26-27 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek YKS için geri sayım başladı. Uzmanlar, sınav esnasında yaşanacak heyecanın kötü bir şey olmadığına değinerek kaygının strese dönüşmesinin engellenmesi gerektiğini ifade etti.
3 milyona yakın öğrenci için geri sayım başladı. Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS), 26-27 Haziran’da yapılacak.
Uzman eğitimci ve yazar Gazi Karabulut sınav öncesi şu tavsiyelerde bulundu.
Sınava giren öğrenci sayısı bile bazı ülkelerin nüfusundan fazla olan bir ülkede sınav konusu veli ve öğrencilerimizin yaşam kalitesini ciddi oranda etkilemektedir. Buna rağmen mevcut sistem içerisinde eğitim-öğretim paydaşları sürecin sağlıklı götürülebilmesi için büyük çaba sarf etmektedir. Burada sistem üzerinden tartışma yapmaktan ziyade süreç yönetiminde paydaşların dikkat etmesi gereken hususları değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Haziran ayında LGS ve YKS uygulamaları yapılacaktır. Bu son dönemeçte veli ve öğrencilerimizin dikkat etmesi/yönetmesi gereken bazı hassas durumlar bulunmaktadır. Kısa başlıklar halinde bu sürece ait kritik konuları şöyle sıralayabiliriz:
1.Aile Kaygısı
Aileler, sınav sürecinde olan çocuklar üzerinde farkına varmadan olumsuz tutumlar sergilemektedirler. Özellikle çocuklar üzerinden bazı eksik kalmışlıkları tamamlamak, onların başarılarıyla statü kazanmak gibi ailenin kendini tatmin etme duygusu, farkına varmadan öğrenciye ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Çocuğun başarısıyla rol kapma kaygısı aynı şekilde çocuğa yansımaktadır. Çünkü kaygı bulaşıcı bir tutumdur. Burada veliye düşen doğal aile yaşantısını devam ettirmek ve öğrenciyle anne-baba ilişkisini sağlıklı bir şekilde sürdürmektir.
2.Sınava Yüklenen Anlam
Bir kısım aileler, sınava yükledikleri yüksek anlamdan dolayı çocuğun da sınava aynı şekilde bir anlam yüklemesine sebebiyet vermektedirler. Sınavın karakter ölçen değil bilgi ölçen bir süreç olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Eğer çocuğa, sınav sonucuna göre değer verileceği kanaati hissettirilirse bu durumda çocuk, sınavda yetersiz bir sonuç alırsa ailesi tarafından değersiz bir birey olarak görüleceği endişesini taşır. Sadece bu duygu bile, beraberinde sınavı yönetememeye sebep olur. Buradan hareket ile çocuğa verilen değerin ve sevginin sınav sonucu ile ilintili olmadığı, kendisine verilen değerin şartlı sevgi içermediği samimi söz ve davranışla gösterilmelidir.
3.Öğrencinin Gayretini Takdir Etmek
Uzun süredir konular, dersler, testler, taramalar, denemeler gibi yoğun bir çabanın içerisinde olan öğrencinin bu gayretleri takdir edilmez ise hatta bunun tam tersi “Sen bu şekilde ancak şuraya gidebilirsin,” gibi eleştirel yaklaşımlar sergilenirse çocukta çaresizlik, yılgınlık, güvensizlik gibi kişiliğini etkileyecek durumlarla karşılaşılabilir. Yapılması gereken sınav sonucundan ziyade süreç boyunca sergilenen çabanın takdir edilmesidir.
4.Olumlu Yönleri Görmek
Çocuğun eksiklerinden ziyade bütün olumlu davranışları ön plana çıkarılmalı, o davranışlar, söz ve tutumlarla desteklenmelidir. Böyle bir yöntem çocuk açısından hem kendine güvenildiği düşüncesini pekiştirecek hem de desteklenen olumlu davranışları geliştirmeye gayret edecektir. Ayrıca olumlu özellikleri anne, baba, öğretmen ve çevre tarafından fark edilen çocuğun kendine olan saygısı ve güveni de artacaktır. Bu sayede kendini daha güçlü hissettiği için karşılaşacağı sorunlarla daha kararlı bir şekilde mücadele etme gücüne kavuşacaktır.
