Vicdani Ret mi, Vicdanı Ret mi?

”Sen benim anamı korumazsan, ben senin ananı hiç korumam!…” Vatandaş görüşü.

‘Vicdani ret’ kavramı, her ne kadar savunucuları tarafından liberal mantığın bireyciliği ön planda tutmasıyla açıklanmaya çalışılsa da durum bireysel bir konu olmaktan daha çok toplumsal bir konudur. Mesele askerlik hizmetinin yasalarla belirlenmiş bir sosyal hak ve ödev olmasından çok, genel ve tabii bir görüş olarak, ”bir topluma ‘millet olma’ duygusunu veren en önemli kavramlardan biriside, yurt savunmasındaki ‘aynı tehlike ve görevlere ortak olma’ hissidir” mantığı çerçevesinde açıklanabilecek bir sosyal durumdur. Çünkü vicdani ret eylemiyle ortaya çıkacak durum kanunla sınırlanmış olmanın da ötesinde toplum fertleri arasında ‘aynı tehlike ve görevlere ortak olma’ pozisyonunda bir eşitsizlik meydana getirecektir.

Şimdi, giriş kısmında yaptığımız bu tespitten sonra ‘vicdani ret’ kavramının çıkış felsefesinin üzerinde fazla durmak yerine merhum Durmuş Hocaoğlu hocamızın vicdani ret felsefesine getirdiği kısa eleştiriye bakıp, ardından vicdani ret hadisesinin amaç ve sonuçları üzerinde biraz düşünelim.

Vicdani ret konusunda Durmuş Hocaoğlu, vicdani reddin felsefi açıklamalarının müptezelliği (saygınlığını yitirmiş, değersiz, ortalık malı) üzerinde durmaktadır: “Vatan savunması vazifesini, yani daha açık anlatımıyla, bir ülkenin nimetlerinden istifade etmek için koşmakta kusur etmezken, külfetlerini ve külfetlerin en kritik olanını prensip olarak reddedenlerin ileri sürmüş oldukları sözde “vicdani” gerekçe ve ona giydirilmeye çalıştıkları sözde felsefi kılıf kelimenin tam ve hakiki manasıyla bir fikri müptezellik, bir müptezel felsefe numunesi. Fikir, felsefe, bu kadar aşağılanabilir, bu denli tahkir edilebilir mi?” Yeniçağ., “Analiz”., 03 Şubat 2006, Cuma., s.08

Vicdani ret ile ne amaçlanmaktadır, sonuçları neler olabilir?

Çoğunluğu emperyalist kutupta yer alan batı ülkelerindeki ‘vicdani ret’ uygulama mantığını bir kenara bırakacak olursak, emperyalizmin hedefindeki Türkiye gibi bir ülkede ‘vicdani ret’ kavramıyla askerlik hizmetine getirilmeye çalışılan eleştiri, Türkiye’nin tarih ve coğrafyasının gereksinimi olan ‘vatan savunması’ mefhumunu millet nazarında değersizleştirmektir.

‘Vicdani ret’ Türkiye’yi uzun vadede ayrıştırır. Bu ayrışma hemen öyle çabucak ta anlaşılmaz. Bir topluma ‘millet olma’ duygusunu veren en önemli kavramlardan biriside, yurt savunmasındaki ‘aynı tehlike ve görevlere ortak olma’ hissidir. Vicdani ret halkın birbirine karşı duyduğu bu hissi ortadan kaldıracak ve uzun vadede millet bütünlüğünü bozacak, ayrışmaya sebep olacaktır.

‘Vicdani ret’ kavramının yürürlüğe girmesiyle beraber, bu eylemi uygulayacak kişilerin öne süreceği vicdani ret sebepleri ile TSK’nın halk nezdinde gözden düşürülmesi ve ardından tasfiye edilmesi operasyonuna yeni bir boyut kazandırılacaktır. Bu amaç, ‘vicdani ret’ kavramını destekleyen çevrelerin TSK’yı tasfiye yönündeki gayretlerinin, insani ve ‘malesef ki’ İslami kılıflar uydurularak maskelenmesidir.

‘Vicdani ret’ hakkının tanınması sonucunda, konunun bizi en çok ilgilendiren yönüyle, sözde! İslami açıdan bir ret söz konusu olduğunda, bu reddin dayandırılacağı sözde! İslami literatür açısından ortaya çıkarılacak ‘Dini referanslar’, %98’i Müslüman olan bir ülkede toplumun birleştirici harçlarından birisi olan ‘aynı dine mensup olma’ psikolojisini de zedeleyecek, dolayısıyla toplumun ayrışmasına sebep olacaktır. Bu bağlamda Yüce dinimizin ‘Cihat’ emrinin bütün terminolojik açıklamalarından da öte, bin yıldan beri İslam’ın Bayraktarlığını yapmış olma şuurunun milli yapımıza getirdiği ‘birleştiricilik ruhu’ da maalesef ki konuya alet olan sözde! İslamcı çevreler tarafından tahrip edilmektedir. Zira vicdani retçiliğe sözde! İslami bir kılıf uydurmaya çalışanların, son tahlilde, ‘İstanbul’a Konstantinapol demekte bir sakınca görmeyen’ zevatla aynı pozisyona düştükleri görülebilir.

