ANTALYA – Konyaaltı ilçesine bağlı Feslikan Yaylası’nda, yaşadıkları, ekip biçtikleri arsaların, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca TOKİ üzerinden parsel parsel satışa çıkarıldığı gerekçesiyle dava açan bölge halkı, “Toprağımızı savunacağız” dedi.
Çağlarca Mahallesi’ne bağlı olan Feslikan Yaylası’nda ve çevresindeki 12 mahallede bulunan 409 parsel, geçtiğimiz ay Bakanlık tarafından Çağlarca mevkii olarak tanıtılarak açık artırmalı ihaleye çıkarıldı. Satışa çıkarılan arsaların büyük kısmı, yaylada geçtiğimiz günlerde yapılan yağlı güreşlerin ardından yapılan ihalede satıldı.
Bölgede tarım ve hayvancılık yapan halk, yıllardır yaşadıkları, ekip biçtikleri toprakların TOKİ bünyesinde ihale edilmesine isyan etti. Üzerinde evlerin, bahçelerin, ağaçların bulunduğu dedelerinden kalma parsellerin satışında kendilerine öncelik verilmeden ve askı süreleri beklenmeden ihale sürecinin tamamlandığını belirten bölge halkı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve TOKİ’ye dava açtı.
Bakanlığın yaptığı teknik tespitlerde hatalar, açtığı ihalede ise yasal sorunlar olduğu şikayetiyle savcılığa yaptıkları başvuruda Feslikanlılar, hatalı imar planlarının da yeniden düzenlenmesini istedi. İmar planının uydudan yapıldığına ancak bölgenin dik ve eğimli bir arazi olduğuna dikkat çeken yöre halkı, verdikleri dilekçede uydu görüntüleri ile yapılmış olan imar planının gerçeği yansıtmadığına değinerek, bölgede daha detaylı inceleme yapılması gerektiğini dile getirdi.
Kanalizasyon ve internet altyapısına ihtiyaç olan bölgedeki parseller için yapılan ihalede fiyatların olması gerekenden yüksek bir baremden gösterildiğini ileri süren Feslikanlılar, birkaç nesil önce yerleştikleri alanları emsal bedellerini ödeyerek satın almak istiyor. TOKİ’nin resmi internet sitesinde yayınlanan ilanlarla satışa çıkarılan parsellerin, sahip olmadıkları özelliklerle taliplere sunulduğundan yakınan bölge halkı, Bakanlık tarafından ‘deniz manzaralı’, ‘internet ve kanalizasyon altyapılı’ olarak pazarlanan arazilerin gerçekte bu özelliklere sahip olmadığını, komşu köylere verilen mermer çıkarma ruhsatları nedeniyle arazilerinin mermer de ocak manzaralı olduğunu da vurguladı.
‘FİYATLARIN UÇMASINI FIRSAT BİLDİLER’
Kamuoyuna açılan ihalelerin hak sahipliği ve satış usullerine uygun olmadığı gerekçesiyle itiraz ederek yaşadıkları arazilerin üzerine tedbir koyduran mahalleliden Teslime Çapa, “Hakkımızı hukukumuzu savunur diye beklediğimiz devlet, civardaki arazilerin değerlenmesini, arsa fiyatlarının uçmasını fırsat bildi. Geldiler, incelediler, ölçüp biçtiler. Evlerimizi bize satış, bahçelerimizi boş arazi olarak işlemişler. Bir baktık ki, yıllardır yaşadığımız yaylamızdaki parselleri, değerinden çok daha yüksek fiyatlarla ihale etmişler. Yüksek kazanç için yerimizi yurdumuzu parçaladılar” dedi.
Yaklaşık 1200 metrekare olan arsasının, Bakanlık gayrimenkul değerleme için yaptığı keşif sırasında dört parçaya bölündüğünü belirten Çapa, ihale usulüyle parsel parsel satışa tepki gösterdi: “Arazimiz parça parça edildi, bize sadece 346 metrekaresi verildi, geri kalan kısmı ise ihalede gözümüzün önünde yabancılara satıldı. Öncesinde TOKİ’den bize tebligat bile gelmedi, bizim yerimiz yurdumuz bizden habersiz satışa çıkarıldı. Bu zorbalığa son verilmesini istiyoruz. Bu arsa bizim yaşam kaynağımız, burada 30 yıllık emeğimiz var. Yıllardır emek verdiğimiz, atalarımızdan kalan yerler bize sunulsun.”