5.Birlikte Kararlar Alabilmek
Sadece sınav sonucuna odaklanmak ve bunu her durumda dile getirmek öğrenci üzerinde artarak devam eden bir stresin de sebebi olacaktır. Bunun yerine hiçbir emeğin boşa gitmeyeceği belirtilmeli, bütün bu çalışmaların, hayatın ilerleyen safhalarında mutlaka katkı sağlayacağı izah edilmelidir. Yine sınavdan önce; sonuç beklenildiği gibi gelmeyecek olsa bile alternatif yollar ortaya konulmalı ve bu kararlar birlikte alınmalıdır. Böyle bir uygulama öğrencinin yaşanan sürecin sonunda çaresiz olmadığını ortaya koyacağı için daha rahat ve güvenli olmasını sağlayacaktır.
6.Güvenmek Değil Emeğe Teşekkür Etmek
Sınav öncesinde “Sana güveniyoruz, kesin kazanırsın, başaracağından eminiz.” şeklindeki cümleler oldukça tehlikeli ve çocuk açısından tedirgin edici ifadelerdir. Çocuğun bu cümlelerden anladığı “Sakın güvenimizi boşa çıkarma, bizi mahcup etme,” gibi anlamlar içereceği için kontrol edilemeyen bir kaygının sebebi olacaktır. Bunların yerine “Elinden geleni yaptığını görüyoruz. Bu gayretin için gerçekten teşekkür ederiz,” gibi sözler onu daha çok rahatlatacaktır.
7.Kıyaslamak ve Yanlış Örnekler Vermek
Sürekli birileri ile kıyaslanan öğrenci hem kendini değersiz hissedecek hem de kıyaslandığı aileye, öğrenciye, arkadaşına karşı içinde olumsuz duygular büyütecektir. Hele hele “Senin her şeyin var, falanın maddi durumu hiç iyi değil, hiç utanmıyor musun?” gibi örneklendirmeler ve onun kırıcı sözler ilerleyen zamanlarda kişilik bozukluğu olarak karşımıza çıkacaktır. Çocuğun kapasitesini de göz önünde tutarak beklentiyi bu duruma göre belirleyip hayal kırıklığı yaşamamak ve bu ölçüte göre çocuğun akademik başarısına yaklaşmak gerekir.
8.Sınav Öncesi Tedbirleri Eksik Bırakmamak
Öğrencilerimiz bu son zamanlarda bol bol branş taramaları, denemeler, yanlış yapılan soruların konularını tespit ederek o konuları mutlaka ilgili öğretmen ile çözme çalışmaları, tuttukları notlar üzerinden genel tekrarlar yapabilirler. Son iki gün deneme çözülmemelidir. Ancak genel tekrar çalışması yapmak faydalı olacaktır. Bir miktar heyecan duyulması normaldir. Sınav anında da bu heyecan bir iki dakika devam edebilir. Nefes egzersizi ile ve içilen bir iki yudum su ile bu durumu atlatmak zor olmayacaktır. Sınavda, yeni bir yöntem arayışına girilmemelidir. Çok yorulma gibi bir durumda on beş yirmi saniye dinlenme yeniden konsantrasyonu sağlamaya yardımcı olacaktır. Denemelerde uygulanan yöntem ile sınav çözülmeli, turlama tekniği kullanılmalıdır.
Sınavın son günlerinde birlikte vakit geçirmeye çalışmak, yürüyüşler, hafif egzersizler, aile sohbetleri (Ama sınav merkezli değil.) rahatlatıcı olacaktır. Ayrıca bazı akraba veya arkadaş gruplarının “İyi niyet telefon veya ziyaretleri” de rahatlatıcı değil kaygıyı artırıcı bir durum ortaya çıkaracağı için bu tür yaklaşımlara müsaade edilmemelidir. Yine beslenme düzenini değiştirmemek, uyku saatlerini erkene çekmemek, her zamanki saatinde yatmak, sınav evraklarını görünür bir yere koymak, sabah her zamanki gibi bir kahvaltı yapmak, rahat kıyafetler giymek, sınav yerine geç kalma endişesi yaşatmamak, sınav yerine kalabalık gitmemek, aşırı başarı dilekleri ifade etmemek gerekir.
9.Sınav Sonrası Anlayışlı Olmak
Sınav bittikten sonra ilk soru “Nasıl geçti?” olmasın. Önce içten bir teşekkür edin. Artık bu aşamanın bittiğini belirterek hayatının bundan sonraki sürecini sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için destek olmak gerekmektedir.
Unutmayalım ki hayatı boyunca daha pek çok sınavla karşılaşacaklar. Onları sadece sizin çocuğunuz olduğu için karşılıksız bir şekilde sevin ve destekleyin.