Zafer Partisi Ekonomi ve Kalkınma Komisyonu Başkanı Bartu Soral, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından hazırlanıp Saray’ın müdahalesiyle arapsaçına dönen vergi kanunu değişikliklerindeki yanlışları tek tek düzeltti.
Bartu Soral, Mehmet Şimşek’in Saray tarafından boşa düşürüldüğü yasa taslağındaki yanlışları sosyal medya üzerinden paylaştı. Bartu Soral, Saray’ın değişikliklerinden haberi olmadan paylaşım yapan Mehmet Şimşek’in halkı yanılttığını söyleyerek hatalarını düzeltti. Mehmet Şimşek’in hatalarının düzeltilmesinden sonra Bartu Soral’ı Şimşek’in başdanışmanı aradı ve vergi reform yasasındaki iki maddeyi anlattı. Bartu Soral, uygulanabilirlikten tamamen uzak bu iki maddenin yanlış olduğunu yine sosyal medya üzerinden tane tane anlattı.
Anadolu Ajansı’nın servis ettiği, “Vergi düzenlemesi geliri artıracak, kayıt dışıyla mücadeleyi hızlandıracak. Mecliste kabul edilen paketle istisnalar kalkıyor, cezalar artıyor. Asgari kurumlar vergisi düzenlemesinin gelir etkisi olacak” başlıklı haberi Bartu Soral, “Doğrularını ilk taslak metin ile mecliste kabul edileni karşılaştırdık. Ortaya çıkan sonuçları tekrar paylaşıyorum” diyerek yaptığı paylaşımla bu haberin de yalan olduğunu anlattı.
Bartu Soral geçtiğimiz günlerde “Türk Ekonomisi İçin Kapsamlı ve Zorunlu Vergi Reformu Teklifi” başlığıyla 14 maddelik bir paylaşımında bulunarak ekonominin düzelmesi için gereken yol haritasını anlatmıştı.
Kamuoyunu yanıltıyor
Bakan Şimşek sosyal medyadan talihsiz bir açıklama yaptı. Şimşek’in yasa tasarısının taslak metninden Saray tarafından çıkarılan bir maddeden habersiz olduğu anlaşıldı.
Mehmet Şimşek, sosyal medya platformu X üzerinden şu paylaşımı yaptı: “Kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor. Gelir beyan etmediği halde yüksek harcaması olan mükelleflere yönelik denetimleri yoğunlaştırıyoruz. Vergide adaleti artırmaya yönelik uygulamalarımız devam edecek.”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kendi hükümetince yapılan yasa tasarısının taslak metinden çıkarılan bir maddenin olduğunu Bartu Soral’dan öğrendi:
“Kamuoyunu yanıltıyorsunuz! Taslak metinde yer alan “Özel Gider (Harcama) Bildirimi Uygulaması” TBMM’de geçen kanundan çıkartıldı. Hem de Gelir Başkanlığı İdaresi’nin kendi verdiği örneklere rağmen.
“Mükellefiyet kaydı bulunmayan Hilmi G*****’in, beyanname üzerinden alınan verilere göre, 2023 takvim yılında, 35.366.995 TL harcama yaparak 911 GT3 RS model Porsche marka ve 21.592.610 TL harcama yaparak BENTAYGA EWB model Bentley marka taşıt aldığı tespit edilmiştir.
İşte bu rezaletleri örnekleri ile ortaya koyan GİB, yazdığı taslak metinde diyordu ki;
“Beyana tabi gelirleri ile yapılan harcamaları arasında %20’nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden Özel Gider (Harcama) Bildirimi istenmesi ve aradaki farkın izah edilememesi durumunda ilgili hakkında vergi incelemesi yapılması, izah edilemeyen fark tutarların arızi kazanç olarak kabul edilerek gelir vergisi tarh edilmesi gerekir.”
Ama bu öneri TBMM’ye gönderilen taslaktan çıkartıldı.
Ayrıca daha önce defalarca yazdım; bu ülkede 2002’den bugüne 13 kere vergi affı çıktı. Şimdi o yukarıda verilen örneklerden mesela, Hilmi G***** çıkıp; “Evet kardeşim, geçmişte kaçırdığım daha sonra da matrah artırımı yapıp af kapsamına soktuğum vergileri harcıyorum, sana ne” dese kimse gık diyemez.”