‘TOPRAKLARIMIZ ÇATIR ÇATIR SATILDI’
Feslikan Yaylası’nda yaşayan Cengizhan Demir ise “TOKİ burayı 1, 2, 3 diye gruplandırmış. Ben evimi birinci grupta aldım. Ama arsamın ekilen kısmına 1 buçuk milyon TL bedel biçilmiş ve hiç haber verilmeden satılmış. Bu bölgede böyle mağdur olmuş yüzlerce insan var. Evlerimizin yan taraflarını, ahırlarımızı, bahçelerimizi aldılar. Topraklarımız internet ortamında çatır çatır satıldı. Satın alan kişiler, buraya geldiklerinde gerçekle karşılaşacaklar. Bu işin sorumlusu devlet, tekrar ölçüm yaptırsın. Bu hukuksuzluğa bir son versin, mağduriyetimiz giderilsin. Satıştan önce 24 arsa satıştan çekildi. Bunun nedeni de araştırılsın.”
‘DEVLET BİZDEN ÖN ÖDEME ALMIŞTI’
Adını vermek istemeyen bir davacı bir davacı ise 2011 yılında alınan kararlarla yaşadıkları topraklara imar çıkacağı konusunda umut verilen bölge halkından o dönemde ön ödeme de alındığını ancak bu girişimin devamının getirilmediğini hatırlattı: “Burada yaşayanlar, parsellerinin parasını devlete ödemek istediler, bunun da yolu açılmıştı. Ancak yıllardır bekliyoruz, süreç bir türlü o noktaya gelmedi. Şimdi de devletin herhangi bir bilgi vermeden yeni imar planı yapması, hepimize ‘pes’ dedirtti. Devlette tanıdığı, eşi dostu olanlar, gidip o gelişigüzel tutulan kayıtları değiştirtmiş. Bunu yapamayanlar ortada kaldı, toprakları ellerinden gitti. Şimdi burada hem yıllardır yaşam sürenler hem de yeni alıcılar mağdur olacak. Yerleri yurtları satılan yaylalılar nereye gidecek, nereyi ekip biçecek? Önce buradaki halka sorulsaydı, bahçesini satın almak isteyen alsaydı, satın alınmayan araziler satışa çıkarılsaydı topraklarımız parsel parsel yabancılara satılmazdı, kimse mağdur olmazdı.”
‘KAYMAKAM GELDİ, MERA STATÜSÜNDEN ÇIKARALIM DEDİ’
Bugün yaşadıklarının ilk adımının bundan 12 yıl önce yapılan bir uygulamayla atıldığını savunan Ömer Çoban, o dönemde ve bugün yaşananları şöyle anlattı: “2011’de Konyaaltı Kaymakamı buraya geldi, ‘Burayı mera statüsünden çıkaralım’ dedi. Biz de kabul ettik, herkes parasını yatırdı ve parselasyon yapıldı. O zaman buraların kullanıcılar için yasal hale getirileceği söylendi. Ama öyle olmadı. Evimin yarısı benim adıma, diğer yarısı satın alan kişiye tahsis edildi. Satın alan kişi geldiğinde ne olacak? Evimi ortadan ikiye mi böleyim? Biz parsel satışına karşı değiliz, herkes kendi parselini satın alsın. Ama insanların evlerini barklarını haber vermeden satmak nedir? Yerlerimizi satın alanlar buraya geldiğinde içeri sokmayacağız. Bunun sorumlusu kim olacak? Arsalarımızı satışa çıkarak devlet mi olacak, imardan sorumlu olan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek mi olacak? Biz hakkımızı yedirmeyeceğiz.”
‘KÖYLÜDEN VE MUHTARLARDAN GÖRÜŞ ALINMADI’
Yöre halkı olarak Feslikan Yaylası’na giden yolların, elektrik ve su altyapısının yapımında çalıştıklarını, memleket bildikleri bölgeye ağlar dikip tabiatını koruduklarını söyleyen Şevket Ismık da şöyle konuştu:
“İmar sürecinde yapılan yanlışlar arka arkaya geldi. Planlar oluşturulurken, köylünün ve muhtarların görüşleri alınmadı. İmar planları, uydu üzerinden gelişigüzel hazırlandı. Halk sahibi olan ailelerin parselleri ya yarı yarıya azaldı ya da hiç kalmadı. Benim 380 metrekare arsamın ağaçlar diktiğim bahçe kısmı, başka parsel sınırları içerisinde kaldı. Biz burada doğduk büyüdük. Ata’dan kalma bu topraklarımıza sahip çıkacağız. Bu haksızlıklar giderilsin, köylünün hakkı teslim edilsin istiyoruz.”