Yüzde 49’u Bozuk Para Gibi Harcamak!

 

Halk oylamasının sonuçları 2019’da yapılacak seçimlerde AKP’nin işinin kolay olmadığının kanıtıdır.

Muhalefetin siyasetini toplumsallaştırması halinde iktidar adayının seçilme şansı yok denecek kadar az olacaktır.

Ancak muhalefetin Ahmet Necdet Sezer gibi bürokratlarla, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi Çatılarda gezen adaylarla ortaya çıkması halinde iktidarın işi kolaylaşmış olacaktır.

AKP’nin varlığı ve gücü muhalefetin güçsüzlüğü, beceriksizliği ve yaratıcı strateji yoksunluğu üzerine kuruludur.

 

Siyaset mühendisliğinin sonu!

2019 yılındaki seçimlerde siyasetin tekelini AKP’nin elinden almanın bir tek yolu vardır o da halkta karşılığı olan bir program, halkla birlikte siyaset ve halkı ikna etme kabiliyetine sahip propaganda gücüdür.

Bu üç alanda da çarpıcı, etkileyici ve vurucu olmayan siyasetçiler 2019 yılındaki seçimlerde konu mankeni olmaktan öteye gidemeyeceklerdir.

2002 yılı aynı zamanda Türkiye’de siyaset mühendisliği yoluyla siyasi zafer elde etmenin de sonunu işaret etmektedir.

 

Halkla birlikte siyaset!

Türkiye’de halka rağmen siyasetin yerini halkla birlikte siyaset almıştır.

Cenaze sahibiyle birlikte tabutun altına giren, camisinde halkıyla birlikte ibadet eden, durağında taksi esnafıyla, gecekondusunda vatandaşının sofrasına bağdaş kurarak oturabilen siyasetçi halkla birlikte siyaset yapıyor demektir.

Alayına tahakküm eden değil alayına tabi olan, mütedeyyin, mütevazi kimliğin halkta karşılığı var.

Halk, pısırık ne söylediğini kendisinin de bilemediği hamaset söylemlerini değil, meydan okuyan, dobra ve yüksek sesli söylemlere kulak veriyor.

Halk, Rus ruleti gibi bir konuşup bin susanları değil sorunları doğru ya da yanlış bir üslupla da olsa sürekli yüksek sesle kendisiyle paylaşanları tercih ediyor.

Artık siyaset bu menzil üzerinden yürüyor!

 

Muhalefeti güçsüzleştirmek!

Şu tespiti yapmak doğal bir zorunluluktur: İktidarların gücü muhalefetlerin güçsüzlüğü üzerine kuruludur.

Muhalefeti bölmek, ezmek, ayrıştırmak iktidarı güçlendirmek için yapılır.

2011 yılı seçimleri öncesinde muhalefet üzerinde oynanan ve muhalefeti güçsüzleştirerek iktidarı güçlendiren komplolar bunun en bariz örneğidir.

2011 yılı genel seçimleri öncesinde CHP’nin genel başkanı Baykal’a kaset komplosu yapılmıştı.

CHP durup dururken bir iç hesaplaşmayla karşı karşıya bırakılmıştır.

Aynı yıl MHP’li yöneticilere yönelik kaset komplosu yapılmış ve bu süreçte MHP de siyaset değil savunma yapmak zorunda kalmıştır.

Diğer bir muhalefet Sadet Partisinin de aynı dönemde karpuz gibi ikiye yarıldığını da hatırlamak gerekiyor.

 

Yorgunluk, heyecansızlık ve tükenmişlik!

16 Nisan’da yapılan halk oylamasında halkın devleti ele geçirmiş iktidara karşın %49 üzerinde hayır demesi AKP’ye yönelik ciddi bir itirazdır.

AKP on beş yıldır iktidardadır.

Sürekli seçim zaferleri AKP’yi şımartmıştır.

Bu aşamada AKP’yi idealist değerler değil çıkarlar ve zaferler bir arada tutmaktadır.

İktidar partisinde hasbi ilişkilerin yerini hesabi ilişkiler almıştır.

AKP, yorgun, zafer sarhoşu, ülke için anlatacak hikâyesi kalmamış ve her anlamda tükenmişlik emaresi gösteren siyasi bir mütegallibe haline gelmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden AKP’ye genel başkan olması yeni bir heyecan dalgası yaratır mı?

Bu çok da kolay değildir.

 

%49’u bozuk para gibi harcamak!

AKP’nin iktidarını 2019 sonrasına taşıyabilmesi MHP’nin ve CHP’nin iç tartışmalarıyla yakından ilişkilidir.

MHP’nin siyasi ekseni partinin dışındaki muhalif odaklara kaymıştır.

CHP ise tam bir Babil kulesi özelliği göstermektedir.

Fikri Sağlar’ın ihracı, Selin Sayek Böke’nin istifaları…

Baykal’ın, hayır cephesinde hiç bir siyasi karşılığı olmayan Abdullah Gül’ün aday olarak teklif etmesi…

Diğer yandan apolitik bir biçimde Meral Akşener ile Ahmet Türk’ün cumhurbaşkanı yardımcılığından söz ediyor.

%49’luk hayır blokunun bozuk para gibi harcanmaya başlandığını gösteren emarelerdir.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!