerden değil, yöneticilerden kaynaklanmaktadır. Yani siyasetçilerden kaynaklanmaktadır.” diye konuştu.
Polis teşkilatının çok daha güçlü konuma getirilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, 150 yıllık bir kurumun bütün bu sorunlarını aşması gerektiğinin altını çizdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “83 milyonun güven duyduğu bir kuruma en büyük arzumuz bu güveni pekiştirmektir.” dedi.
Her kurumda olduğu gibi polis teşkilatı içerisinde de meslek mensuplarına yakışmayan davranışlarda bulunan kişiler olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Ama önemli olan, nehrin aktığı mecradır. O mecra gerçekten de devletin çıkarları, vatandaşın çıkarına ilerliyorsa ki bütün aksamalara rağmen ilerliyor, onu güçlendirmemiz lazım. Bir temel sorununuz var aslında, temel sorun şu; genelde polis teşkilatının mensupları sorunlarını özgürce dile getiremiyor, çünkü böyle bir mecra yok. Derdi var, anlatamıyor. Dolayısıyla derneklerin kurulması veya bir sendikanın kurulması en azından sorunların dile getirilmesi açısından son derece değerlidir.
Her kesimin sorunu var, bu sorunları eğer kamuoyuyla paylaşıp kamuoyunun desteğini alabilirse meslek mensupları o zaman sorunun çözümü konusunda siyaset kurumu daha dikkatli davranmak zorunda kalabilir. Ama sizin yaşadığınız sorunu biz bilmezsek nasıl dile getireceğiz. Bizim bilmemiz lazım. Genelde 3600 ilk söylediğimde, miting alanlarında bizim güvenliğimizi sağlayan polis arkadaşların talebi olarak ilk bana geldi. Öyle bir talep hiç gelmemişti, sonra biz biraz daha derinlemesine indik, bu sorunun çözülmesi gerektiği konusunda görüşümüz oluştu.”
Kutsal bir meslek olan polisliğin, vatandaşın can ve mal güvenliğinin teminatı olduğuna dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, “Bazen görmüyoruz, duymuyoruz ama onlar bir kentin gerçekten de güvenliğini sağlayan ana aktörler. O nedenle bütün polis teşkilatı mensuplarına, emekliler de dahil olmak üzere şükran borçluyuz.” açıklamasında bulundu.
Polis olacak kişinin yeteneklerinin keşfedilmesi ve mesleğin farklı dallarında uzmanlaşmasının sağlanması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, polislikte tecrübenin ise en değerli şey olduğunu belirtti. Deneyimli, kıdemli bir polisin kimin suçlu olup olmadığını bir bakışta anlayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Belli bir kıdeme ulaşmış polislerin kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmeleri asla doğru değil. Onları Allah nasip eder iktidar olursak düşüneceğiz. Polis teşkilatına tekrar bu nitelikli elemanları almak lazım.” dedi.
– “Böyle bir kadro, temiz kadro emniyet teşkilatında fazlasıyla vardır”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, halkın can güvenliğini sağlayan polislerin de can güvenliğinin sağlanması gerektiğini, yeri geldiğinde polislerin yeraltı dünyasının korkulu rüyası olduklarını söyledi.
Kendisi 1980’li yıllarda İstanbul’da genç bir hesap uzmanıyken emniyet müdürü Saadettin Tantan’ın İstanbul’un bütün batakhanelerini kapattığını belirten Kılıçdaroğlu, “O dönemin gazetelerine baktığınızda bütün bu çıplaklığı görürsünüz. Yani siyasetçi doğrudan müdahale etmezse, polis örgütlerimiz gerçekten de uyuşturucuyla da mücadele ederler, yeraltıyla, mafyasıyla da mücadele ederler, rüşvet alanlarla, rüşvet verenlerle mücadele ederler. Tüm bunların tamamını yapabilirler. Böyle bir kadro, temiz kadro emniyet teşkilatında fazlasıyla vardır. Tek yanlış, siyasetin doğrudan müdahale etmesidir.” şeklinde konuştu.