Mehmet Şimşek’in başdanışmanı Bartu Soral’ı aradı
Bartu Soral’ın Mehmet Şimşek’e verdiği derslerden sonra Şimşek’in başdanışmanı Soral’ı arayarak iki madde hakkında bilgilendirme yaptı. Şimşek’in başdanışmanının Soral’a bahsettiği iki maddenin de uygulanabilirlikten uzak olduğu ortaya çıktı.
Bartu Soral’ın paylaşımı:
“Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek’in başdanışmanı bana ulaşarak vergi reform yasası ile ilgili iki maddeye dikkatimi çekti.
Özetle bakanlık der ki;
“MADDE 3- 193 sayılı Kanunun mülga 69 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespiti ve gelir vergisi matrahının belirlenmesi:
MADDE 69- Ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle mükellef olanlara yönelik, Vergi Usul Kanununun 127’nci maddesi kapsamında günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla bu madde hükümlerine göre işlem tesis edilmek üzere yoklama yapılabilir.
Nazik yaklaşımı için bakanlığa teşekkür ederim. İnceledim.
Malumunuz, bu maddenin uygulaması çok zor. Daha önce tartışıldı; örneğin bir yoklama memuru bir kuyumcuya yılda minimum 12 kere ziyaret edecek ve günlük hasılat tespiti yapacak, daha sonra bunu yıla oranlayacak ve bir matrah bulacak. Ardından vergi hesaplaması yapacak ve mükellefi izaha davet edecek. İzahı yeterli görmediği takdirde, inceleme ve dava süreci başlayacak.
Mükellef de “bunun eksik incelemeye dayalı, oranlama yoluyla tespit edilmiş varsayımsal bir matrah olduğunu” iddia ederek haklı çıkacak ve yargı yükü iyice artacak. Ayrıca bunu yapacak denetim elemanı sayısı yeterli mi? Değil. Bu maddenin uygulanabilmesi için 1 ayda 3 kereden az olmamak üzere yılda min. 12 gün hasılat tespiti yapılması gerekiyor.
Kim aynı mükellefe 12 kere gidebilecek? Esas önemli olan yerel asgari kurumlar ve gelir vergisi ve dün değindiğim diğer maddelerdi, (Özel Gider Bildirimi yani nereden buldun maddesi, istisna ve muafiyetlerin revizyonu, finansal kazançların vergilendirilmesi vb.) Bürokrasi isabetli bir reform önerdi. Ancak Cumhurbaşkanlığında bu metin kuşa döndü.
Nihayetinde bu ülke bizim, çocuklarımızın ve torunlarımızın. İsyanımız onların geleceğine yapılan bu adaletsiz uygulamalardır.”
Anadolu Ajansı’nın haberini düzelttiği paylaşım
Bartu Soral:
“Doğrularını ilk taslak metin ile mecliste kabul edileni karşılaştırdık. Ortaya çıkan sonuçları tekrar paylaşıyorum”
1) Özel Gider (Harcama) Bildirimi Uygulaması Gelir Başkanlığı İdaresi’nin kendi verdiği örnekleri aynen alıntılıyorum;
“Mükellefiyet kaydı bulunmayan M.Akif B****’in, tapudan alınan verilere göre, 2022 takvim yılında 33.624.307 TL harcama yaparak 32 adet gayrimenkul satın aldığı 31/12/2022 tarihi itibarıyla adına tapuda kayıtlı 18 adet gayrimenkulün olduğu tespit edilmiştir” Yani vatandaş vergi mükellefi bile değil ama 32 adet gayrimenkul satın almış. Peki parayı nereden bulmuş? Rüşvet mi? Uyuşturucu ticareti mi? Kara para aklama mı? Örneklere devam edelim;
“Mükellefiyet kaydı bulunmayan Hilmi G*****’in, beyanname üzerinden alınan verilere göre, 2023 takvim yılında, 35.366.995 TL harcama yaparak 911 GT3 RS model Porsche marka ve 21.592.610 TL harcama yaparak BENTAYGA EWB model Bentley marka taşıt aldığı tespit edilmiştir”
“Merter Vergi Dairesi Müdürlüğünün gayrimenkul sermaye iradı yönünden mükellefi olan Yahya D*******’nün 2022 takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesi incelendiğinde 12.928 TL vergiye tabi gelir beyan ettiği tespit edilmiştir. Yahya D******’nün; tapudan alınan verilere göre, 2022 takvim yılında 15.900.000 TL harcama yaparak 30 adet gayrimenkul satın aldığı 31/12/2022 tarihi itibarıyla adına tapuda kayıtlı 30 adet gayrimenkulün olduğu tespit edilmiştir” İşte bu rezaletleri örnekleri ile ortaya koyan GİB, yazdığı taslak metinde diyordu ki; Beyana tabi gelirleri ile yapılan harcamaları arasında %20’nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden Özel Gider (Harcama) Bildirimi istenmesi ve aradaki farkın izah edilememesi durumunda ilgili hakkında vergi incelemesi yapılması, izah edilemeyen fark tutarların arızi kazanç olarak kabul edilerek gelir vergisi tarh edilmesi gerekir. Yani bu öneri ile bir nevi nereden buldun yasasına geçiş yapılıyordu. Tabii ki öneri TBMM’ye gönderilen taslaktan çıkartıldı.
