Eski Dışişleri Bakanı ve Zafer Partisi Genel Başkanı Başdanışmanı Şükrü Sina Gürel Türkiye’nin dış politikası ile ilgili Zafer Partisi Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Kuzey Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümü kutlayan Gürel, Yunanistan’ın kendisine ait olmayan adaları hukuksuz şekilde silahlandırmasına tepki gösterdi. Ayrıca; ABD’nin Türkiye’yi kuşatma politikasından vazgeçmesini de belirtti. Şükrü Sina Gürel, Suriyeli sığınmacı sorunun Suriye’nin meşru hükümetinin muhatap alınmadan çözülemeyeceğini savundu.
Mehmet Harun Yüksel / Ankara
Şükrü Sina Gürel’in konuşmasından satır başları:
“Bugün 20 temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın 48. Yıl dönümü. Hem Kıbrıs türkünün hem de bütün Türk milletini barış ve özgürlük bayramını Zafer Partisi olarak kutluyoruz.”
“Bugün hatırlamamız gereken pek çok şey olduğunu da düşünüyoruz. Çünkü anmamız gereken aziz şehitlerimiz, anmamız gereken değerli devlet adamlarımız; Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve büyük devlet adamı Rauf Denktaş’ı da bu vesile ile rahmet ve minnetle anıyoruz.”
“Kıbrıs türkü 1974’te hem Kıbrıs’a barış, özgürlük ve tabii ki meşru hükümetin geri dönmesini sağlayarak demokrasi getirdi. Hem de Yunanistan’a demokrasi getirdi. Çünkü Yunanistan’da 1967’den beri bir albaylar cuntası vardı. ABD’nin elinde oyuncak olmuş bir yöneyim vardı. 1974 barış harekatı ile beraber bitirildi. Dolayısıyla barış harekatının önemini yalnız yalnız Türk ulusu değil aynı zamanda bütün bölgenin yeniden hissetmesi gerekiyor.”
“Kıbırs’daki bu durum aslında 1984 yılında Kıbrıs Türklerinin kendi devletini kurması ile sonuçlandı ve bu devlet yalnız Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınıyor olsa bile sadece tanınmıyor olabilir. Varlığını inkar etmem mümkün değildir. Var olmak, yaşamak sadece tanınmakla olmaz. Tanınmak bunun bir adım ötesidir. Şimdi o bir adım öteye gitme zamanı gelmiştir. Çünkü Kıbrıs Türk’ü geçtiğimiz dönemde son cumhurbaşkanlığı seçimini adeta bir referandum niteliğinde yapmıştır. Hemen tanınmayı savunan bir aday yani Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçilmiştir.”
Tanınma vakti gelmiştir
“Artık tanınma vaktidir. Eğer Türkiye’yi yönetenler de Kıbrıs Türk’ünün sesine gerektiği gibi kulak veriyorlarsa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için zaman gelmiştir. Hele ki dünyanın bugünkü durumunda. Çünkü bugün dünya çok kutuplu uluslararası sisteme doğru evrilmesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk Devleti olarak tanınması konusunda yeni bir zemin hazırlamaktadır. Bundan yararlanmak gerekir.”
“Kıbrıs türkü devletinin tanınmasını hakketmektedir. Özellikle 2004 Annan Referandumu’nda olgunlaşmış ve bağımsızlığı hakkeden ve tanımayı hakkeden bir halk haline gelmiştir. Dolayısıyla tanınmak Kıbrıs Türkü’nün hakkıdır.”
“Türkiye’yi yönetenler Kıbrıs’daki bir avuç emperyalizm uşağına ve onların hizmetkarlarına değil, bağımsızlık, özgürlük ve barış isteyen Türk halkının bütünün sesine kulak vermelidir. Bundan sonra da hızla tanınma için hızla çaba sarf edilmelidir.”