Yakın tarihlerde Kocaeli Dilovası’nda ihbar üzerine bir gemide kokain araması yapıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Arama yapılır bir şey çıkmaz. Ama başlarında kişi ‘Bir daha arama yapın.’ der. Çünkü gelen ihbardan emindir. Bir daha arama yaparlar ve bulurlar, yakalarlar. Güzel; polis görevini yaptı, peki neden bu kişiler hakkında savcılık harekete geçmiyor? Görevini yapan bir emniyet var, her türlü çabayı gösteriyorlar, yakalıyorsunuz, getiriyorsunuz, demek ki bir sorunumuz var. Siyaset kurumu sadece emniyete değil, adalet kurumuna da nüfuz ediyor. Orada bazı kişilerin özel olarak korunmasını sağlıyor. Zindaşti’yi siz yakaladınız ama Zindaşti’yi hakim serbest bıraktı. Arkasından ‘Vay nasıl serbest bırakıldı?’ denildi. Zindaşti’yi aradılar, Zindaşti toz oldu. Aynı şekilde, 2 askerimizi yakarak şehit ettiler, talimatı veren kişi hapisteydi, polis yakalamıştı, ne hikmetse birileri araya girdi adamı serbest bıraktılar ve bir gazeteci bunu öğrendi, bir köşe yazısı yazdı ve hemen harekete geçildi yeniden yakalandı, hapse atıldı. Dramatik bir tablo ama acı bir tablo. Polis görevini yapıyor, suçluyu yakalıyor adliyeye teslim ediyor, araya birileri giriyor bir bakıyorsunuz dışarda; bunun üzerinde durmamız lazım. Polis teşkilatı aynı zamanda siyaset kurumunun da bütün rezilliklerini bilir, hepsini. Yolsuzluklar nedir, ne değildir, bütün bunları bilmemesi mümkün değil. Hepsini bilir, bazen tanığı bile olur.”
– “Objektif kurallara bağlı olmak zorunda”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, meslekte yükselmenin, objektif kurallara bağlı olması gerektiğini belirterek bir siyasetçinin devreye girmesiyle bir kişinin emniyet müdürü veya daire müdürü yapılmaması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Liyakat dediğimiz kavram, polis teşkilatında çok ama çok önemli. Siyasetçi gelip hak etmeyen birini yönetici pozisyonuna getirirse aşağıdaki kişiler sağlıklı hizmet yapamazlar. Bu durum polis teşkilatı içinde ayrışmayı, kutuplaşmayı getirir. Bu bağlamda, polis teşkilatının kendi iç dinamikleriyle yükselmesine imkan sağlamak gerekiyor.” dedi.
Jandarmanın da İçişleri Bakanlığına bağlandığını hatırlatan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ancak bu teşkilat mensuplarının polislerden daha yüksek aylık aldıklarını, bunun ayrımcılığa yol açtığını ifade etti.
Polis Kanunu’nun 4’üncü maddesinde, “Polis hiçbir suretle vazifesinden başka bir işte kullanılamaz” şeklinde emredici bir hüküm bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, ancak buna rağmen polislere verilen görevlerin haddi hesabı olmadığını söyledi. Bir polisin buna karşı çıkması durumunda ise sürgünle karşı karşıya kalacağını savunan Kılıçdaroğlu, bunun dramatik bir olay olduğunu belirtti.
Polislerin angarya işlere sürülemeyeceğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, spor müsabakalarında veya özel konserlerde özel güvenlik kuvvetleri değil, polisin görev almasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Polislerin çalışırken aile yardımı aldıklarını ancak emekli olunca sanki eşlerinden ayrılıyorlarmış gibi bunun kesildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, polislerin çalışırken aldığı aylıkla emekli olduğu aylık arasında uçurum bulunduğunu, çalışırken oluşturdukları hayat standardının emeklilikte de sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Polis intiharlarına ve çalışma koşullarına da değinen Kılıçdaroğlu, bu konularda da hem siyasal iktidarın hem de akademik dünyanın çalışması gerektiğini belirtti.
Polisler için kreş konusunun da acil çözülmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kreş imkanının sağlanması lazım. Geniş bir örgütsünüz, bu sorunun sosyal açıdan ele alınarak çözülmesi lazım.” dedi.
“Polisleri robot olarak görmek kadar yanlış bir şey yoktur.” diyen Kılıçdaroğlu, polislerle ilgili bir karar alınırken her şeyden önce onların da bir insan olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, 19 Haziran 2021’de “Hangi meslek grubu bir çalışıyorsa, güvenlikle ilgili meslek grupları onun 24 katı çalışmak zorundadır. Polislik bir maaş mesleği değildir, kim öyle düşünüyorsa bir dakika durmasın.” dediğini aktararak şunları kaydetti:
“Ben söylüyorum sayın Bakan, sizin orada bir dakika durmamanız lazım. Bu cümleyi kuran arkadaşın, ’24 katı çalışmak zorundadır.’ diyorsa diğer meslek gruplarına göre polise 24 kat fazla aylık vermesi lazım. O zaman bu cümleyi kurabilir. Aç bırakacaksın, emekli olunca aylığını yüzde 50 indireceksin, sonra kalkıp bu lafı edeceksin. Bu meslek kutsal bir meslektir, herkese nasip olan bir meslek değildir. Bu mesleğinin gereğini yerine getireceksiniz elbette ama hakkınızın da teslim edilmesi lazım.”
