Yeni anayasa konusu son günlerde gündemin ön sırasındaki yerini korumaya devam ediyor. Gündemin ön sırasındaki yerini korumasının sebebi bence Cumhurbaşkanı’nın ısrarla konuyu gündemde tutması ve Cumhurbaşkanı’nı destekleyen çevrelerin de buna yoğun biçimde destek vermeleri. Konu normal akışına bırakılsa gündemin ön sıralarında olmayıp epeyce gerilere düşeceğini düşünüyorum. Çünkü, vatandaşın asıl meselesi yeni anayasa değil. Vatandaşın asıl meselesi, terör, işsizlik, hayat pahalılığı vs.
Meclis’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu yeniden kuruldu. Yeni anayasa konusu AKP’nin Cumhurbaşkanı’nın isteği doğrultusunda başkanlık sistemi ısrarından vazgeçmemesi sebebiyle düğümleniyor. CHP ve MHP başkanlık sistemi konusunda çok kararlılar. AKP’ye taviz vermeleri söz konusu değil. HDP ise ancak özerklik tavizi karşılığında AKP’ye başkanlık sistemi için taviz verebilir. AKP ise HDP’ye istediği tavizi vermek istemiyor. Velhasıl, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan bir sonuç çıkacağına ihtimal vermiyorum.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan sonuç çıkmasa bile Cumhurbaşkanı’nın ve destekçilerinin yeni anayasa ve başkanlık sistemi ısrarından vazgeçeceklerini düşünmüyorum. Şartların uygun olduğuna kanaat getirirlerse bir erken seçim gündeme gelebilir. Erken seçim sonucunda oluşacak Meclis tablosuna göre yeni anayasa için bir referandumla karşı karşıya kalabiliriz.
Yukarıdaki ihtimalleri hesaba katarak düşünürsek milletimizin muhtemel bir referandumda doğru yönde oy kullanabilmesi için yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda bilgilendirilmesi oldukça önemli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın karşılanmasına katkıda bulunmak amacıyla bu konulara kafa yoran bir hukukçu olarak özellikle yeni anayasa konusundaki düşüncelerimi siz dostlarımla paylaşmak istedim. İşte, bu konudaki düşüncelerim:
1- Anayasa bir ülke ve bir millet için çok hayati konulardan birisidir. Çünkü, anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Bu sebeple yeni anayasa aceleye getirilmeden sabırla, çok titiz bir çalışma sonucunda ve oldukça geniş bir toplumsal mutabakatla yapılmalıdır.
2- Yeni anayasanın yapılmasında Meclis’te temsil edilen siyasi partiler lokomotif görevi yapacaklardır. Bu partilerin uzlaşması toplumsal uzlaşmayı sağlayacaktır. Bu yüzden Meclis’te temsil edilen siyasi partiler diğer partilerin hiçbir şartta kabul etmeyecekleri belli olan dayatmalardan vazgeçerek ortak noktalarda buluşmaya özen göstermelidirler.
3-Yeni anayasa yapılırken mevcut anayasadaki ilk dört madde mutlaka korunmalıdır. Çünkü, bu maddeler Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini yansıtan maddelerdir. Bu maddelerin değiştirilmesi Devletimizin kuruluş felsefesinden uzaklaşmamız sonucunu doğuracaktır ki, böyle bir durum ülkemiz ve milletimiz için tam bir kaostur. Allah korusun , böyle bir kaos hiçbir kimseye yarar getirmeyecek, sadece milli birlik ve bütünlüğümüzden rahatsız olan bölücülerin ve düşman devletlerin işine yarayacaktır.
4- Yeni anayasa yapımına katılan siyasi partiler, bilimadamları, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, anayasa hukukçuları vs. mevcut anayasanın hangi maddelerinin aksadığını, yetersiz olduğunu; bunların yerine hangi yeniliklerin getirilmesi gerektiğini topluma açıklamalıdırlar. Bu yapılırsa milletimiz neyin kaldırılıp yerine ne konulduğunu anlayabilecek ve sonuçta tercihini doğru yönde kullanabilecektir.
5- Cumhurbaşkanı ve AKP, başkanlık sistemi konusundaki ısrarlarını sürdüreceklerse parlamenter sistemin neden yetersiz olduğunu gerekçeleriyle birlikte açık ve net olarak ortaya koymalı, bunun yanında nasıl bir başkanlık sistemi istediklerini, istedikleri başkanlık sisteminin ülkemize ne gibi yararlar sağlayacağını gerekçeleriyle birlikte açık ve net olarak halkımıza anlatmalıdırlar.
6- Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda veya başka bir şekilde yeni anayasa taslağı hazırlandıktan sonra en az bir aylık bir süre içinde Meclis’te temsilen edilen siyasi partilerin ve üye sayısı kalabalık olan sivil toplum kuruluşlarının anayasa taslağı hakkındaki görüş ve önerilerini halka anlatmalarına imkan tanınmalıdır. Bunun olabilmesi için siyasi partilere Devlet televizyonu ile özel televizyonlarda eşit süreli konuşma hakkı verilmeli, sivil toplum kuruşlarına da siyasi partilere verilecek konuşma hakkının en az yarısı kadar olacak şekilde eşit söz hakkı sağlanmalıdır.
7- Yeni anayasa Meclis’te hangi çoğunlukla kabul edilirse edilsin mutlaka referanduma götürülmeli, anayasanın kabulü için en az % 60 oranında “EVET” oyu olması şartı konulmalıdır.