Siyasal sistemlerin ana omurgasını ekonomi ile ilgili programları oluşturur. Liberalizm serbest piyasa ekonomisini, komünizm devletçi ekonomik düzeni, karma ekonomi ise bu ikisinin de olduğu bir ekonomiyi savunur. Avrupa’da sağ-sol farklılaşması da bu düzlemde yürür.
Liberaller vardır, sosyalistler vardır, komünistler vardır.
Türkiye’de ise sağ-sol farklılaşması sosyokültüreldir… Aleviler vardır, Sünniler vardır, Kürtler vardır, Türkler vardır, Karadenizliler, Trakyalılar vardır. Bu düzlemde toplanır, partimizi sonra kurarız. Partinin dünya görüşü değil, sosyokültürel kimliğimiz önemlidir. İşte sıkıntıda buradadır…
Yeni partiye isim tartışmasında partinin dünya görüşüne uygun bir isim değil de, popülist bir isim arıyoruz. Sanki siyasi parti değil, kafe açacağız.
Siyasi düşünceler bellidir, Cumhuriyetçiler, Demokratlar, Milliyetçiler, Sosyalistler… Buna son yıllarda Çevreciler de eklendi.
Avrupa’da, Amerika’da yüzlerce yıldan beri devam eden partiler var. Demokrat parti, Cumhuriyetçi Parti, Liberal Parti, İşçi Partisi, Sosyal demokratlar. Parti programları ile isimleri tutarlıdır.
Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi. Demokrat Parti, Milliyetçi Hareket Partisi bunlar siyaset bilimiyle uyumlu isimlerdir.
Adalet ve Kalkınma Partisi… Anavatan Partisi, Refah Partisi, Saadet Partisi bunlar siyaset bilimine göre ve yerleşmiş doktrinlere uygun parti isimleri değildir.
Ne denek efendim, Adalet ve Kalkınma partisi? Her parti adaleti ve kalkınmayı sağlamakla mükelleftir. Bunu hangi rejim, hangi ekonomik doktrine göre yapacaktır. Siyasi yelpazenin neresindedir, Parti isminden anlayabilir misiniz?
Oysa Demokrat Parti. Demokrasiyi, hedeflemektedir ki; demokrasi, adaleti de, kalkınmayı da, huzuru da, saadeti de içinde barındırır.
Bu nedenle yeni partiye, siyasi parti adı koymalı, kulağa hoş gelmesi önemli değil, bugün hoş gelen kavram yarın anlamını yitirebilir.
Merkez Demokrat Parti tutarlı, anlamlı, ağırlığı olan bir isim… Başka bir isim de olabilir, ancak siyasi parti ismi olmalı. İsmini okuyan, burada kendisine yer olup olmadığını anlamalı. Demokrasi her devirde, herkesin ihtiyacı. Demokrasinin merkezine konuşlanmışsa, bundan daha güven verici ne olabilir?