Hangi ülkede olursa olsun siyaset yapılırken beynelmilel politikalar üretilmez, beynelmilel siyasi yapılarla o milletin hayrına işler başarılmaz. Siyasetin her ülke için geçerli ve değişmez karakteri “milli” oluşudur. Her millet orijinaliteyi bozmamak şartıyla kendi politikalarını kendisi tayin etmek ister, bunu yaparken tarihi tecrübesinden yararlanır. İçinde bulunduğu ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel değerlerini göz önüne alarak bir yol takip eder.
Tabii ki başka milletlerin tarihi tecrübelerinden yararlanılabilir, ancak başka bir milletin tecrübesi o milletin ihtiyacı, sosyolojik ve kültürel durumu bire bir aynısı, kopyası, ikizi olamaz. Zaten birbirinin aynısı olan iki millet dünyada yoktur. Bu farklılık Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın ayetleri olarak buyrulmaktadır. Taklit etmeye kalkan olursa ne kadar başarılı olursa olsun; kendisi olmaktan, orijinal kalmaktan çıkar, başkalaşır, dönüşüme uğrayıp, milletler mezarlığında yerini alır.
Siyasette iddiaları olanlar da milli projeler üretmek, ortaya koymak zorundadırlar. Türk Milletinin problemlerini kökünden çözecek projeleri olmayanların getirecekleri değişim koltuk değişiminden farklı değildir.
Baştaki yönetici ve kadrolarının samimi, gayretli, çalışkan, hayallerinin başarı öyküleri ile dolu olması, kitlelere umut verip, desteğini almalarının hiç ama hiçbir ehemmiyeti yoktur ve sonu ne hazindir ki hüsran ve fecaatle biter. Çünkü bilgi, projeden mahrum bir yönetimin sonu; ne kadar kitlelerin desteğini alırsa alsın, ne kadar umut ve heyacan verirse versin, uçurumdan aşağı tepetaklak yuvarlanmak, tabutluğa doğru yol almak, akbabalara yem olmaktır. Bu yolda ilerlerken pembe rüyalarından uyanamayan ve uyanmak istemeyen kadrolar da helak olup giderler. Plansız, programsız, projesiz kurtarıcı olarak, iktidar hırsıyla gelenlerin; basiretleri de entelektüel seviyeleri ile doğru orantılı seyrederek, az okuyan çok konuşan liderlerinin peşinde siyasi mezarlıkta biter.
Kadroları yatakta ve rüyada değil, ayakta, dipdiri ve şuurlu ise o zaman bu yaldızlı gözüken lafların içinin ve arkasının boş olduğu ortaya çıkar ve Şairin;
“Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak
Haykırsam kollarımı makas gibi açarak!”
dediği gibi gönüldaşlarını sarsarak kendine getirir, zirveye nasıl, nereden, ne ile varacağını bilerek tırmanır.
İktidara talip olanlar, hele adının önünde milliyetçi yazan bir iktidar isteyenler; milliyetçi siyasetin projelerini ortaya koyabilmeli, farkı gözler önüne serebilmelidir. Çünkü milliyetçi siyaset; sıradan ve basit kalmak değil, farklı, orijinal, milli projeler ortaya koyabilmektir.
Projesi boş olanın iddiası loştur.