– 3600 ek gösterge konusu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3600 ek gösterge konusuna da değindi. Bu konuda parlamentoda değişik zamanlarda araştırma önergeleri verdiklerini bildiren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Yasama organı bu soruna çözüm bulmalı. Polislerin mali haklarıyla ilgili parlamentoya gelecek herhangi bir düzenleme, emin olun parlamentodan oy birliği ile çıkar. Kimse itiraz etmez. İtiraz belki ‘Niye bu kadar eksik yaptınız?’ diye olur. Çünkü sizin çalışma koşullarınızı çok iyi biliyoruz. Zor koşullarda görev yapıyorsunuz. Karda, kışta yağmurda siz alanlardasınız. Bu konuda ilk çağrım sayın Bahçeli’ye olacak. Neden sayın Bahçeli’ye olacak? 13 Nisan 2018’de MHP Ankara Milletvekili sayın Erkan Haberal polislerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için bir araştırma önergesi verir. Kendi önergelerimizden söz etmiyorum, ‘Siz muhalefetsiniz, sizin önergelerinizi reddederiz.’ anlayışı olabilir. Bunu da siyaseten bir yere kadar doğru da kabul edebilirim. Ama siz Cumhur İttifakı olarak bir aradasınız. 2018’de bir önerge vermişsiniz ve o önerge AK Parti’li milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiş. Ama o zaman Cumhur İttifakı yok, şimdi var bu ittifak. Şimdi çağrımı yapıyorum, sayın Erkan Haberal’a çağrı yapıyorum, böyle bir önergeyi verin biz de bu önergeyi destekleyelim. Hep beraber bu önerge parlamentodan çıksın. Bunu istiyoruz, yaparlarsa son derece mutlu oluruz. Bunu yapmayacağız ama biz 3600 göstergeyi vereceğiz diyorlarsa başımızın üstünde yerleri var.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2018’de AK Parti’nin seçim beyannamesini açıklarken, “Polis, öğretmen, hemşire, din görevlilerimize bir müjde vermek istiyorum. Diğer idarecilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3600’e çıkaracağız, buradaki adaletsizliği gidereceğiz” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “2018, 2021 bir şey yok, bekliyoruz getirsinler.” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın geçmişte Bilkent Şehir Hastanesi açılışında ise “3600 ek gösterge meselesini söz verdiğimiz şekilde çözeceğimizi ifade etmek istiyorum. Seçimden sonra ele alacağımız konulardan biri de budur.” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Yeni seçime gideceğiz, ortada henüz bir şey yok. 3600 ek gösterge için mücadeleyi yapacağız. Ya onlara verdirteceğiz, ya biz yapacağız. Sloganlaşmış bir sözümüz var bizim, ‘Polis şehit olmaktan korkmaz ama emekli olmaktan korkar.’ Siz bu kadar hayatını bir anlamda kendi ülkesine feda eden bir insana 3600 ek göstergeyi niye vermezsiniz? Burada bir ayrım yapılmasını da doğru bulmuyorum, ‘Belli bir derecenin üstüne verelim, altına vermeyelim’, vereceksiniz kardeşim, bu kişi hayatını verdi, şehitler verdi. Beşiktaş’taki terör saldırasında hayatını kaybeden polis şehitlerimizin fotoğrafı var şu afişte. Yardım topladılar, bu paranın üzerine çöktüler. ‘Biz o ailelere iyi para veriyoruz.’ dediler, Meclis kürsüsünden 152 lira mıydı, 163 lira mıydı bağlanan aylığı söyledim. İtiraz ettiler, itiraz edene SGK banka dekontunu gönderdim.
Yaşadığınız sıkıntıların farkındayım. Zor şartlarda görev yaptığınızı biliyorum. Siyaset kurumu size müdahale etmediği zaman emin olun bir gram kokain bu ülkeye girmez. Siyaset kurumu müdahale etmediği zaman emin olun bu ülkenin huzurunu siz sağlarsınız, bütün batakhaneleri kurutursunuz, bütün kaçakçıları yakalarsınız ben bunu gayet iyi biliyorum. Ama siyaset kurumu müdahale ettiği için bu müdahale giderek büyüdüğü için Türkiye daha büyük ve ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyor.”
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından emniyet mensuplarının sorularını yanıtladı. Bu bölüm basına kapalı gerçekleştirildi.