Yunanistan’dan Skandal İtiraf: “Doğu Ege Adaları’ndaki Silahlarımız Güçlü

Yunanistan’dan Skandal İtiraf: “Doğu Ege Adaları’ndaki Silahlarımız Güçlü

doguakdenizpolitik.com’un aktardığı habere göre, Atina merkezli SL Press’te yer alan bir makale, Yunanistan’ın Adalar (Ege) Denizi’nin doğusundaki adaları silahlandırdığı ve askerileştirdiğini kanıtlar nitelikte, skandal ifadeler içermektedir. Makale, Türkiye’nin adalara yönelik olası bir amfibi operasyonunu değerlendiriyor.
Söz konusu makalede, ‘adalarda barınan sığınmacıların en büyük sorun olduğu ve olası bir Türk amfibi operasyonunda Türk birliklerine yardım edecekleri’ yazıldı. Makale’de, “Büyük bir adaya yapılan amfibi operasyonu kolay değildir ve Türk Silahlı Kuvvetleri için trajik bir şekilde sona erebilir.” ifadeleri yer alıyor.
Yunanistan, 1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmaları gereğince Adalar Denizi’nde gayri askeri statüde bulunan 22 ada ve Doğu Akdeniz’deki Meis Adasını silahlandırmış ve askerileştirmiştir. Bunun yanı sıra en az 7 EGAYDAAK kapsamında bulunan adayı da yerleşime açmış, silahlandırmış ve askerileştirmiştir.

75 1

Makalenin dikkat çeken ayrıntıları şu şekildedir;
Yunan Silahlı Kuvvetleri her zaman ilgilendiren konu, Küçük Asya (Türkiye) kıyılarının Doğu Ege adalarına yakınlığıdır. Öte yandan yakınlık, operasyon sürprizinin tamamını ortadan kaldırır. Çeşme-Sakız Adası 15 km’den az, Ayvalık koyu ise Mantamados’a 18 km uzaklıktadır. Samos’u (Sisam) karşı kıyıdan ayıran Mykali Boğazı sadece 2,7 km.

Yakınlık nedeniyle, her iki tarafın da topçuları başından itibaren operasyonlara dahil olacak. Modern savaş gemilerinin destek ateşi sağlama kabiliyeti sınırlı olduğundan, yakınlıkları nedeniyle Türk Donanması muhtemelen kullanılmayacaktır. Yunanlılar, adaların rahatlamasından yararlanarak düşman topçularının menzilinin dışında kalmak için Küçük Asya kıyılarındaki Türk amfibilerini yeterli mesafeden hedef alabilir.

Coğrafya Bizden Yana

Doğu Ege adaları, dar vadilerin arasında uzanan dağ koridorlarından oluşur. Plajların çoğu, çıkış ve iniş için uygun değildir. Erişimi olan tüm plajlar genellikle turistik amaçlı binalarla doludur.

Düşman kuvvetler adaya ulaşırsa, kıyıdaki kaotik inşaatlar bunu engeller ve zaten bitkin düşecekleri bir kentsel ortamda savaşmaya maruz bırakır. Kentsel çevre, savunma devletine büyük avantajlar sağlıyor. Bunlardan biri de düşman hava saldırısının etkisizliği. Türk kuvvetlerinin İHA’lar kullanması gereken yerlerde, yerleşim yerlerinin fazlalığı bir avantaj sağlıyor. Düşmanın olası hava saldırısında, Yunan Ordusu’nda nispeten bol miktarda bulunan ZU-23 ve Stinger gibi uçaksavar silahları devreye girecektir.

Daha yüksek irtifalarda ve daha uzun mesafelerde ise TOR-M1 ve OSA uçaksavar sistemleri, düşman uçakları için bir tehdittir. Düşman birlikleri bu durumda,Yunan Donanması ve Hava Kuvvetleri ile karşılacağı için adaların batısına iniş yapamaz.