‘Vicdani ret’ kavramına getirilen sözde! İslami gerekçeler öncelikle, milletimizin ruhunda, şuurunda ve geçmişinde hak ettiği yüksek ve mukaddes makamı bulmuş olan ‘Şehitlik ve Gazilik’ makamlarını incitecektir. Bu açıdan ‘Milli ruhumuza” vurulan bir darbe olacaktır. Ayrıca halihazırda mevcut olan Şehit ve Gazilerimizin ailelerini vicdanen yaralayacak ve en başta şehit verdikleri evlatlarını ve gazi olanları ve onların ailelerinin durumunu değersizleştirecektir. Bugün ve gelecekte de mukaddes vatanımız için Şehit yada Gazi olmayı göze alan/alacak olan onurlu ve kahraman yürekli Türk gençlerini ise ‘amaçsızlık/ülküsüzlük’ batağına sürükleyecek, vicdani retçiliğin temel mantığı olan ‘savaş çıkmış, giden yok’ mantığı çerçevesinde bu gençlerimizi ‘vatan savunmasından’ alıkoymaya çalışacaktır. ‘Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır…” diyen şairimiz merhum Mithat Cemal Kuntay’ında işaret ettiği minvalde söylersek, vicdani retçiliğin amacı ‘vatan’ kavramımızı da değersizleştirmektir, dolayısıyla ‘vatan savunması’ nı da engellemektir.

‘Vicdani retçilik’ ile ‘Vatan savunması hizmeti’ ni reddeden, milletimize ve devletimize karşı en başta gelen ‘vatandaşlık görevlerimiz’ den ‘Askerlik yapma’ görevini kabul etmeyen kişilere karşı, devletin, ‘devletin vatandaşa karşı görevleri’ icabınca hangi görevlerini yerine getirip getirmeyeceği de meçhuldür. Vicdani ret, eğer TSK’ya karşı bir anlamsızlaştırma ise, bu topyekün devlete karşı da bir anlamsızlaştırma manasına gelecektir. Dolayısıyla devlete karşı görev ve sorumluluklarını aynı bilinç içerisinde yerine getiren vatandaşlarımız ile bu görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen vicdani retçilerin aynı ‘vatandaşlık haklarından’ faydalanması düşünülemez. Esas itibariyle vicdani retçilik bu noktada ‘eşit vatandaşlık’ ilkesine aykırıdır ve karşılığında da ‘eşit muamele’ yi hak etmemektedir.

Sonuç olarak ,
‘Vicdani ret’ kavramı çıkış kaynağı ‘Hıristiyan pasifizmi’ olan, esas itibariyle de’ millet olma bilincini’ ilahi kodlarıyla değil de son birkaç yüzyıldaki büyük maddi gelişiminin getirdiği ‘metot zorunlulukları’ çerçevesinde algılamaya çalışan batı’nın , ‘vatan ve millet’ kavramları açısından kendisine hiçte benzemeyen Türk Milletine bulaştırmaya çalıştığı bir hastalıktır. Bu hastalık ifade ettiği düşünce altyapısının sapkınlığıyla beraber, pratik olarak Türkiye üzerinde ;

-Türk Silahlı Kuvvetlerini tasfiye etmek,

-Askerlik görevini anlamsızlaştırıp, Türk Ordusunu ve Türkiye’nin savunulmasını değersizleştirmek,

-Türk Ordusu üzerinde sürekli spekülasyonlar oluşmasına imkan vererek, Ordu-Millet bütünleşmesini
zayıflatmak ve bu spekülasyonlar sayesinde Türk Ordusunu ve Türkiye Cumhuriyetini sürekli olarak hukuk yoluyla ‘dış müdahalelere’ maruz bırakmak yoluyla zayıflatmak,

-Türk Milleti arasındaki birlik, beraberlik, dayanışma ve gerektiğinde ‘tek vücut’ olabilme ruhunu zayıflatmak.
Bu ruhu zayıflatmakla beraber milletin ordusu ve devletine olan güveninin sarsılması ile beraber Türkiye Cumhuriyetinin bu birlikten aldığı gücünü ve etkisini azaltılıp, emperyalizme karşı direnemeyecek hale getirmek,

-Türk Milletinin %98’lik payda ile mensubu olduğu Yüce Dinimiz İslamiyet’i vicdani retçiliğe alet edip, milletimizin ‘Şehitlik, gazilik’ gibi İslami değerlerini gözden düşürmeye çalışmak ve bu algı dahilinde ülkede dini ayrışmalar yaratmak, İslam dinini ve devlet kavramını tartışmaya açıp Türk Devletini ve milletini zayıflatmak,

-Vicdani retçiliğe sözde! İslami kılıflar uydurup, vatan sevgisini Yüce Dinimizden ve Türklüğünden alan milletimizin ‘en büyük makam’ saydığı Şehitlik makamına ve onun bir alt rütbesi Gazilik makamına ermiş olan vatandaşlarımızı değersiz gösterip, bu duruma itiraz edecek olan vatanseverleri tahrik ederek iç kargaşaya yol açmak ve milletimizi vatan savunmasından soğutmak.
gibi amaç ve hedefleri olduğu görülmektedir.

Vicdani retçiliğin toplumda yer bulduğu kesimler malumdur ki öncelikle eşcinseller, PKK yanlıları, aşırı sol, liberaller ve Ulus devlete düşmanlığı artık ayyuka çıkmış olan cemaatçilerdir. Bu kesimlerde gitgide güçlendikleri de aşikardır.

Son söz olarak,
Bir Türk Milliyetçisinin konuya vereceği cevap ;
”Vatan sevgisi imandandır.” Hadis-i Şerifidir.

Saygılarımla…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!