"Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!…"
(Arif Nihat Asya-Bayrak)
7 Haziran seçimlerini atlattık, milletim “onlar konuşur bunlar yapar…” gibi sözlerle uyutuldu, nasılsa!
Tatil mevsimindeyiz de malum. Sahiller hınca hınç dolu.
Televizyon ekranları yaz dizilerinden geçilmiyor. Her güne, her saate bir dizi.
Düğünleri hele hiç sormayın. Davullarla zurnalarla gelinler çıkıyor baba ocaklarından.
Ya ana kucaklarına Al Bayrağa sarılı tabutlarla gelen evlatlar!
Hani, “analar ağlamayacaktı?”
İşte milletim bunları duymuyor, uyuyor.
Her şey güllük gülistanlıkmış gibi hayat akıp gidiyor.
Evlere düşen ateşler sanal alemde bilmem şu sayfada paylaşınca, bu profilde fotoğraf paylaşılınca unutulmamış oluyor.
Keşke, bu sayfalardaki paylaşım sayısı kadar seçmen sandığında da uyumadığımızı gösterebilseydik.
Çok sevdiğim bir şair var. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu. O yıllar önce şu mısraları bugünkü Türk milletine söylüyor sanırım:
“…Olursan soyuna, dinine lâyık…
Geçer bu gafletin; sürmez çok sene,
Uyan ey Türk Oğlu! Uyumak nene?…”
PKK-IŞİD derken benim yiğitlerime olan oluyor.
Çözüm süreci diye yıllardır milletimizi kukla gibi oynattılar. Kandilin kandillerini tek tek yaktılar, 80 milletvekilini çıkarttırdılar. Şimdi de o 80 vekillerine güvenerek dört bir yandan korku ateşleri salıyorlar akıllarınca.
Biz bu toprakları kolay kazanmadık be hey gafiller!
Biz bir ölür bin diriliriz. Biz şehitlik şerbetine nail olurken, sizler itler sürüsüne katılıp Tamuya gideceksiniz.
Bir “Flash” haber de ben vereyim sanal sayfalarınızda paylaşın:
AL BAYRAK KANDİL’İ SEÇTİ!
SAYGILAR….