Olası Düşman Saldırısı: Amfibi Operasyonu

Türkler, büyük bir adayı işgal etmek isterse bunu alanda tatbikat yapma bahanesiyle yapacaklar. Bu süre zarfında, Türk hava kuvvetleri ve topçularının saldırılarına zemin hazırlamak için özel kuvvetler ve SAT komandoları, adalardaki savunma pozisyonunda bulunan askerlerimizi şaşırtmak için gece karaya çıkacaklardır.

Adaya inişler muhtemelen helikopterle yapılacaktır. Fark edilir edilmez, resmi olarak düşmanlıkların başlangıcını işaretleyecekler. Bu nedenle amfibi kuvvet zaten bir saldırı hattında olmalıdır. Hava kuvvetlerinin amacı, limanlar ve havaalanları gibi stratejik noktaları işgal etmektir. Aynı zamanda Türk kuvvetleri, Yunan kuvvetlerini amfibi çıkarmanın asıl amacı konusunda yanıltmak için daha küçük operasyonlar başlatmak zorunda kalacak. Bu, Türk kuvvetlerinin dağılması ve kayıpların birikmesi demektir. Bu tür operasyonlar için kaç Türk amfibi tahsis edilebilir?

Adaların Savunması

Adalardaki savunma pozisyonları, mutlak zemin bilgisi ve tahkimat kullanımının avantajlarına ek olarak, yükseklik avantajına da sahiptir. Düşman kuvvetleri sahillere inmeye zorlanacak ve nesnel amaçları için belirli rotaları kullanacak. Adalarda idari merkezler dışında stratejik ilgi alanları bulunmadığından, bunlar Türk kuvvetlerinin ana hedefleri olacaktır. Öyleyse, Türklerin başarılı olması imkansızdır.

Yunan Hava Kuvvetleri’nin amacı, adaya üstünlük sağlamaktır. Bunu tam olarak başaramazsa, yine de Türklerin alanda dolaşım özgürlüğünü engelleyebilir. Adaların kıyılarındaki düşman birlikler, topçuların ve silah sistemlerinin hedefine girer.

Adalardaki Sığınmacı Sorunu

Doğu Ege adalarının savunması için ciddi bir sorun, binlerce sığınmacının bölgede olmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin daha büyük adalardan birinde amfibi harekat yapmak istemesi durumunda, sığınmacılar huzursuzluğun ve en kötü ihtimalle isyan hücrelerinin yuvası olacaktır. Sığınmacılar, bulundukları adayı düşman kuvvetlerine teslim edebilir.

En kasvetli taraf, sığınmacılar tarafından Yunan birliklerinin hareketleri ve dağılımı hakkındaki bilgilerin düşman kuvvetlerine aktarılmasıdır. Çünkü artık herkes akıllı cep telefonlarına sahiptir. Görüntü ve coğrafi konumu gerçek zamanlı olarak iletebilirler.

Her durumda asayiş birimlerini, milli muhafız birimlerini veya silahlı kuvvetleri işgal edecekler. Öte yandan, kırsal kesimdeki köylüler düşman birliklerinin hedefi olabilir. Dronların sahip olduğu kameraların düşük çözünürlüğü, bir grup insanın sivil mi yoksa hedef mi olduğunu etkiliyor.

Genel olarak, büyük bir adaya yapılan amfibi saldırı kolay değildir ve Türk Silahlı Kuvvetleri için trajik bir şekilde sona erebilir. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı bir Türk başarısı değil, Yunan başarısızlığı oldu. Daha olası bir senaryo; Türklerin amfibi yeteneklerini daha küçük bir Yunan adasını işgal etmek için kullanmaları olabilir. Küçük adalarımızda savunma yetenekleri sınırlıdır ve dolayısıyla bu adayı ele geçirme şansları daha fazladır.

Kaynak: Doğu Akdeniz Politik

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!