AKP ‘Anayasayı İhlal’ Suçu İşlemektedir!

T.C. ANAYASASI MADDE 5

 Devletin temel amaç ve görevleri,

Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,

 Ülkenin bölünmezliğini,

Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak,

Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak;

 Kişinin temel hak ve hürriyetlerini,

Sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan

 Siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya,

İnsanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için

Gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

 
 
2005 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir Türk devleti olmadığını, Türkiye devleti olduğunu aleni olarak ifade eden Başbakan, sürekli olarak devletin 36 etnik kimlik barındırdığını, Türklüğün de bu kimliklerden biri olarak sadece alt kimlik olduğunu ifade etmektedir.

Anayasa’nın 5. Maddesi, devletin temel amaç ve görevleriyle ilgilidir ve amir hükümler ihtiva eder. Cumhuriyet kurulurken “Türkiye cumhuriyetini kuran ahaliye Türk denir” hükmü ile bugünkü anayasanın 69. Maddesi, tamamen örtüşür. Buna göre 5. Madde hükümleri, Başbakan tarafından sürekli ihlal edilmektedir.

Aynı Başbakan, 2004 yılından bu yana, bütün seçim konuşmalarında “Onlar Sivas’ın doğusuna geçemezler” diyerek muhalefet partilerinin Doğu ve Güneydoğu’ya gidemeyeceklerini söylemektedir ki, bu da anayasa ihlalidir ve Başbakan, “Sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan  siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için Gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Amir hükmünü uygulayamadığını itiraf etmektedir. Bu, akla Anadolu’da çok yaygın olan bir sözü getiriyor: “Şecaat arz ederken Merd-i Kıptî sirkatin söyler”.

Ama bundan daha önemlisi Başbakan, alenen bölücülük yapmaktadır. “Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü,  Ülkenin bölünmezliğini, … korumak” hükmünü de ihlal ederek Türkiye’nin doğusu ile batısını ayırmaktadır. Eğer muhalefet partileri, MHP ve CHP Sivas’ın doğusuna gidemiyorsa sorumlusu siyasi iktidardır. Başbakan, CHP’nin Hakkâri mitinginde Türk bayrağı açamadığını söyleyerek CHP’yi suçlamaktadır. Halbuki eğer Türkiye’nin herhangi bir yerinde Türk bayrağı açılamıyorsa bunun sorumlusu da siyasi iktidardır ve anayasanın 5. Maddesinde kendisine tevdi edilen ödevleri yapamamıştır. Kaldı ki MHP, Diyarbakır’da 2011 seçimleri öncesi miting yapmış, Devlet Bahçeli, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini dile getirmiş, MHP mensupları da, Türk bayrağını her yerde olduğu gibi orada da dalgalandırmıştır.

Açılım saçmalığı, terör örgütü ve müebbet hapse mahkum elebaşısı ile pazarlık ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne halel noktasına gelince millî refleks harekete geçmiş, Türk milleti, MHP’nin Bursa ve İzmir mitinglerinde tebarüz ettiği gibi Devlet Bahçeli’nin etrafında bütünleşmeye başlamıştır. Bursa mitinginde milletin, yanlış politikalara “dur” demeye başladığını gören siyasi iktidar; Devlet Bahçeli’yi durdurabilmek adına yargıyı göreve davet etmiş, Türk ekonomisinin bugünkü yapısının mimarı, BDDK’nın banisi Devlet Bahçeli’yi batık bankalardan sorumlu tutma gafletine düşmüştür. Bu durum karşısında Bahçeli ile birlikte tüm MHP milletvekilleri “Hodri meydan” demişlerdi. 2002 yılında iktidara gelir gelmez, devr-i sabık yaratma kaygısı ile Yüce Divan’a gönderdikleri MHP’li Bakan, alnının akı ile bugün, TBMM’dedir.

İzmir mitinginden bir gün önce, Tayyip Erdoğan, Bahçeli’yi yine yargı ile tehdit etmişti. Bursa mitingi öncesi İstanbul’dan feribot seferlerinin durdurulması, Orhangazi’de trafik kaosu yaratılması, Bursa’ya giden otobüslerin yoldan çevrilmesi veya yolda bekletilmesine rağmen mitingdeki kesafetten korkan siyasi iktidar, İzmir’e gidişi engelleyebilmek adına Bahçeli üzerinden tehdide başvurmuştu.

İzmir mitingi için tehditler boşa çıkıp, İzmir’de iki milyondan fazla insan Devlet Bahçeli etrafında bütünleşince; siyasi iktidarın bütün yetkili ağızları, bütün Başbakan Yardımcıları “Akil Adamlardan birinin bile burnu kanarsa sorumlusu Bahçelidir” diye tehditler savurmaya başladılar. Halbuki bu “Akiller” piyasaya sürüldükleri günden başlayarak her gittikleri yerde Türk insanından tepki görmekte, hiçbir yerde konuşamamaktadırlar. Ama bu adamların can güvenliğini sağlamak da Bahçeli’nin değil siyasi iktidarın ödevleri arasındadır.

Son olarak Sayın Bahçeli, Doğu Perinçek’le birlikte hareket etmekle itham edilmiş; MHP’nin ve hatta CHP’nin İP’nin yan kuruluşu haline geldikleri ifade edilmiştir ki, buna kargalar bile güler. Son genel seçimlerde MHP %13 üzeri (5,5 milyon), CHP %26 (11 milyon) oy almış; İP’nin ise ismi dahi zikredilmemiştir. Bu durum karşısında MHP ve/veya CHP’nin bu demagoji ile suçlanması tamamen abestir. Ayrıca MHP ile İP’nin birlikte hareket etmeleri de, eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu konuda “milliyetçilik” ile “ulusalcılık” arasındaki nüans iyi tespit edilmelidir.

Türk Milleti’nin diriliş günü, “3 Mayıs Türkçülük Bayramı”nı can ü gönülden kutluyorum.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!