Müslümanlıktan bahsediyorlar.
Müslümanlar katledilirken; kardeşlikten bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; özgürlükten bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; demokrasiden bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; Amerikan dostluğundan bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; Arap hurafelerinden bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; cennetteki hurilerden bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; uyanıştan dirilişten bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; halktan ümmetten bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; adaletten haktan hukuktan insanlıktan bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; kürtajdan bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; türbandan bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; zenginleşiyorlar
Müslümanlar katledilirken; milletten bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; medeniyetler ittifakından bahsediyorlar.
Müslümanlar katledilirken; zalimlerle dostluktan bahsediyorlar
Müslümanlar katledilirken; kimliksizleşiyorlar
Müslümanlar katledilirken; İlahi mesajı bırakıp dünyevileşiyorlar
Müslümanlar katledilirken; bilerek bilmeyerek İblisin yolunda gidiyorlar.
Müslümanlar; kin nefret öfke içinde, kanın vahşetin pençesinde kıvranıyorlar.
İslam ülkeleri; 100 yıldır savaşın çatışma bölgeleridir.
İblisin çocukları emperyalistler; çıkarcılarla birlikte İslamcılarla ittifak kurarak Müslüman toplumları birbirine düşürüyor. Yönetim değişimi yaptırtıyorlar. Her iktidara getirilenler despot oluyor. Yıpranınca bu kez diğer muhalifler destekleniyor, diğerleri katlediliyor. Yani İslam ülkelerinde kısır döngü sürüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) girişimi olan 2005’te oluşturulan Medeniyetler İttifakı projesi, farklı kültürler arasındaki kutuplaşmanın önlenmesi ve diyaloğun geliştirilmesini hedeflemişti. Gelinen nokta daha fazla çatışma oldu. Arap baharı yeni dönüm noktasıdır.
Oysa; Medeniyetler İttifakı küresel vicdanın sesine kulak tıkamama ittifakı olmalıydı. .
Günümüzde terör eylemleri ve din temelli çatışmalar sadece Ortadoğu’nun değil tüm dünyanın sorunudur.
Küresel vicdanı uyandırmalıyız.
Her birimiz küresel vicdanın bir parçasıyız. İnsanların ailelerini, ırklarını, ülkelerini, inançlarını seçme özgürlükleri yoktur. Onun için her bir insan bir toplumun ve ailesinin olduğu kadar insanlığın bir üyesidir. Dünyanın her yerinde haksızlıkla vahşice katledilen insanlar, Libya’da öldürülen çocuklar, Norveç’te öldürülen gençler bizim de çocuklarımızdır.
Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de, Libya’da Somali’de, Sudan’da, Suriye’de katledilen masum insanlar, Suriyeli çaresiz ailelerin olduğu kadar bizim de insanımızdır.
Bakıyorsunuz, emperyalist devletler; uçaklarıyla bombalarıyla, tanklarını toplarını, en ağır silahlarını insanlara yöneltiyorlar. Gerekçe ne? Çünkü batıcı sömürücü yönetimin kendilerine yaptığı zülme razı olmamak. Batıcı yönetime kayıtsız şartsız teslim olmamak. Hak istiyorlar, Özgürlük istiyorlar. İnsanca yaşamak istiyorlar. Bu talepler karşısında insanları katlediyorlar, kentleri yakıp yıkıyorlar.
Dünyanın insanca ve hakça hale gelmesini istiyoruz. Küresel despotlar buna izin vermiyor.
Bu insanların katledilmesi karşısında sessiz kalan küresel vicdan, yarın ateş ocağına düştüğünde ağıtını yakacak hiç kimseyi bulamayacaktır. Avrupa’daki ırkçı görüşlerin yükselişinin de ortaya karamsar bir tablo çıkarmıştır. Yaklaşan tehlike büyüktür.
Yüzyıllar boyunca Müslümanların hamisi olan Büyük Türk Milleti, Türkiye ne yazık ki; küresel zalimlerin ev sahipliğini üstlenmiş durumdadır. Küresel zorbalarla birlikte İslam ülkelerinin teröristlerinin muhaliflerinin örgütlenme ve saldırma üssü haline elmiş durumdadır. .
Biz haksızlığı, şiddeti, işbirlikçiliği; Müslümanlara, bütün dünyaya duyurmak istiyoruz.
İslam ülkeleri Yugoslavyalaştırılmak isteniyor. Etnik kimlik ve mezhep öne çıkarılarak kin öfke ve husumet dalgaları yayılıyor Müslümanlar hala uykudadır.
Zulme rıza göstermek zulüm, zalimlerin yanında yer almak zalimlere benzemektir. Gelecekte de sadece iyiler kazanacaktır. Hak ve hukuk kaybeden olmayacaktır. Ademin çocukları yani iyiler kazanacaktır.
Günün Sözü: Zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir.