“…Ayvana serdim keçe
Yar gele burdan geçe
(Neçe bir ömrüm geçe)
Halk yoluna üç kurban
Yar gele burdan geçe …”
Hakkâri yöremize ait türkümüzde böyle seslenir ozanımız…
Kader midir bilinmez: “Halk yoluna üç kurban”
Ne kadar da yerinde bir mısra olmuş…
Güpegündüz halk yolunda kıydılar İki Ramazan Bir Yunus’a.
Artvin, Bingöl, Konya duydunuz mu kurşunun sesini?
Yeni Türkiye’ymiş!
Bu mu Yeni Türkiye?
Bu mu çözüm?
Bu mu Akil insanların görevi?
Evet, bir ülke var, adı: TÜRKİYE!
Evet, bir çözüm var: Hainlere ölüm!
Evet, bir görev var: Ay Yıldızı korumak, ses bayrağımız Türkçe’ye sahip çıkmak ve vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak!
91 yıl önceye gitmek istiyorum.
Ülkem işgal altından kurtarılmış, hainler öldürülmüş.
İnkılaplar peşinde olan Atam, derin düşünceler içinde. İnkılapları yerinde ve zamanında uygulamaya koymak için arkadaşlarıyla fikir alışverişinde bulunuyor.
İnkılapları uygulayabilmesi için demokrasinin olması gerektiğine, bunun için de yönetim şeklinin Cumhuriyet olması gerektiğine inanıyordu.
İşte tam da 91 yıl önce, bu günlerde ülkemin Yeni Türkiye’si için düşünce deryasındaydı Atam.
Ve iki gün sonra Cumhuriyet’i ilan etmişti, devamında inkılaplarını gerçekleştirmişti.
Peki, bugün Yeni Türkiye diyenler ne yaptı?
Analar ağlamasın dediler, daha dün üç ana ağladı.
Birlik, beraberlik dediler; böldüler, parçaladılar.
Vatanı avuç avuç sattılar.
Ne diyorlar biliyor musunuz?
Biz yol yaptık bilmem kaç kilometre!
Yemişim senin yolunu. Yapacaksın tabi, ey Yeni Türkiyeciler; millet uçuyor artık ne haber?
Bugün ülkemin toprağında özerklik ilan ediyorlar.
Kim veriyor bu cesareti onlara, kim izin veriyor bu olanlara!
Ankara’dan konuşmakla, Kahramanmaraş’ta diklenmekle olmuyor ey Taşeli’nin evladı!
Ben ve sen aynı toprakların çocuğuyuz. İçtiğimiz su ana dilimiz Türkçe gibi doğal, yediğimiz ekmek anamızın ak sütü gibi helal, soluduğumuz hava mizacımız gibi serttir.
Ey Davutoğlu, bugüne kadar sana hayırlı olsun diyebilmek için zaman bekliyordum. Demek ki vakit bu vakitmiş. Ben Taşeli’nin saklı cennetinden, sen Taşeli’nin taşlı cennetindensin.
Aramızda var 80 km.
Bu coğrafyadan nice insanlar çıkmıştır. Hepsi de birer gurur abidesi olmuştur. Sizin de bir gurur abidesi olmanızı canı gönülden istiyorum. İşte size fırsat!
İki gün sonra Cumhuriyet Bayramı. El Ele verin Ermenekli Bakanımız Lütfi Elvan’la. Taşelinin yiğit evlatları olduğunuzu ispatlayın!
İletişim, yol, kapı, ne varsa kapat Sayın Bakanım Elvan!
Ver emri, Sayın Başbakanım:
“Ey Türk vur, vatanın bakirlerine
Günahkâr gömleği biçenleri vur
Kemikten taslarla şarap yerine
Şehitler kanını içenleri vur!”
İşte o zaman derim size:
Nerede kalmıştık?
Yeni Türkiye’nin hangi bilim coğrafyasında geziyorduk?
Hangi ilim deryasına dalmıştık?
"Vur!" emrini bekliyorum, Başbakanım!
SAYGILAR…