“Aynı zamanda tarihin derinliklerine vurulan mühürlerin canlı kılınışıdır istiklal savaşımızdaki zaferin anlamı! 1922 şanlı mücadelesinden öte kıymet ifade edecektir, ezelden ebede, illaki…”
Dünya her dönem savaşlara sahne olmuştur; sömürge savaşlarından-inanç savaşlarına,
Esrar savaşlarından-petrol savaşlarına, çağ açıp çağ kapatan savaştan-yıkılış yok oluş savaşlarına.
İğrençliklerin, vahşetin azmışlığından, onur ve erdemin şahlanışına şahit olmuştur insanlık.
Galip gelen, yenilen olmuştur, hezimet olmuştur kimilerine zaman zaman, insanları kimi zaman ezip geçen!
Zafer gelmiştir bazen, sadece anlamı olan savaşların ardından, akan kana anlam katan…
Türkün yazdığı tarihtir anlamlı kılan süregeleni… Yiğitliğin, erdemin, onurun, hürriyetin zaferi olmuştu her dem her zaman yıkıma direnen…
Her zafer mağlubun kahpeliğine gebeydi, Anadolu üzerine son atak için, haçlı yine heveste birleşmişti!
Tarihe vurulan mühür nihayetlendirilmek isteniyor, Türk bir defa daha sınanıyordu.
Tarihte asaletin simgesi irade şahlanacak, yeniden yazılacaktır muazzam mukadderat!
Alınacak zafer vurulan son mühürdür insanlığın kalbine. 1922 şanlı mücadelesinden öte kıymet ifade edecektir illaki, ezelden ebede…
***
Âleme nizam vermeyi dert edinen milletimin yazdığı tarih, her zaman zalimin kâbusu olmuştu. Vatan kıldığı coğrafya her zaman için göz koyulan, sahip olmak istenilen topraklardı. Osmanlının son dönemlerinde zayıf halini fırsat bilen yedi düvelin bir olup, alçakça niyetlerini kahpe yollarla gerçekleştirmek isteği, Türkleri yok etme arzusu sahne alıyordu.
Taht esir alınmış, sorumlular başı derdine düşmüş, ülke sahipsiz, ordu dağılmış, illerimiz işgal altında, esaret duygusu iliklere işlemiş, halk perişan, iç isyanlar peşi sıra gelmekte, açlık sefalet anlatılamayacak ölçülere ulaşmıştı.
Devrin en üst teçhizatı ile donatılmış devletler topluluğunun karşısına, imkânsızlıkların kıskacında Türk milleti çıkıyordu.
Son kale yıkılmayacaktı!
İşte bu şartlarda yazılan destanın, onur ve erdem mücadelesinin, hürriyet sevdasının vatan aşkının oluşturduğu kudretin ilanıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı!
Sadece büyük taarruzun sonucu değil, bir milletin dünya tarihine kazandırdığı zaman ve mekândan öte değerler manzumesinin ilelebet yaşatılması, anılması, ihyasını da taşıyan mukadderatın adıdır İstiklal savaşındaki zaferin anlamı!
.“İstiklal ve hürriyet benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün, yeniden bir milleti ve değerlerini inşa etmek üzere başlattığı mücadelenin taçlandığı, o muhteşem zamanın ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı!
.Kütahya’mızın bir köyü işgal altındadır. Her türlü iğrençlik sergilenir olmuştur. 16 yaşında kızımız günlerdir saklanmaktadır. Bir eve geçerken Yunan askerleri görür. Hemen peşine düşerler. Kızımız eve girer kapıyı kilitler. Evi çeviren kahpeler şımarıktırlar. Uğraşmayalım yakalım evi nasılsa çıkar dışarı der, yakarlar evi. Kızımız çıkmamıştır, yanmayı seçmiştir içerde. Kahpelere teslim olmamıştır, namahrem eli değememiştir.
İşte bu namusun ihyasıdır İstiklal savaşındaki zaferin anlamı!
Aynı zamanda tarihin derinliklerine vurulan mühürlerin canlı kılınışıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı!
- Alparslan Gazinin Anadolu’yu bizlere vatan kılan kutlu mücadelesinin girizgâhı Malazgirt’te, kefen giyip arkasına bakmadan yalın kılıç ileri atıldığı iradenin, ilelebet ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı!
- İslam’a karşı başlatılan tüm haçlı seferlerini bertaraf eden milletimin yüzyıllar öncesinden soyunduğu bayraktarlık mücadelesinin, şahadet duygusunun ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı!
- Âlemlere rahmet Peygamber efendimizin; “Bizans’ı fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.” Hadis-i şerif-ine mazhar olan milletimin yüceliğinin ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin adı!
- Çanakkale de tüm dünyaya, savaşın kızılca kıyametinde insanlığı öğreten milletimin, kahramanlık, fedakârlık üzere yazdığı destanın ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin adı!
- Çanakkale de komutan askerlerine son talimatları vermektedir. “Herkes tüfeğine sahip olsun, kimseye vermesin, sadece ben istersem vereceksiniz.” Yokluk dönemidir, bir tüfek çok kıymetlidir. Askerlerden Mehmet şehit olmuştur, tüfeği sıkıca tutmaktadır hala. Almak ister arkadaşları elinden tüfeği sonra defnedeceklerdir. Şehit bırakmaz tüfeği! Arkadaşları şaşkın. Gelirler komutana, “efendim şehidimizin elinden tüfeği alamıyoruz.” Komutan bilmiştir, gelir şehidin yanına. “Evladım ben geldim ver tüfeği!” Alır yavaşça tüfeği…
İşte bu manevi iklimin getirdiği kutsiyetin ihyasıdır istiklal savaşındaki zaferin anlamı.
30 Ağustos zafer bayramınız kutlu olsun…
***
(Günümüz gelişmelerinde milli bayramlarımızın sulandırılma gayretlerinin yanında, anlamı olmayan, başkalarının çıkar savaşlarına dibine kadar gömülmek, sonuna kadar taraf olmak durumuna geldik. Sonunda zafer duygusunu her sonuçta yaşayamayacağımız garabet gidişe, 30 Ağustos zafer bayramında dikkat çekilmesi temennilerimle…)