2) Yap-İşlet-Devret ve KOİ Projelerinin vergilendirilmesi
Meşhur inşaat şirketleri var malumunuz. Kimileri 5’li çete diyor. Bu şirketler, kapitalizm teorisinde anlatılan, “her türlü riski göze alarak kar peşine düşmek için yatırım yapan” şirketlerden değil. Bunlar aracı. Devlet garanti veriyor. Bunlar devletin garantisi ile yurt dışından para buluyor. Sonra kar garantili oto yol, köprü, tünel vs. yapıyor. Geçiş garantisi olduğu için ortada yatırımın karlılığı gibi bir risk yok. İşte bu aracı firmalardan 37’sinin matrah beyan etmediği belirtiliyor. Bunun anlamı 44 şirketten 37’si zarar ediyor. Şimdi bu firmaların vergi oranını %25’ten %30’a çıkartıyorlar. Ancak 0’ı yani zararı %25’le çarpsan ne olur %30’la çarpsan ne olur.
Bunların üstüne bir de dün patlayan kanalizasyon boruları var!
Türkiye’nin en büyük e-ticaret, beyaz eşya, inşaat, getir götürcü, kuyumcu, elektrik dağıtımcısı, gıdacı vb isimleri fevkalade meşhur, hepsi birer babayiğit şirketin 3 yıldır, çeşitli hilelerle hiç vergi vermediği ortaya çıktı. Bu şirketlerin bazılarında çalışan arkadaşlarımı aradım; haberleri teyit ettiler. Yani Türkiye’de kurumlar ve gelir vergisi vermesi gereken özellikle büyük ve yandaş şirketler vergi vermiyor. AKP’de bunlardan vergi almıyor.
Yerel Asgari Kurumlar Vergisi
Kurumlar Vergisindeki çığrından çıkmış istisna ve indirimler sebebiyle büyük bir vergi kaybı yaşanıyor. Adı sanı bilinen büyük şirketler kar etseler dahi bir kuruş vergi ödemiyorlar. Bunu bir formül ile özetle anlatmak gerekirse uygulama şöyle; Ticari kazanç – istisnalar – indirimler = Matrah İşte bunu bir nebze olsun engel olabilmek için GİB istisna ve indirimleri devre dışına çıkartan ve hasılat üstünden vergilendirmeye giden bir formül önermişti; Ancak bu öneri de kabul görmedi. TBMM’ye giden paketin içine yine bir sürü istisna ve indirimin yer aldığı hesaplama yöntemine gidildi.
4) Yerel Asgari Gelir Vergisi
Malumunuz kuyumcuların, döviz bürosu sahiplerinin, güzellik merkezi sahiplerinin, kazançları oranında vergi vermediği konuşuluyordu. GİB bu tip durumlar için de önlem almış, beyan ettikleri vergiye tabi kazançlarının net satış tutarlarının %10’undan az olması durumunda, mükelleflerin matrahları, net satış tutarlarının %10’u kabul edilecek ve oluşan kazanç farkı üzerinden vergi hesaplanacaktı. Ancak bunu da refom paketinde göremedik.
