Moskova’daki bir diplomatik kaynağın Pazartesi günü TASS’a yaptığı açıklamada, İngiliz MI6 istihbarat teşkilatı temsilcisi Jonathan Powell, El Nusra terörist grubunun lideri Abu Mohammad al-Julani’nin Batı ile yakın işbirliği kurmasını önerdi.
Ayrıca diplomatik kaynak, Batılı istihbarat teşkilatlarının Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde El Nusra’nın öncülük ettiği Heyet Tahrir’uş Şam (HTŞ) örgütüyle doğrudan temas kurduğu ve örgüt liderleriyle ‘terör listesinden çıkarılma’ konusunda pazarlık yapıldığı bilgisini verdi.
Açıklama yapan kaynak, “İngiliz tarafı, Rusya’da El Nusra olarak bilinen Heyet Tahrir’uş Şam grubunun Batılı ülkelere karşı yıkıcı faaliyetlerden vazgeçme ve onlarla yakın işbirliği kurma planlarını duyurması gerektiğini öne sürdü. Mohammad al-Julani, başkanlığını yaptığı ittifak için olumlu bir imaj yaratmak ve gelecekte onu rehabilite etmek için Amerikalı bir muhabire röportaj vermesi tavsiyeleri aldı. Başta ABD olmak üzere İngiltere’nin bazı müttefiklerini devreye sokma planları var, El Nusra grubunu yeniden markalaştırma çabalarında “dedi.
Aktarılan bilgiye göre, Batı istihbarat teşkilatları Suriye’de faaliyet gösteren uluslararası terörist gruplarla doğrudan temas kurmaya çalışıyor. Kaynak, Powell ile el-Julani arasındaki görüşmenin Suriye-Türkiye sınırındaki Bab al-Hawa Sınır Kapısı yakınlarındaki İdlib gerilimi azaltma bölgesinde gerçekleştiğini söyledi. Ona göre, toplantı HTŞ’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması olasılığına odaklandı.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından bu şekilde belirlenen uluslararası teröristlerle kalıcı bir iletişim bağlantısının sürdürülmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Kaynak, “Kendi acı deneyimlerini çabucak unutanlara, iyi teröristlerin olmadığını ve onları evcilleştirmeye ve elle beslemeye yönelik tüm girişimlerin genellikle birçok masum ölüme yol açtığını hatırlatmak isteriz” dedi.
Kriz Grubu Anlaşmalara Dahil Edilmesini Önermişti
Geçen yıl Uluslararası Kriz Grubu (ICG) tarafından hazırlanan, “İdlib’de Silahları Susturmak” başlıklı raporda, Suriye’de muhaliflerin son kalesi olan İdlib’in tamamen Şam yönetimine geçmesini engellemeye yönelik kalıcı bir anlaşmanın parametreleri masaya yatırılmıştı. Yayınlanan rapora göre, ateşkes anlaşmaları sürecine HTŞ de dahil edilmeliydi. Ancak, HTŞ’nin yapılacak bir ateşkes anlaşmasına taraf olması bu grubu tam anlamıyla meşrulaştırmak anlamına gelmekteydi. Terörist bir grup olarak tanımlanan bu örgütün bir ateşkese dahil edilmesi anlaşmaların doğasına aykırı bir durum olduğu açıktır. Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, Kriz Grubu tarafından yapılan önerilerden de anlaşılacağı üzere, HTŞ’nin terör örgütü olmasına karşın Batı tarafından anlaşmalara dahil etme gibi çabaları TASS’a açıklamalarda bulunan kaynağın ifadelerini destekler nitelikte.
Kaynak: 21YYTE/Kübra Ünlü