Artık savaş baltalarını gömme zamanı. El ele vererek, birleşerek yol yürüme zamanı. Konya Şeker, devasa bir kurum. Efsane bir kurum. Kolları, dalları, budakları olabildiğince gür bir kurum. Çiçek açmaya, meyve vermeye başladı mı, cümle Anadolu’ya bahar geliyor. Toy düğünler oluyor. Yüzler gülüyor. Konya Şeker, ağızları tatlandıran, hanelere neşe getiren, mutluluk getiren bir kurum.
Lokomotif kurum. Konya’nın tam yetmiş yıldır, ondan daha geçerli, daha etkili, daha güçlü, daha ileriye dönük bir başka kurumu yok. Dönem-dönem kurumun başında değişik isimler oldu.
Bu nihayetinde bir bayrak yarışı.
Recep Konuk döneminde 21 yıl içerisinde baş döndürücü gelişmelere imza attı kurum.
Dileriz Konya Şeker, çok daha ileriye gider, şehrin hamisi, şehrin kalkanı, şehrin ekonomisini ayağa kaldıran kahramanı olmaya devam eder.
Sağ olsun şehrimiz yıllardır, eteğine taş toplamaktan, birbirini çekiştirmekten, eleştirmekten, birbirini Ankara’ya şikâyet etmekten ne bıktı, ne usandı.
Bu illetten, bu musibetten bir türlü kurtulamadı. Kurtulmaya da hiç niyeti yok.
Böyle olunduğu takdirde ikinci Marmara olma hayali kurulabilir mi?
Ne oldu o hayale? Ne oldu ikinci Marmara hikayelerine?
Ulaşamadık Mersin’e, aşamadık karlı dağların ardını, kıramadık feleğin belini…
Konya her an koşmaya hazır bir atlet gibi. Hızı, sürati yerinde…
Ne denecek?
Koş… Koş diye o işaret verilecek…
O işaret verilmediği içindir ki, ikinci Marmara hayalinde derin bir hayal kırıklığı yaşadı.
Belli etmedi amma, bu hayal kırıklığı şehre yansıdı.
*****
Ey Konya, elinde Konya Şeker gibi rekorlar kıran, rekorlar kırmaya hazır bir kurum var.
Bırak artık, şöyle oldu, böyle oldu, şöyleydi, böyleydi hikayelerini.
Dedikodu bir şehre bir arpa boyu yol aldırmadığı gibi, yolunu keser, hızını keser, heyecanı bitirir, şevkini kırar, çeker elinden alır.
Mesele azıcık aşım, ağrısız başım meselesi değil…
Kısa düşünme, basit düşünme, kestirmeden gitme meselesi de değil…
Mesele, ufuk meselesi…
Konya Şeker’de bir seçim daha vardı.
Hemen birçok seçimin kaderidir. Bir dönemin, bir devrin kapanması gerekiyordur. Seçmen verir kararını, bazen taş basar kalbine, yoluna öyle devam eder.
Konya Şekerin yetmiş yıllık hikayesinde, buruk, hazin, hüzünlü, sitemkâr dönemler ve seçimler var.
Bu hikâye, Konya Şeker adlı dev bir lokomotifin hikâyesi şehrin kaderini değiştiren bir fabrikanın hikâyesi…
*****
Dedikodu yapanlar, Konya Şeker için, çöktü ha, iflas etti ha, battı ha dediler durdular bir ara…Batsa, çökse, iflas etse, dibe vursa Konya ekonomisi felç olacaktı bilen yok.
Konya her anlamda, her alanda iki küme alta düşecekti, bir daha kendine gelemeyecekti, aklı oralara kadar eren yok. Çünkü dedikodunun, öfkenin, hırsın ve kinin ne ölçüsü olur ne de endazesi…
Dedikodunun sonu ne?
Tahrik, kışkırtma, sataşma sonrası Allah muhafaza etsin!
