Zafer Partisi Kurucular Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu(MDK) Üyesi Eray Ertürk ile Zafer Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Rıza Tahir Yel, Türkiye’nin su deposu Göller Bölgesi’nde yaptıkları araştırma gezisinde Türkiye’yi bekleyen kuraklık tehlikesini gözler önüne serdiler.
Toros Dağları’nda yer alan Karacaören bölgesinde çekilen görüntüler, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kuraklık sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. Çevreye duyarlı Zafer Partililer Eray Ertürk ve Rıza Tahir Yel, yaptıkları açıklamalarla bölgede yaşanan çevresel tahribatı ve su kaynaklarının giderek azalmasını kamuoyunun dikkatine sundu.
Karacaören Gölü’nün eski ve yeni hali arasındaki büyük fark, bölgenin karşı karşıya olduğu kuraklık tehdidini ortaya koyuyor. Gölde meydana gelen çekilmeyi değerlendiren Eray Ertürk, “Burası bir zamanlar suyla doluydu, şimdi ise göl neredeyse kuruma noktasına gelmiş. Bu manzara hem iklim krizinin hem de insan faaliyetlerinin bir sonucu,” diyerek bölgedeki değişime dikkat çekti. Ertürk, orman yangınlarının da kuraklığı tetiklediğini belirterek, “Türk siyasetinin ve toplumunun gözlerini kapattığı bir noktadayız. Bu soruna duyarsız kalamayız,” ifadelerini kullandı.
“Gündem Kuraklık ve Ekonomi Olmalı”
Rıza Tahir Yel ise Türkiye genelinde yaşanan kuraklık sorununa dikkat çekerek, “Türkiye’nin gündemi anayasa değişikliği değil, kuraklık ve ekonomik problemler olmalı. Şu anda aralık ayının başındayız ama ne yağmur var ne de kar. Dereler kurumuş, göller çekilmiş durumda,” dedi. Yel, tarımsal sulamanın kontrol altına alınması ve su tasarrufu için acil bir kampanya başlatılması gerektiğini vurguladı.
Göl kenarında yapılan incelemelerde, Burdur ve Eğirdir göllerindeki su çekilmeleri de gündeme geldi. Ertürk, “Taklamakan Çölü’nün nasıl oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bu gidişle burası da aynı akıbete uğrayacak. Eğer gerekli önlemleri almazsak çevremizi çöle çevirmekten başka bir şey yapmış olmayacağız,” diyerek acil eylem çağrısında bulundu.
Su Krizi Gıda Güvenliğini Tehdit Ediyor
İkilinin açıklamalarında, kuraklığın yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal etkileri de ele alındı. “Su sorunu, siyasetin ötesinde bir meseledir. Gıda güvenliği, doğrudan su kaynaklarının korunmasına bağlıdır,” diyen Yel, herkesi suyu dikkatli kullanmaya davet etti.
Toroslar’daki bu dramatik tablo, su kaynaklarının korunması ve çevresel farkındalığın artırılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelede adım atması gerektiğini savunan konuşmacılar, toplumun ve yöneticilerin ortak bir seferberlik anlayışıyla hareket etmesi gerektiğini belirterek sözlerini noktaladı.
Türkiye genelinde su tasarrufu kampanyalarının başlatılması ve tarımsal sulamada daha sıkı önlemler alınması çağrısı, bu sürecin en acil gerekliliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Su kaynaklarını korumak geleceğimizi korumaktır.