Bir süredir kanser olan Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos dün hayatını kaybetti.
Gerçek ismi Herodotus Demetriou olan Başpiskopos’un aldığı Hrisostomos adını nereden hatırlıyoruz?
İzmir’in işgâli sırasında Yunan askerlerini karşılayıp onları kutsamakla kalmayan, “Bu uğurda, ne kadar Türk kanı döküp içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız… Ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım.”diyen papazdı.
İşte Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’un ömrü de Türk düşmanlığıyla geçti.
Örneğin;
2010’da; Rum kesimini ziyaret eden Papa 16. Benediktus’a Türkiye’yi, “Askeri işgâl altındaki toprakların ilhakını ve ardından tüm Kıbrıs’ın fethini içeren karanlık planlarını uygulamaya çalışıyor” sözleriyle şikâyet etti… 1974’ten sonra Ada’ya gelenlerin Türkiye’ye geri dönmesini ve Türk Ordusu’nun çekilmesini istedi.
2014’te; “400 yıl da geçse, Türkiye’nin KKTC’ye devlet satütüsü kazandıramayacağını” öne sürdü.
2017’de; “Kıbrıslı Türkler aslında ekonomik baskılarla din değiştirmiş Hıristiyan Rumlardır” hezeyanını dillendirdi. Bunun üzerine şimdilerde Milli Savunma Üniversitesi Rektörü olanProf. Erhan Afyoncu, Sabah’taki köşesinde Kıbrıs Türklerinin kökenini yazmak durumunda kaldı.
2018’de; Rum kesiminin KKTC münhasır ekonomik bölgesindeki bir alanı İtalyan doğalgaz arama şirketine ruhsatlandırması üzerine yaşanan gerginlik sırasında, “geri adım atmamaları gerektiğini”bildirip ABD ve Avrupa’yı “bu kışkırtmalar karşısında sorumluluk yüklenmeye” çağırdı.
2019’da; “Kuzey Kıbrıs’tan alışveriş yapanların”, “tıpkı kürtaj ve eşcinsel çiftlerin birlikte yaşayabilmelerini destekleyenler gibi, dini değerlerden sapmış” olduğunu söyledi.
2020’de; Rum Savunma Bakanı ile sürekli temas halinde olacaklarını belirtip, “Adayı Türkleştirmeyi hedefleyen Türkiye’ye karşı savunmamızın güçlendirilmesi bizi ilgilendiriyor. Tanrının yardımıyla ulusal sorunlarımız için daha iyi günlerin gelmesini umuyoruz. Eğer Kıbrıs’ın güçlü bir ekonomisi olursa ve modern silah sistemi ile silahlandırılırsa, o zaman Türkiye güçlü silah sistemimiz nedeniyle durumun üstesinden gelemeyeceğini bilecek. Ancak Türkiye ile bu şekilde başa çıkılır.” açıklamasını yaptı.
“Makarios Hortladı”
2021’de; KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı kıyaslarken, “Akıncı, Tatar’dan daha Kıbrıslıydı diyebilirim.” ifadelerini kullanıp, “Ancak her zaman Ankara tarafından güdülürler. Türk Cumhurbaşkanı’nın izni ve emri olmadan ne biri ne diğeri bir şey yapabilir. Bir Denktaş… Bir kişilik olan o da, itiraz ettiğinde, kendisi bile ne olduğunu anlamadan gitti. Kıbrıslı Türklerle değil, hedefi Kıbrıs’ta meşru Kıbrıs Türk devleti yapmak olan Ankara ile görüşüyoruz. Maalesef Ersin Tatar müzakereler için, Kıbrıs Türk toplumuna çoğunluk olan Kıbrıslı Rumlarla eşit haklar vermeyi kabul etmemizi şart koşuyor. Bu olamaz… Şu anda Kıbrıs’ta yüzde 10 bile Kıbrıslı Türk yok. İyi Kıbrıslı Türkler gitti. Şimdi yüzde 21 buldukları Kıbrıslı Türkleri nereden bulduklarını bir kendileri bilir. Bu yüzden durum zor, ama yalnız bizim için değil, onlar için de zor. Tuttukları sahte devlettir.” diye konuştu. AKP’yi destekleyen Yeni Şafak Gazetesi bu sözleri, “Makarios hortladı: Türkler Rumlarla eşit olamazmış” başlığıyla aktardı.
Yine aynı yıl; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın davetine rağmen sadece Rum kesimine giden Vatikan ve Katolik dünyasının başı Papa Francis’e de, “Sadece kana susamış Atilla’yı taklit etmekle kalmadılar, onu da aştılar. Bu kutsal ve adil mücadelede… aktif desteğinizi bekliyoruz.” sözleriyle Türkiye’yi şikâyet etti.
Tek İyiliği
Peki Başpiskoposu II. Hrisostomos’un Türkiye’ye ve KKTC’ye hiç mi faydası olmadı? Olmaz mı?
2004’te Baf Metropolitiyken; ne yazık ki, Ankara’nın da desteklediği Annan Planı’na karşı yürüttüğü kampanyayla, farkında olmadan Türkiye’yi ve KKTC’yi büyük bir badireden kurtardı!..
16 yıl sonra bu konuda yaptığı açıklamada, referandumda “Hayır”çıkması için 50 bin Kıbrıs Lirası harcadığını belirterek, “İngilizler adi. O sakat bağımsızlığı verdiler ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni istedikleri zaman yıkabileceklerini zannettiler.” dedi.
Şuraya geleceğiz:
Cumartesi günü Rum kesimindeki Ortodoks Katedrali’nde düzenlenecek ayinden sonra II. Hrisostomos, bu katedralin altındaki bir mahzene gömülecek.
İşte o ayini, Lozan’a göre bir Türk Kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi’nin -Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan- Patriği Bartholomeos’un yöneteceği bildiriliyor.
Ki, dün Fener Rum Patrikhanesi’nde düzenlenen ayinde de II. Hrisostomos’un vefatından derinden etkilendiğini ifade eden Patrik Bartholomeos, cenaze ayini için “Kıbrıs”a gitme niyetinde olduğunu açıkladı.
“Ne var bunda? Din kardeşliğinin gereği.” diyenler olabilir.
Ama öyle değil.
Türk düşmanlığıyla bilinen Başpiskopos’un cenaze törenine bir vatandaşımızın katılacak olması ve Rum kesimini tanımama kararımızın çiğnenmesi bir yana, bu olası gidişin başka boyutları var.
Onları da yarın aktaralım.
Müyesser YILDIZ
8 Kasım 2022