5) Borsa ve Kripto Para Kazançlarının Vergilendirilmesi
Taslak metinde borsa ve kripto para kazançlarına yönelik vergilendirme teklifi vardı. Ya işlem vergisi alınacak veya kardan vergi alınacaktı. Cumhurbaşkanlığı yani AKP tarafından teklif iptal edildi. TBMM’ye gelmedi.
6) Borsada İşlem Görmeyen Anonim Şirket Hisse Senetleri
Satış İstisnası Anonim şirket hisse senetlerinin 2 sene elde tutulmasından sonra satışından elde edilen kazançlar istisnaya giriyor ve bu kazançtan vergi alınmıyordu.
Bu ve benzeri gelir ve kurumlar vergisi istisna ve muafiyetleri sebebiyle 2023 yılında 1 trilyon 100 milyar TL vergi kaybı yaşadık. 2024 yılında gelir ve kurumlar vergisi istisna ve muafiyetleri sebebiyle yaşanacak vergi kaybı 1 trilyon 660 milyar TL tahmin ediliyor. Taslak bu istisnanın kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak baba yiğit patronlar ayaklanınca bu madde de taslaktan kaldırıldı.
7) Gayrimenkul Alım Satımından Elde Edilen Karların Vergilendirilmesi
Bu noktada iki önemli öneri vardı. Birincisi; gayrimenkullerin asgari rayiç bedellerinin gerçek bedel değil, neredeyse onda biri olarak kalmış olması sebebiyle mutlaka bir ekspertiz ile güncel değerinin belirlenmesi ve satış bedelinin ona göre yapılması.
Örneğin 5 yıl önce 1 milyon TL’ye bir gayrimenkul alan B.Y. 5 yıl sonra aynı gayrimenkulü 4,5 milyon TL’ye satıyor. Ama alırken 750 bin TL olan rayiç bedel 3 sene sonra da hala 750 bin TL olarak göründüğü için hiç vergi ödemiyor.
Birinci öneri rayiç bedellerin güncellenmesi veya ekspertiz ile bu kaçağı önlemekti. TBMM’ye yollanan taslaktan çıkartıldı. İkinci önemli öneri; gayrimenkulü elinde 5 sene tutarsan, 1 milyon TL’ye aldığın gayrimenkulü istersen 50 milyon TL’ye sat, kazancın vergiden istisnaydı. Taksi plakaları için de aynı istisna söz konusuydu. Bu istisna sadece bir gayrimenkulle sınırlandırılıyordu.
Ancak TBMM’ye yollanan kanun paketinde bu öneriler de yer almadı.
Benim daha önce önerdiğim her türlü finansal kazançtan en düşük yüzde 15 vergi alınması, buna karşılık akaryakıt vergilerinin, yerli araç üretiminin üstündeki ÖTV’nin düşürülmesi gibi uygulamalar zaten hiç bir taslakta yer almıyordu.
İşte gerçekler böyle. İsteyen iki tasarıyı karşılaştırıp baksın.
Bartu Soral geçtiğimiz gün Türk ekonomisinin düzelmesi için gereken yol haritasını 14 madde ile anlattı.
TÜRK EKONOMİSİ İÇİN KAPSAMLI VE ZORUNLU VERGİ REFORMU TEKLİFİ
1-) Kurumlar ve gelir vergisi mükellefleri için 2002’den bu yana 13 kez çıkartılan “vergi affı” uygulamasının tamamen kaldırılacaktır.
2023 yılında vazgeçilen gelir ve kurumlar vergisi miktarı, 1 trilyon 107 milyar TL’dir. Aynı yıl için bütçe açığı 1 trilyon 375 milyar TL olmuştur. 2-) Kur Korumalı Mevduat, Katılım Fonu, Altın Cinsi Katılım Fonu v.b. mevduat araçlarından elde edilen faiz kazancına yüzde 0 vergi uygulaması derhal bitirilecektir.
KKM’ye toplam yatırılan mevduatın %90’ı yüksek montanlı mevduatlardır. Yani varlık sahipleri servetlerini faiz gelirleri ile arttırmakta ancak bu kazanca bir kuruş bile vergi ödememektedir. Servetten elde edilen finansal kazançlar büyük bir bölüşüm şoku yaratmıştır.
