7 Haziran 2015 seçimleri Türkiye ve etrafımızla birlikte, “Yeni Dünyanın” kurulmakta olduğu coğrafyamız için, yüzyıllık hesapların görüleceği, diğer yandan yüzyıllık hedeflerin şekil kazanacağı özel bir önem taşıyor.
***
1999 Yılında ABD Başkanı Bill Clinton TBMM’de yaptığı konuşmada şöyle sesleniyordu; “20’nci Yüzyılı anlamak için, Türkiye’nin tarihi, bir anahtardır; ancak, ben inanıyorum ki, Türkiye’nin geleceği, önümüzdeki binyılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır.”
Yine 1923 Yılında Türk heyeti Lozan Antlaşması ile ‘parçalanmış bir Türkiye projesini’ bertaraf ederken, İngiliz Lord Kurzon yenilmişliğin hıncıyla bağırıyordu;
“Siz reddediyorsunuz ama bunları karşınıza çıkaracağım. İleride dara düşüp bize yardım için geldiğinizde, burada reddettiğiniz her şeyi, cebimden çıkartıp önünüze koyacağım …”
*
Bugün merkezinde olduğumuz coğrafya, sınırların kan ile yeniden çizildiği dönemi yaşıyor. Nihai hedefin Türkiye olduğu bilinmekle birlikte, ülkemiz yönetenleri bölgedeki tüm emperyalist gelişmelere payanda olmaktan öte bir varlık göstermemekte, büyük parçalanma Türkiye güç ve imkânları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ne acıdır ki, içerisinde boğulmakta olduğumuz bataklığı oluşturmanın da bizzat bir parçası olarak tarihimizin en kara dönemlerinden birini yaşamaktayız. Büyük Kürdistan, Büyük Ermenistan Büyük İsrail projesi kademe, kademe hayat bulmaktadır.
Bu vahim gelişmelerin tam ortasında ülkemiz çok farklı çöküşlerin kıskacında savrulup sürükleniyor. İktidar tüm katmanlarıyla gücü elinden kaçırmamak için her ne pahasına olursa olsun, ihanet içinde her şeyi yapar durumdadır. Sadece ve sadece kendi geleceğini kurtarma peşinde, ülke istiklal ve istikbalini hiçe sayan her türlü peşkeşi çekinmeden peşi sıra hayata geçirmektedir.
Ülkemiz bütünlüğünü kaybetmiş, süratle parçalanmaya giderken iç savaş beklentisi kuvvetle hissedilir durumdadır.
Hırsızlık, yolsuzluk, kayırmacılık alenileşmiş, kanunsuzluk yadırganmaz olmuştur. Millet fakirleşip, ülke borç batağına sürüklenirken iktidar ve yandaşlarının serveti her geçen gün tespit edilemez ölçülerde tırmanışını hız kesmeden sürdürmektedir.
Adalet yerle bir edilmiştir.
Cumhuriyet tüm değerleriyle aşağılanmakta, tüm kurumlar tahakküm altına alınmakta, her alanda tek tipleştirilmiş yapı tesis edilip, hızla uçuruma sürüklenir duruma gelinmiştir. Tüm hesaplar devleti yüceltmek için değil, ele geçirmek üzere yapılır olmuştur.
Halk sindirilmiş, bir tarafta sadaka kültürü oluşturulurken diğer yanda korku imparatorluğu olabildiğince belirleyici kılınmıştır.
Gelinen durum İstiklal Savaşı öncesinden çok daha ağır, çürümüşlük çok daha büyük boyutlardadır.
*
7 Haziran 2015 seçim günü!
Ya bu kahpe gidişin onaylanması olacak ya da ihanete dur denilecek irade olacaktır.
Ya büyük bir bedel ödemeye doğru atılacak son adım, ya da yeniden devlet ve milletin ihyası için bir besmele olacaktır.
Ya kendi geleceği için devlet ve milletin istikbalini peşkeş çekenlerin seçimi, ya da devleti ve milletini her şeyin üzerinde bilip, Allah Rızası için can verenlerin seçimi olacaktır.
*
Haykırıyorum!..
Bize rağmen bölgemizde bir şey yapamayacak olanlar, bize rağmen bizi yönetenleri tayin edebilmektedirler. İcazetli semirgenlerin varlık sebebi budur.
Haykırıyorum!..
Bölgemizin kan gölü oluşunda nihai hedef Türkiye’dir!
7 Haziran 2015!
Türkiye’nin nihai seçimidir!..
Türk Milleti için; hesapların ve hedeflerin kesiştiği “yüzyılın seçimidir!”