Kars Valisi Sayın Eyüp TEPE yatırımcıları Kars’a beklediğini açıkladı. Oldum olası bu tür davetler yapılır, ne yazık ki pek icabet eden olmaz.
“Yatırımcı” bir başka tanımlamayla “müteşebbis” herhangi bir yere “davet edilmek suretiyle” yatırım yapmaz. O kendi hesabını yapar.
Sayın vali yatırımcıyı “risk alan ve cesaret sahibi kimse” olarak tanımlamıştır. Yatırımcının aynı zamanda”akıllı insan”olduğunu da eklemek gerekir.
Hiçbir yatırımcı hatıra ve duygusallığa pirim vermez. Bir işe teşebbüs etmeden önce “kılı kırk yarar”.
Peki, İşadamı Kars’a gelmez mi? Elbette ki gelir. Yeter ki siz onun yatırım yapması için uygun ortamı hazırlayın. Hem öyle gelir ki, sizin davetinize bile gerek kalmaz. Hatta “kapıdan kovsanız, bacada girer”.Yeter ki Kars’ta bir ışık görsün.
Bugüne kadar gelen hükümetler genelde doğu’ya, özel de Kars’a işadamlarını teşvik etmek için birçok yönteme başvurdular. Bu bölge için sayısız teşvik paketi uygulandı.
Bunların hiçbirisi fayda etmedi. Demek ki bir yerde bir problem var.
Kars bugünkü haliyle bir müteşebbisi cezbedecek özelliğe sahip midir? Tartışılır.
Sayın Valinin sözünü ettiği Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu ile 2023 yılı hedefi olan hızlı Tren projesi elbette ki önemlidir.
Ancak 2023 yılında Kars’a hızlı Tren geldiğinde, başka illerde ve bölgelerde hangi fırsatların yaratılacağını da hesaba katmak gerekir. Zira elin oğlu boş durmuyor.
Yine Sayın Vali konuşmasında “Kars için bir babayiğide ihtiyaç olduğunu”söylemiş.
Sayın Vali ile şu altı aylık kışı birlikte yaşadık. Kars’ta yaşamanın bile başlı başına bir “yiğitlik” olduğunu sanırım kabul edecektir.
Buna rağmen Kars’ta kazandığını Kars’a yatıran ve aynı zamanda Kars’ta yaşayan bir kimseden daha “babayiğit” birisi olacağına şahsen ben ihtimal vermiyorum.
Türkiye’de illerin gelişmesini dışarıdan gelen yatırımcılar değil, o ilde yaşayanlar başlatmışlardır.
Örneğin, Kayseri sanayisine bakıldığında, ilde endüstriyel gelişimin en önemli özelliği, firmaların yerli sermaye tarafından ve çok ortaklı olarak kurulmuş olmasıdır.
Şüphesiz Kayseri belediyesi ve Ticaret odası yönetimlerinin “sürdürülebilir başarıyı” yakalamalarının önemine de işaret etmek gerekir.
Bu açıdan bakıldığında yeter ki Kars “yaşanabilir kent” haline getirilsin. Bunun arkasından kaçınılmaz olarak “Yatırım yapılabilir Kent” algısı mutlaka gelecektir.
Bir Kentin ekonomik açıdan yükselebilmesi eğitim, sağlık, güvenlik, kentsel altyapı, kültürel ekonomi gibi faktörlerin seviyesine bağlıdır.
Kentin insan kaynakları, AR-GE kabiliyeti, teknolojik gelişme imkânı, inovasyon kapasitesi de ciddi bir yatırımcı için önemlidir.
İstatistiklere göre her hafta sonu Eskişehir’e gezmek, görmek, dinlenmek için 20 bin kişi geliyormuş.
Eskişehir’in bu imkânı yakalamasında Yılmaz BÜYÜKERŞEN’in önce üniversite rektörü, ardından belediye başkanı olarak yaptığı başarılı hizmetlerin, hazırladığı altyapının rolünü kimse inkâr edemez.
Kayseri ve Eskişehir örneğimizin özeti şudur; Kentte yaşayanlar tercihlerini kentin menfaatlerine göre kullanmakta, tercih edilenlerde sorumluluklarını bihakkın yerine getirmektedirler.
Kars’ın Kalkınması için sihirli formüle değil, İki şeye ihtiyaç vardır.
1.Karslılar ve Kars’ı yönetenler
Kars’ı bölge değil, bir Avrupa kenti haline getirmeye karar vermelidirler. Bunun olabilmesi için paradigmanın değişmesine, zihniyet devrimine ihtiyaç vardır. Toleransı, sevgiyi, dayanışmayı ve işbirliğini kapsayan zihniyet devrimine…
2.Kurumların dayanışma ve iletişimi;
Valilik, Belediye, Üniversite ve Ticaret odası dörtlüsü arasında sağlanacak uyumun yaratacağı sinerji ile Kars bir Avrupa kenti olmayı o kadar uygun ki…