31 Mart günü gerçekleştirilecek yerel seçimlere bir aydan az bir süre kaldı. Özellikle büyükşehir belediyelerinde seçimlerin nasıl sonuçlanacağı merak konusu.
Siyaset gündeminde yoğunlukla konuşulan büyükşehirlerden İstanbul’da pek çok siyasi parti kendi adaylarıyla seçime girdi. Zafer Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Azmi Karamahmutoğlu Cumhuriyet TV’de soruları yanıtladı.
“TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ SEÇENEKSİZ BIRAKMADIK”
Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçildikten sonra Türkiye’de seçimlerin iki kutuplu hale geldiğini belirten Karamahmutoğlu, “2017’den bu yana seçimlerde Türk milliyetçileri kendi adaylarına oy vermez olmuştu. Seçimler iki kutuplu ittifaklar Türkiye’si haline geldi. Seçmen kendi siyasal düşüncesinden olmayan adaylara oy verdi bir kısmı da sandığa gitmedi. Bu yerel seçimlerde milliyetçi seçmeni seçeneksiz bırakmak istemedik. Gücümüz, etkimiz nedir görmek için adaylaştık. Bu seçimi bir propaganda fırsatı olarak değerlendirmek istedik” dedi.
“GENÇLER KAÇAK GÖÇMENLERDEN ŞİKAYETÇİ”
Zafer Partisi’nin kendini Atatürkçü ve Türk milliyetçisi olarak tanımlayan bir genç kesimin siyasette temsil edilme ihtiyacını karşıladığını ifade eden Karamahmutoğlu, İstanbul’un bazı ilçelerinde kaçak göçmen sayısının artışına dikkat çekti.
Karamahmutoğlu, “16-25 yaş gençliğine ulaşmış vaziyetteyiz. Gençler bizi tanıyor ve biliyordu. AKP iktidarı döneminde fazlasıyla hırpalanmış, Atatürk’e ve cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan, kendilerini Türkçü olarak tanımlayan bir genç nesil var. Sosyokültürel olarak alt grupların yaşadığı, kaçak ve sığınmacıların çok fazla yaşadığı ilçelerde gençler bu durumdan yakınıyor. Esenyurt’ta beni karşıladıklarında ‘Esenyurt Türktür Türk kalacak’ diye slogan attılar. Bu beni kahretti, mevzi ne zaman Esenyurt’a kadar geriledi? Geçtiğimiz günlerde de partimizin standına yönelik bir taciz oldu. Esenyurt’ta farklı ülkelerden gelmiş sığınmacılar gettolar oluşturmuş” diye konuştu.
“IRKÇI” ELEŞTİRİLERİNE YANIT VERDİ!
Karamahmutoğlu, partisine yönelen ‘ırkçı’ eleştirilerine ise şöyle yanıt verdi:
“Ülkemizdeki kaçak ve göçmenlere bakışımız düşmanlık mertebesinde değil. ‘Yabancı’ gibi bir kavram kullanmıyoruz, turistler de yabancılardır. Karşımızdakilerin birer insan olduğunu unutmadan, komşu ülkelerden gelmiş olduklarını unutmadan ve burada geçirmiş oldukları yılların onlarda güzel anılar bırakmasını isteyerek kendi ülkelerinde insanca yaşam koşullarına ulaşmalarını sağlamalıyız. Onları burada kalmaları üzerinden istismar edenler bizi ırkçılıkla suçluyor. O insanlar burada sigortasız çalışıyorlar, ucuz işgücü oldukları için tercih ediliyorlar. O kişilerin emeğini sömürenler, Türkiye vatandaşlarına da haksızlık ediyor. Düzensiz göç ekonomiyi de zora sokuyor.”