Konya bu değil, bunlara layık değil…
Konya Şeker, yaklaşık iki ay sonra70 yaşına girecek…
Hayalden hakikate ulaşan bir hikâye onunkisi…Aslında efsanenin ta kendisi…
Açıldığı günden itibaren şehrin lokomotifi…
O gelmiş, işsizlik bitmiş şehirde…O gelmiş, gurbet denen hasret geri dönmüş O gelmiş, umut gelmiş şehre…Şehir bir anda silkinmiş, toparlanmış, kendine gelmiş…
O şahlanmış, takmış şehri peşine o nereye, şehir oraya. Ekonomi değişik bir hale bürünmüş.
Bir mıknatıs gibi çekmiş ondan sonra ne varsa cümle yatırımı Konya’ya…
*****
Yetmiş yıl önce, karaları bağlamış, kaderine ağlamış, çıkış yolu bulamamış Konya’yı hayata geri döndürmüştü Konya Şeker.
Aralara inkıtalar girdi…
İhtilaller girdi…
Ara ara unutuldu gibi oldu Konya Şeker…
Sonra aralara…
Hasetler girdi, fesatlar girdi, kıskançlar girdi. Dedikodu girdi. Çekememezlik girdi. Siyaset girdi. Sen girdi, ben girdi. Girdi de girdi…
Şu an yetmişinci yılın eşiğinde…
Fabrikalar doğuran fabrika düşüncesi, gençlik hayalimizdi. O hayalin en gerçekçi modelini ortaya koydu Konya Şeker.
Bir fabrikadan elliye yakın fabrika doğdu…
Kim yok sayabilir?
Kim küçümseyebilir?
Kim dudak bükebilir?
Ne mi diyelim?
Daha da artsın inşallah!
*****
Pankobirlik’te yeni dönem için 5 aday yarıştı. Mevcut Başkan Ramazan Erkoyuncu, önceki dönem Başkan Recep Konuk, Mehmet Taşpınar, Aslan Üstündağ ve Ali Turan.
Başkan Ramazan Erkoyuncu açık ara seçimi kazanarak, bir anlamda güven tazeledi.
O zaman sıcağı sıcağına kendisinden, Konya Şeker adına bir ricamız olsun…
Konya Şeker’in rahmetli Adnan Menderes tarafından 19 Eylül 1954 günü açıldığını, bugünün 27 Mayıs İhtilaline kadar, her yıl bir bayram günü gibi kutlandığını ifade etmek istiyorum.
Konya Şeker için birleştirici olabileceğini düşündüğüm içindir ki, neredeyse her 19 Eylül’de aynı konuyu gündeme taşımaya çalıştım.
Konya Şeker’in ilk Başkanı rahmetli Himmet Ölçmen ’den, rahmetli Haydar Koyuncudan, Recep Konuk ve Ramazan Erkoyuncu’ya uzanan bu yetmiş yıllık çizgi, böyle bir günün hatırlanmasına ve yad edilmesine vesile olacaktır diye düşünüyorum.
*****
70 yıl önce, Konya Şeker’in açıldığı o tarihi günde 19 Eylül 1954’te emekli öğretmen rahmetli Hacı Rüstem Sungur’un konuşmasında tarihe not düşmüştü.
Sungur Hoca demişti ki;
“Bu fabrika Konyalıları, hayalden hakikate ulaştırdı.”
O günlerin Konya gazeteleri ne mi yazmıştı?
“Bozkırlı hemşerim! Sırtında yükün nereye gidiyorsun diye sormayacağız artık.
Alın terini, kara toprağa karıştıran Konyalılar, alın terini topraktan pancar diye sökecekler, sonra şeker diye yiyecekler. Bir taraftan işsizlik, diğer taraftan işsizliğin verdiği miskinlik, bu şehri, bu vilayeti mahvediyordu. Şimdi caddelerde gidiş gelişin manası bile değişti.
Artık yıkmasını değil kurmasını, dağılmayı değil birleşmeyi biliyoruz.”
Bu güzel temenniye uyulması dileğiyle Başkan Ramazan Erkoyuncu ve ekibine başarılar diliyorum.