Gencehan Tunay: “Prof. Dr. Ümit Özdağ, çıktığı mahkemede yalnız kendisini değil; 1944’te yargılanan Atsız’ı, Reha Oğuz Türkkan’ı, Alparslan Türkeş’i ve daha nicelerini de savunmuş; bir anlamda Türkçülerin 81 yıllık mücadelesine yeniden can vermiştir. Bu duruş, bir siyasi eylemden ziyade bir tarihî misyonun devamıdır.”
“Türk milletinin aydınlık yarınları için verilen bu mücadelede kararlılıkla yürümeye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.” diyen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gencehan Tunay, 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyle yazılı bir açıklama yaptı. Tunay’ın açıklaması şu şekiilde:
“Her milletin tarihinde, istikbâlini şekillendiren dönüm noktaları vardır. Türk milleti için 3 Mayıs 1944, bu anlamda yalnızca bir tarih değil; bir uyanışın, bir başkaldırının ve bir iman direnişinin sembolüdür. Bu tarih, Türk milletinin öz değerlerine, kültürüne ve varlığına sahip çıkma kararlılığının ete kemiğe büründüğü gündür.
1944 yılında, Türkçü fikirleri savundukları için aralarında büyük Türkçü Nihal Atsız’ın da bulunduğu birçok aydın, dönemin baskıcı rejimi tarafından tutuklanmış, haksız yere mahkemelere çıkarılmış ve işkencelere maruz kalmıştır. Ancak bu zulüm, Türkçü fikrin yayılmasına engel olamamış, aksine mücadeleye güç katmıştır. Nihal Atsız ve arkadaşlarının direnci, bir neslin gönlünde Türk milletinin bağımsızlığı ve yüceliği uğruna verilen mücadelenin simgesi olmuştur.
81 yıl sonra, tarih tekerrür etmiştir. Bugün, 3 Mayıs 2025’te, Türk milletinin istikbali için mücadele eden bir başka isim, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkçü fikirleri nedeniyle tutuklanmış ve halkı kin ve nefrete sürükleme suçlamasıyla yargılanmaktadır. Oysa onun tek suçu, Türk milletinin sınırlarını ve varlığını koruma kararlılığıdır.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, çıktığı mahkemede yalnız kendisini değil; 1944’te yargılanan Atsız’ı, Reha Oğuz Türkkan’ı, Alparslan Türkeş’i ve daha nicelerini de savunmuş; bir anlamda Türkçülerin 81 yıllık mücadelesine yeniden can vermiştir. Bu duruş, bir siyasi eylemden ziyade bir tarihî misyonun devamıdır.
Bugün Türkçüler, sadece geçmişi anmakla kalmamakta, aynı zamanda bugünü ve yarını da inşa etmektedir. Emperyalizme, küresel dayatmalara, kimliksizliğe ve kültürel erozyona karşı dimdik duran bu fikir; Türk milletinin ebedi varlığına adanmış bir şuurun adıdır. 3 Mayıs, işte bu nedenle bir yas günü değil, bir diriliş günüdür.
Türkçülük; kin değil adalet, nefret değil bilinçtir. Türk milletine karşı yapılan her türlü saldırıya karşı milli duruşun adıdır. Bu uğurda bedel ödeyenlerin izinden gitmek, sadece bir ideolojik bağlılık değil, aynı zamanda tarihî bir sorumluluktur.
Bu vesileyle, 3 Mayıs Türkçüler Günü’nü kutluyor, geçmişten bugüne Türk milletine hizmet etmiş tüm Türkçüleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Tutuklu bulunan Sayın Genel Başkanımız Ümit Özdağ’ın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşmasını diliyor; Türk milletinin aydınlık yarınları için verilen bu mücadelede kararlılıkla yürümeye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.
Ne mutlu Türküm diyene!”