2.1.-) Bu bağlamda yüksek montanlı (1 milyon TL üzeri) her türlü mevduat kazancı, katılım bankası katılım kar payı ve bankalar tarafından ihraç edilen tahvil ve bonolardan elde edilen gelir ve kazançlar için en düşük vergi oranı %15 olarak saptanacaktır. Bu oran vade kısaldıkça yükseltilecektir.
2.2-) Düşük montanlı mevduatlar için vergi oranı vadeye bakılmaksızın % 2.5 olacaktır.
3-) Altı ayda bir rayiç güncellemesi yapılarak, her türlü gayrimenkul alım satımının rayiç bedel üzerinden yapılması sağlanacak ve vergilendirme rayiç bedel üzerinden olacaktır.
4-) Bir defaya mahsus olmak üzere ve sadece sanayi, tarım ve teknoloji yatırımlarında kullanılmak üzere 10 milyon doların üstünde servet sahibi olanlardan %2 oranında servet vergisi alınacaktır.
5-) Kripto para alım satım işlemlerinden, kar-zarara ve miktara bakılmaksızın 1.000’de 1 işlem vergisi alınacaktır.
6-) Hisse senedi alım satım işlemlerinden, kar-zarara bakılmaksızın 10.000’de 1 işlem vergisi alınacaktır.
7-) Ar-Ge harcamaları, teknoloji gelişimini teşvik amacıyla vergi indirimi kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak bu indirimi elde eden şirketlerin yaptıkları Ar-Ge harcaması ile ne sonuç aldıkları belli değildir. Vergi indirimi alabilmek için hangi teknolojik gelişimlerin ve patenlerin elde edildiği belirlenecek, indirimler somut sonuçlara dayandırılacaktır.
8-) Gelir Vergisi dilimlerinin her yıl gerçek enflasyon değerini yansıtacak şekilde belirlenebilmesini sağlayan gerekli kanun değişiklikleri yapılacaktır.
9-) Eğitim ve sağlık hizmetlerinden alınan KDV oranı sıfırlanacaktır.
10-) Akaryakıtta baz fiyatın %42,27’sini oluşturan ÖTV oranı % 20’ye, %20 olan KDV oranı %10’a düşürülecektir.
Bugün yaklaşık 41 TL olan mazotun litresi yaklaşık 32 TL’ye gerileyecek, bu düşüş başta gıda fiyatları olmak üzere her alanda fiyatları geriletecektir.
11-) Üretimi yurt içinde yapılan ve yerli ara malı kullanımı % 50’nin üstünde olan araçlar için ÖTV tamamen kaldırılacaktır.
11.1-) Yerli ara malı kullanımı %50’nin altında kalan ama yurt içinde üretilen araçlar için ÖTV oranları, 11.3. maddesinde belirtlilen ithal araçlar için uygulanan ÖTV oranlarının %50’si oranında tatbik edilecektir.
11.2-) KDV ise mevcut oranında tutulacaktır. 11.3-) İthal araçlar için ÖTV oranları, 1.600 cm³’e kadar %35, 1600 cm³ ile 2000 cm³ arası %140, 2000 cm³’ten fazla %220 olacaktır.
Böylece hem yerli üretim hem de ara malı üretimi teşvik edilecek. Yabancı firmalar ve özellikle AB ve ABD’ye araç ihracatlarında büyük vergilerle karşı karşıya kalan Çin’li firmalar ülkemize fabrika açma konusunda hevesli olacaktır.
Bugün yaklaşık 1 milyon TL’ye satılan basit yerli üretim bir aracın fiyatı yaklaşık 550 bin TL’ye düşecektir.
12-) Kamudaki vergi müfettiş sayılarının arttırılması, çalışma ve yaşama şartlarının iyileştirilmesi, böylelikle özel sektöre geçişlerinin önüne geçilmesi sağlanacaktır.
13-) Maliye Meslek Liseleri, eğitim kalitesi yükseltilerek tekrar hayata geçirilecektir.
14-) “Vergi suçu” tanımındaki muğlaklık giderilecek ve vergi cezalarındaki etkinlik arttırılacaktır.