Çağımızın putları kavramlar konulu yazımın girizgâhı şöyleydi;
“Tarihin karanlıklarına gömülesi hezeyanların tekerrürüdür çağımızın illeti!
Yaşanılanı ve yaşanılacağı, olanı ve olacağı belirlemek, kurgulamak, yönlendirmek… Acımasızlığın kıskacında, bütün değerlerin katledildiği, ne pahasına olursa olsun gücü elde tutmanın hırs ekseni. İslam öncesi; tefecilerin gücü elinde tutmak için icadıdır putlar. Kendileri o putlar sayesinde, hep güçlü, hep zengin olmuş, hep yönetmişlerdir.
Diğerleri de o putlara taparlarsa, ayakta kalabilecekler, günlük hoşluklar bulabilecekler, belki zengin bile olabileceklerdir. Ve şimdi…
Çağımızda yine putlar lâzımdır. Gücü elinden kaçırmak istemeyenlere, yönetmek isteyenlere!..
Helvadan olmayacaktır bu kez putlar; ne de olsa yüzyıllar geçmiştir üzerinden. Bu kez Kavramlar putlarıdır artık çağımızın!.. Çünkü kavramların asıl manâda ifade ettiği ulviyet ve elzemlik; karşı konulmaz, yokluğunda yaşanılamaz duygusunun maskelemesiyle; içleri boşaltılacak perde arkası haince emellerin sahneleneceği, gayrimeşru hareketleri meşru kılacak, tılsımlı putlar olacaklardır…”
Dünya yeniden şekillendirilirken dillerden düşürülmeyen demokrasi, insan hakları, özgürlük, küreselleşme gibi kavramları ele almıştım.
*
Bugün ülkemde yeni putlar icat edilmesinde, aklın alamayacağı bir başka eşik aşıldı.
Cahiliye dönemine son verip, putları yıkan yüce dinimiz İslam’ın değerlerinin içi boşaltılıp, sadece şekil ve söylemde öne çıkarılarak putlaştırılan odaklar üzerinden gündem belirlenip şekil verilir, sonuç alınır oldu.
– Zina dindarlıkta tarz olduğunda muta nikâhı imdatlarına yetişmiştir.
– Çalıp çırpmada yüzde bilmem kaça kadar yetim hakkı meşru fetvası gecikmemiştir…
– Yandaşa peşkeşte, mazlumu ezmekte sığınılan liman ama o dindar kisvesi olmuştur.
– Her yaptığı, attığı her adım ile tüm insani değerleri hiçe sayan birini “ak” kılmak üzere Peygamber tanımlamaları dalkavuklarınca yarışırcasına tekrar edilmiş, yetmemiş; “Allah’ın vasıfları var” ifadesinden çekinilmemiştir.
– Yüzlerce canın toprak altına bilerek gönderildiği facialarda, o katliamın sorumlularından olan zatın iki gün üst üste giydiği gömlekten insanlık hikâyeleri çıkarılabilmiştir.
– Başını örtüp, televizyonlarda din adına ahkâm kesem hatun kişi, asrın hırsızlığı konusunda; “çalmışsa bile dini yolda kullanacaklardı” diyecek kadar haramı helal kılma hezeyanına düşebilmiştir.
– Yayınlanan telefon görüşmelerinden anlaşılacağı üzere, yapılan tüm kirli pazarlıklar, tüm iğrençlikler, “Selamünaleyküm” ile başlamış, “Allah razı olsun” ile bitirilebilmiştir.
“Orspnn bahşişini peşin vereceksin” diyen bir karanlık kimliğin imkân ve ikramları ile mübarek umre gerçekleştirilmiş, ‘sevap’ kazanmışlardır.
– “Bakara makara” küstahlığının sahibi hala el üstünde tutulabilmektedir.
Ve sonunda; Bir iktidar vekili, kul hakkı yiyerek akraba eş dost, yandaş kayırmacılığı üzerine bir soru üzerine,
“Biz inançlı insanlarız değil mi; cuma namazına gittiğimizde her hafta hutbede ne okunur; ‘akrabalarını koru kolla’ der.”
Ardından Ayet-i Kerimeyi okuyup sunucuyu azarlayarak!
“Vallahi sen Allah’ın ayetine bile karşı geliyorsan ben sana ne diyeyim” cevabını verebildi!..
Dahası; tüm bu rezilliklerin sahipleri ısrarla ve pervasızlıkla sahiplenilmekte, savunulmakta, ‘dindar kesimin’ zırhı içinde, iktidarın nimetleriyle azdıkça azabilmektedir.
*
Bugün din adına konuşup, dini kullanan, türedi din simsarlarının putlaştırdığı dini kavram ve kimliklerin tahakkümünde, dinin tüm değerlerinin içinin boşaltıldığı, ahlaktan olabildiğince uzaklaşıldığı yeni cahiliye döneminin merkezindeyiz!
Günümüzün putları din üzerinden imal edilmektedir!..