Menemen mi, melemen mi? İnanın ne derseniz, deyin, nasıl söylerseniz söyleyin. Hepsi kabul. Hepsi makbul. Hepsi geçerli…
Menemen evlerde en kolay yapılan, malzemesi el altında bulunan yaz aylarının en sevimli yemeklerinden biriydi…
Yalan oldu…
Ne mi diyor insanlar?
Bir menemen bile yiyemedikten sonra….
Yapamadıktan sonra…
Sofraya koyamadıktan sonra…
Hele ki yaz mevsiminde Temmuz-Ağustos ayında…
Domatesin 50 kuruş, biberin 75 kuruşla bir lira arasında olduğu o yılları hatırlayanların gözleri dolmaya başladı.
Yeminle bir menemen yaptım, içinde sadece domates ve biber var.
Üç domates, iki biber!
İçinde soğan yok, yumurta yok, kıyma yok…
Bu menemen falan değil…
Adı menemen…
Artık menemeninde adı yok…
Tadı yok…
Bu ne ya…diye bağıran ev hanımlarını yok mu duyan?
Olsaydı domates, biber bu kadar pahalı olur muydu?
*****
Hangi mevsimde miyiz?
Domatesin, soğanın, biberin en bol, en ucuz olduğu bir dönemin tam ortasında…
Ancak bu ucuzluk bir türlü ne çarşı da ne pazarda ne markette bizlere yansıyamadı!
İnsanlar kahrediyorsa…
Ben böyle bir yıl…
Böyle bir dönem…
Böyle bir pahalılık hiç yaşamadım diyorlarsa…
Kim dinleyecek onları?
Kim kulak verecek?
Enflasyon mu?
Enflasyon duyar gibi oldu galiba!
Rakamlarda!
Ya da yeter artık, gerçeği söyleyelim bu sefer diyenler!
Temmuz ayı enflasyonu yüzde 9.49 olarak açıklandı.
ENAG ise bu rakamı 13.18 olarak belirledi.
Temmuz sıcaklarıyla birlikte gelen enflasyon sıcakları yaktı kavurdu ortalığı.
İster Afrika sıcakları deyin ister çöl sıcağı ister iklim değişikliklerinin cilvesi.
Bu sıcak bir başka sıcak…
Vurup geçiyor…
Alıp gidiyor…
Zam adına fiyat güncellemesi demekte kurtarmadı…
Güncelleştirmelere belli ki doyulamadı. Güncelleştirme en çok bizi mutsuz ediyor.
Zamların kuşattığı, çıkış yolu bırakmadığı bu mevsimde bunaldık, yandık desek, buz gibi bir bardak su verecek mi var?
Cep delik, cepken delik, ne olacak bundan sonra halimiz?
*****
Bir zamanlar en ucuz yemekti menemen.
Üç domates, birkaç biber, bir de orta boy soğan, birkaç da yumurta, biraz da kıyma falan koyarsanız, pul biberli, karabiberli tarafından şöyle olur, böyle olur diye anlatırlardı ya hani…
Ete karşı kaldırımdan selam verir oldu insanlar.
Domates ve biber pazarlarda baş köşede, soğan, yükselişte…
Yağ güncellenmek üzereyim az biraz bekleyin derdinde…
Yumurta tane hesabında üç lira nasıl olurum heyecanına kapılmış gitmiş…
Ocaklar havalı mı havalı…
Ne yapacaktınız?
Menemen mi?
Soğanlı mı olsun, soğansız mı?
Olsun da nasıl olursa olsun demeye çoktan başladık amma…
Bir menemen evde olsa kaça mal olur, dışarıda yense ne olur diyenler kaldı mı?
Tabi ki evde olmalı, evde yapılmalı diyenler, yüzde doksanları çoktan geçti….
******
Bu arada biz eskiden diyenleri de ah çekerken izleyebilir ve dinleyebilirsiniz.
Pandemi öncesinde, hatta pandemi sonrasında, kahvaltıya bile giderdik, para değildi yeminle diyenler şaşkınlıklarını, geçmiş günlerle teselliye çalışıyorlar.
Zamlar, güncellemeler, eriyen, buharlaşan maaşlar, yükseldiğine sevinemeyen asgari ücret terini silmekten yoruldu.
Kök maaşına bakıp-bakıp bunun nesi kök, neresi kök, bu nasıl bir kök diye kara kara düşünen milyonlar büktü boynunu bir köşeye oturdu. Kalkacak ne hali kaldı ne mecali…
Temmuz enflasyonu resmî açıklamalarla çift haneli rakamlara yaklaştı. Ancak insanların yaşadığı enflasyona göre çift hanede halay çekip duruyor.
Menemen domatesin, biberin, soğanın ve yumurtanın çığlığı ile insanların çığlığını mutfaklardan dışarıya yansıtıyor.
Ye ekmek?
Menemeni ekmeksiz yiyecek değilsiniz ya…
Ekmek kaç lira mı oldu?
Sonra menemenin maliyeti kaça mı çıktı?
Anlaşılan menemende yiyemeyeceğiz bu gidişle….