“Ara yol olarak şu da benimsenebilir; Ecevit hükümeti döneminde bizler, hem Kıbrıs’dan hem dış politikadan sorumlu olarak şunu söylüyorduk, “Avrupa Birliği Kıbrıs Rumları ile hangi entegrasyon adımlarını atıyorsa biz de Kıbrıs Türk‘ü ile aynı entegrasyon adımlarını atacağız. Bizim iktidarımızda buna fırsatımız olmadı ama şimdi tanınmaya giden yolda birlikte hareket etmenin bir yöntemi olarak Türkiye’ye dış politikasında bağlı bağımsız bir devlet olarak Türkiye ile beraber yol yürüyen siyasal ünite olarak değerlendirmek de mümkündür. Bunu yapmak gerekir. Türkiye ile bütünleşmesi sağlamak, Kıbrıs Rum tarafı AB ile bütünleşmişse Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bütünleştirmek gerekir.”
“Ne bağımsızlığına ne tanınmaya engel bir durum oluşturmayacaktır. Kıbrıs Türk’ünün ambargolar altında bütün haklarını kullanamadan kısıtlı bir yaşam sürdürmeyi aşmayı sağlayabilecek yeni bir durum yaratmak Türkiye’yi yönetenlerin de boynunun borcudur diye düşünüyoruz Zafer Partisi olarak.”
“Yunanistan yakın tarihten ders almamışa benziyor. Yunanistan bir yandan kendisine ait olmayan ege adalarını sahiplenmek hatta bunları uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde silahlandırma peşinde. Bunu en üst düzeyde gösteriş yaparak desteklemek peşinde. Son derece yanlış bir politika. Yunanistan şimdiye kadar çok defa emperyalizmin koçbaşı oldu Ege’de. Türkiye’den toprak kopartmayı amaç bilen bir dış politika izledi.”
Yunanistan, Türklerin şamar oğlanlığına terfi edecektir
“Bu saldırganlığına Yunanistan son vermezse Batı’nın şımarık çocukluğundan Türklerin şamar oğlanlığına terfi edecektir. Bu vesile ile onları uyarmış olalım.”
“Kendilerini ABD’nin açık üssü haline getirmesi, Türkiye’nin parasını ödediği uçak ve silahların üzerine oturarak Türkiye’yi tehdit etmesi işine yaramaz. ABD’de de Yunanistan’ı kullanarak Türkiye’yi kuşatma politikasından vazgeçmelidir.”
“Türkiye NATO’nun ile ilişkileri 3 tane uçağa indirgenecek ilişkiler değildir. Türkiye silahlı kuvvetleri ile şimdiye kadar mucize sayılabilecek işler başarmıştır. En olanaksız dönemimizde bile Türkiye kendi bağımsızlığını özgürlüğü savunabilecek konumda olmuştur.”
Güvenliği TSK sağladı
“31 Temmuz 2022’de Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün süresi doluyor. Yeni bir anlaşma ile bu gücün adada kalmasını sağlamak düşünülecektir. Şimdiye kadar adada bulunan Barış Gücü Kıbrs Türkü’nün güvenliğine, barışa hizmet eden bir güç olmamıştır. Barışı, güvenliği ve huzuru sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Kıbrıs Türk Barış Gücü olmuştur.”
“Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ayrı bir anlaşma yapmayı reddeden bir BM Barış Gücünün Kıbrıs Türk topraklarındaki faaliyetlerine izin verilmemesi gerekir. Gitsinler öbür tarafta işlerini yapsınlar.”
Suriyeli sığınmacı sorunu
“Dünkü Tahran toplantısının sonucu ne oldu diye sorarsanız kısaca şunu belirtebilirim;”
“Suriye’de barış ve güvenliğin Suriye’nin meşru hükümeti muhatap alınmadan ve onunla iş birliği yapılmadan sağlanamayacağı ortaya çıkmıştır. Suriye’nin meşru hükümetini dışlayarak, onunla ilişki kurmayarak ne Suriyeli sığınmacılar sorunu çözebilirsiniz ne de Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayabilirsiniz”.
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına konuşanların sözü ayrı niyeti ayrı olamaz. Niyetlerinin de gerçekten Suriye’nin toprak bütünlüğünün olduğunu söylüyorlarsa Suriye’nin meşru hükümeti ile işbirliği yaparak buradaki terör örgütlerinin etkisizleştirilmesine ve burada uluslararası hukuka aykırı olarak bulunan ABD gibi devletlerin buradan birlikte çıkarılmasını sağlamak gerekir.”