Bütün yaşananlar MHP’nin 548 delegesinin olağan üstü kurultay için imza vermesiyle başladı. MHP yönetimi zinhar olağanüstü kurultay yapılamayacağını olağan kurultayın da tarihini 18 Mart 2018 olarak açıkladı. Bu açıklamadan sonraki gelişmeleri de herkes biliyor.
Olağan üstü kurultayın yapılacağına sonunda yargı karar verdi. Çağrı heyeti de olağan üstü kurultay tarihi olarak 19 Haziran 2016 tarihini açıkladı.
Tehditler, aşağılamalar ve kirletmeler!
Genel Başkan derhal 10 Temmuz 2016 tarihini olağan üstü kurultay tarihi olarak ilan etti. 19 Haziran tarihini olağan üstü kurultay olarak belirleyenler ile o tarihte oraya gidecekleri lügatte ne kadar kötü kavram varsa onunla tanımladı.
Olağan üstü kongre çağrısı yapanları “kaos seviciler”, “MHP’ye darbe yapanlar”, “ülkücülere ilanı yapılmamış savaş ilan edenler”, “kamburlar”, “fırıldaklar”, “paralelciler”, “pislikler”, şebekeler”, “siyasi senaristler, “Pensilvanya’dan emir alanlar” vb. kelimelerle vasıflandırdı.
Ardından da onlara meydan okumaktan geri kalmadı. Şu sözler ona ait: “19 Haziran oyundur, zorlamadır, ayak bağıdır”. “Onları kaplumbağa gibi tersine çevireceğim”…Bu oyunu bozacağım.” “Yolumuza kim çıkarsa ya aşar, ya yener, ya da ezip geçeriz”. “Yılmayacağız, yıkılmayacağız, oyunu bozacağız”.
19 Haziranda olağan üstü kurultay için Ankara’ya ülkücüler işte bu tehdit ve aşağılamaları göze alarak geldiler. Bu durum MHP’nin 6. Olağan üstü kongresi için Ankara’da toplananların ne kadar kararlı ve neleri göze alarak oraya geldiklerini gösterir. Belki de bu kongrenin en önemli ve anlamlı olan tarafı da burasıdır.
Özel bir anlam yüklemiyorum yalnızca hatırlatıyorum. MHP’nin 6. olağan üstü kongresinin yapıldığı yer iki Türk hakanı Timur ile Yıldırım Beyazıt’ın 1402’de karşı karşı geldiği ovada bulunan bir otelde yapıldı!
Olağanüstü kongre ve anlamı!
Kimisi Gümüşhane’den kimisi Elazığ’dan daha özeti vatanın her köşesinden onlarca ülkücü onlarca saat yolculuk yaptıktan sonra Ankara’ya geldiler. Sıcak bir yaz günü, mübarek ramazan ayının ortalarında kan, ter içinde kongrenin yapılacağı salona girebilmek için kilometrelerce de yol yürüdüler. Kimisi tekerlekli sandalyelerle kimisi çocuğunu sırtına alarak kimisi de bastonuna dayana dayana geldi.
Onlar onurlarına kıymamak için rahatlarına kıymayı göze alarak bu denli meşakkate katlandılar. Milliyetçi ülkücü camianın çilekeşleri, sıcakta kavruldular, uykusuz kaldılar, terlediler, yoruldular ama bütün bunlara kendilerini ve iradelerini yok sayan bir zihniyete karşı gelmek için katlandılar.
Delege gücünün farkına vardı!
Noter huzurunda kayıtları alınan çilekeş delegeler onlarca bürokratik işlem sonucu salona girebildiler. Saatler süren süreçleri bekledikten sonar delegeler solanda divan için iki farklı listeyle karşı karşıya geldiler. Listeler okunduktan sonar delegeler aniden ayağa kalktılar “tek liste… tek liste” diye tempo tuttular.
Çağrı heyeti başkanı bu tartışmaların geride kaldığını, seçim için kabinlerin hazırlanması talimatının verildiğini söyledi. Aradan yarım saate yakın bir süre geçmesine ragmen delegeleri çağrı heyeti başkanının ikna etmesi mümkün olmadı. Delegeler ayakta hep bir ağızdan dakikalarca “tek liste” ısrarını sürdürdü ve aksi takdirde oy kullanmayacaklarını söylediler.
Salondaki genel başkan adayları bu tepkilere sessiz kalamadı ve hep birlikte sahneye çıkarak delegeleri selamlamak zorunda kaldı. Salonda en fazla alkışı bu birliktelik aldı. Umarız bu mesaj herkes tarafından alınmıştır.
Bunun üzerine divana verilmiş listeler geriye çekildi. Delegelerin istediği tek liste yapılıp heyete verildi. Tüzük kurultayı böylece başlayabildi.
Salonda yaşananlar MHP delegesinin gücünün farkına vardığının en önemli kanıtı olsa gerek!
Olağan üstü kongre sırasında yaşananlar aynı zaman da olağan üstü bir demokrasi hikâyesidir!