Çalıyor çırpıyor diyen müteahhitlere göz yumdunuz

featured

Kafamıza veya küçük kağıtlara aldığımız bütün notları bir köşeye koyduk. Bu unutacağız anlamına gelmiyor. Evet büyük bir felâket yaşadık ve yaşıyoruz herkese de geçmiş olsun ama bir müddet sonra herşey normale dönecek İnşAllah… Dönmese bile hayat devam ediyor. Devam eden hayatın bütün gereklerini de ” Nerde kalmıştık ” diyerek yerine getireceğiz… Herkese Merhabalar olsun…

Yeni nesil , eski siyasi bağlantı ve bağımlılıkları bilmez… Bir zamanlar , Bulgaristan , Sovyetler birliğinin maşasıydı. Bütün kirli işlerini , onun üzerinden yürütürdü… Jirkof dönemi içinde , Belene kampları zamanında, kameraman olarakta Bulgar’dan geçtim , dönemi yakinen takip ettim. Devrin bir fıkrasını sizlerle paylaşmak istiyorum… Dünya Liderleri uçağa binmiş BM toplantısına gidiyor… Bir gaza gelme neticesinde iddaalaşma had safhaya gelmiş… Kim Ülke’ si için canını feda eder olayı neticesi Fransa Başkanı , ” Ben Fransa için canımı bile yok sayarım ” dedikten sonra , ” Yaşasın Fransa ” diyerek kendini asağı atmış. Derken Alman , derken İngiliz , sıra Rus’ a gelmiş O’da ” Yaşasın Rusya ” dedikten sonra , Bulgar’ ı aşağı atmış… En ufak bir konuşma fırsatını bile değerlendiren Sahip Efendimiz , bu sefer Yimpaş Fatih’ ini öne sürdü. Fuat Efendi bütün iyi niyetleri (!) , hayır duaları (!) göğüslemek zorunda kaldı… Fıkranın maksadı hasıl olmuştur umarım…

Asrın Lider’ i , büyük felaketi İstanbul’ da iken öğrendi. Muhtemelen gene enişte devreye girmiştir. Alalacel , pijamasıyla yola çıkarak işin başına geçtiğini düşünüyorum… Gelmez olasıca Bakamayan’ lar , halka yardım için değil , şov maksadıyla, kendilerine tahsis edilen helikopterlerle aniden geldiler , tepkiler karşısında alelacel kaçtılar. Canikli denilen lüzûmsuz adamın ( lafın gelişi ) , çırpınan vatandaş karşısında ki metaneti ve telefonuyla diğer bölgelerdeki (!) durum takibi gözleri yaşarttı. Herkese , galiz kelimesinin kifayetsizliğini öğretti…

Terörist ve hizmetler karşısına dikiliyor dediğin uzmanların , kuruttuğunuz göle havaalanı yapılmaz demelerine kulak asmadınız… Çalıyor çırpıyor denilen müteahhitlere göz yumdunuz…Noldi… Halkın , bölüştüğü ekmeğini taşıyan araçlar şehirlere , yerleşim yerlerine ulaşamadı giremedi. Yollar çöktü , havaalanı patladı. Yurt içi ve dışı yardımları , ekip ve ekipmanlarını taşıyacak yegane yer olan İskenderun Liman’ ında ki yangını söndürmeye aciz kaldınız… Alevler yanacak şey kalmayınca kendiliğinden sönmek üzere… Millet İttifakı , mutabakat metninde okunan , Cumhurbaşkanı envanterinde ki uçakların satılıp , yangın uçağı alınacağı ilanının , ne anlama geldiğini gayet iyi kavradık… Bu arada , RTE nin onüç uçağından , ikisini deprem maksatlı kullanıma tahsis etmesi gözlerimizi yaşarttı. Bu ne fedakarlık , bu ne bonkörlük… Şaşırtan durum ; İsmiyle müsemma Kurum Bakamıyan’ın , poşet fiyatını yirmi beş kuruşta bırakmasını gölgede bıraktı.

Başta Naci Görür Hoca olmak üzere , bütün uzmanlar yırtındı. Hele hele , Elazığ depreminden sonra , çırpındılar. Olacakları , satırı satırına söylediler… Felâket Tellalcıları ilan edildiler. Silivri’ye gitmediklerine şükretsinler…Halkı , kin düsmanlık galeyan vs vs suçlamalara maruz kalabilirlerdi… Bu uyarıları dikkate almayan , kişiler , ölenlerin katili biziz diye ortaya çıkarlar mı , yoksa “Kader ” , ” İşin fıtratı ” gibi laflarla, olayı Allah’ ın üstüne mi yıkmaya uğraşırlar , göreceğiz… Son yüzyılın depremi laflarının arkasına sığınmaya kalkanlara , sıyrılmaya çalışanlara , uzmanların ikazları ne olacak. Yüzyılın Depremi geliyor diyenlerin hakkı teslim edilse bile , kaç can geri dönecek… Bütün Türkiye ayakta herkes sabahlara kadar ekran karşı  sında. Bir kişi daha kurtarılır mı diye , canlı yayınları takip ediyor. Doğal olarakta , Bende bunlardan biriyim… Burdur’dan sınıf arkadaşım Aytekin Trak’ ın , Şehirdeki çabaları paylaşmasını taktirle karşılıyorum. Herkesi tetikliyor. Biz daha iyisini yapalım diye , çabalıyoruz. Allah ondan ve onun gibilerden razı olsun… Burdur İtfaiyesinin Lale’ yi ; Burdur UMKE nin de Fatma Buse’ yi enkazdan canlı çıkarışını , en az Aytekin kadar gururla seyrettik… Bu arada olaya objektif bakma çerçevesinde bazı nahoş durumları da göz ardı edemeyiz. Esefle seyrettiğimiz yağma görüntülerine de , rastladık. Sırtına ambalajıyla yüklediği 105 ekran televizyonu taşımaya çalışanların peşinden , poşetleri zar zor taşıyan kadınlar vardı… Tek tesellimiz , tesettürlü olanlarla açık olanların sırt sırta oluşuydu. Demek ki , Milletimizin açık kapalı diye bir problemi kalmamış… Haaa bunlar nerden çıktı derseniz , ucu Kurtuluş Savaş’ ından kaçan %30-40 lara dayanıyor. Buharlaşıp yok olduklarını zannetmeyin… Görüntüler yürek yakıyor ama seyretmek , sadece seyretmekle kalmadan , değerlendirmek ve ders çıkartmamız gerekiyor… Enkaz başında çaresizlik içinde ki grup , yüreğimizi burktu…” Kimse gelmedi , telefonlarımızı açmadılar , iş makinasını paramızla tuttuk ” demesine diyecek laf var mı… O bostan korkuluğu seviyesinde ki Vali bozuntuları , bir emirle , parası sonradan ödemek üzere hepsine el koyamaz mıydı…Allah hepinizi , bildiği gibi yapsın emi…

Son olarak RTE , üçüncü gün , bölgeye gitti… Neler dediğini seyretmedim , dinlemedim. ” Kimseyi ve ilmi kaale almadım , durum bu , Allah ve Millet’ im beni affetsin ” dedi mi demedi mi bilmiyorum. Bilen varsa banada bildirsin… Hepiniz Allah’ a emanet olun. Kalabiliyorsanız da hosça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!